İstanbul Dünya Kültür Mirası Listesinden Çıkabilir
UNESCO Dünya Kültür Mirası Komitesi’nin önünde, İstanbul’daki
uygulamaları yerden yere vuran bir rapor var. Raporda özellikle Sulukule, Four
Seasons inşaatı, Haliç’teki metro inşaatı eleştiriliyor.
İspanya’nın Sevilla kentinde halen devam eden UNESCO Dünya
Kültür Mirası Komitesi’nin genel toplantısında görüşülen Dünya Kültür Mirası
taslak raporunda; Sulukule, Osmanlı döneminden kalma ahşap binaların korunması,
Sultanahmet’teki Four Seasons Oteli’ndeki ek inşaat, Haliç’teki metro köprüsü
inşaatı ve İstanbul’un trafik mastır planı gibi uygulamaların İstanbul’un kültür
mirasını tehdit ettiği değerlendirmesine yer verilerek, bu uygulamalardan dolayı
Hükümet’e ağır eleştiriler yöneltildi.
2009 yılı Nisan ayında İstanbul’a gelerek incelemelerde bulunan
UNESCO heyetinin gözlemlerine yer verilen raporun, 30 Haziran’a kadar sürecek
olan toplantının sonunda kabul edilmesi durumunda İstanbul’un UNESCO’nun Dünya
Kültür Mirası listesinden çıkarılması riski ortaya çıkacak. Sulukule Platformu
sözcülerinden Viki Çiprut’a göre ise en iyimser senaryoyla heyet, gerekli
düzenlemeleri yapması için Hükümet’e bir yıl daha ek süre verebilir.
"UNESCO dikkate alınmadı"
Özellikle Sulukule ile ilgili olarak "tescilli binaların
yıkılmasının yanı sıra yerel yöneticiler tarafından uygulanan soylulaştırma
programı sonucu yerel toplulukların dağıtıldığı ve bölgenin somut ve somut
olmayan değerlerinin kabul edilemez bir şekilde yok edildiği" tespitinde bulunan
UNESCO heyeti, önceki yıllarda incelemelerde bulunan UNESCO heyetlerinin
Hükümet’e sundukları inceleme raporlarının da dikkate alınmadığını
belirtiyor.
Heyet raporunda özellikle, tarihi alanların yenilenmesi
konusunda çıkarılan 5366 Sayılı Yasa’nın, koruma değil aksine yıkımlara ve
tarihi değerlerin yok edilmesine yol açtığı açıkça belirtiliyor ve daha önceki
raporlarda olduğu gibi bu yasanın değiştirilmesi tavsiye ediliyor.
UNESCO’nun taslak raporunda İstanbul’un kültürel mirasını tehdit
eden uygulamaların her birine ayrı bir başlık açılarak yer verildi. Raporda
özetle şu başlıklar yer aldı:
Trafik mastır planının tarihi yarımadaya
etkisi
Heyet, İstanbul için hazırlanan trafik mastır planının
uygulanması durumunda bunun tarihi yarımada üzerinde yaratacağı olumsuz
etkilerden duyduğu kaygıyı dile getiriyor. Özellikle de Boğaz’dan geçecek olan
ve Harem’le Kumkapı’yı birleştirmesi düşünülen tünelin, Sultanahmet’in hemen
batısından geçeceği için tarihi yarımadanın kalbine ve Boğaz’ın doğu yakasına
şüphesiz bir biçimde çok ağır bir trafik yükü getireceği belirtiliyor. Heyet, bu
nedenlerden dolayı Hükümet’ten bu planın uygulamaya sokulmadan önce bağımsız bir
çevre değerlendirme raporunun hazırlanmasını istiyor.
Four Seasons Oteli ek inşaatı
"İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, Sultanahmet’te arkeolojik
kalıntılar üstüne yapılan Four Seasons Oteli’nin ek binasının inşaat ruhsatını
iptal etti. Ancak bu karar nedeniyle tarihi kalıntılar üzerinde yapılan tüm
arkeolojik çalışmalar ve koruma çalışmaları da durdu. Bu nedenle bu önemli
arkeolojik kalıntılar, uzun süre kötü hava koşullarına maruz kalma
ihtimallerinden dolayı hâlâ risk altında bulunmaktadır."
"Haliç’e metro köprüsünden vazgeç"
"Heyet, Haliç’te yapılması düşünülen ve görsel hali çoktan
belirlenmiş olan yeni metro köprüsü inşaatının yüksek kuleli ve asma köprü
yapısının, üzerine inşa edilmesi düşünülen toprağın, buradaki binalar ve
özellikle de Süleymaniye Camii üzerinde belirgin biçimde olumsuz ve kötü
etkilerinin olacağı kaygısını taşıyor. Heyet, hükümeti bu projeden vazgeçmesi ya
da alternatif başka öneriler geliştirmesi yönünde uyarıyor."
Eski ahşap evler tehlikede
Heyet, İstanbul’daki Osmanlı döneminden kalma eski ahşap
binaların tehlikede olduğuna dikkat çekiyor. Bu evlerin büyük bölümünün boş
kaldığına dikkat çeken heyet, "Ancak bu evlerin korunmasına yönelik herhangi
bütünlüklü bir koruma planı ya da rehabilitasyon programı bulunmamaktadır.
Hükümet’i bu yönde uyarıyoruz" diyor.
Sulukule
Rapor, 5366 Sayılı Yasa’nın özellikle Sulukule’de yol açtığı
sonuçların ne kadar yıkıcı olabileceğini kanıtladığını vurguluyor. Raporun
Sulukule’yle ilgili bölümünde şöyle deniyor:
"Heyet, buradaki tescilli binaların yıkılmasının yanı sıra yerel
yöneticiler tarafından uygulanan soylulaştırma programı sonucu yerel
toplulukların dağıtıldığını ve bölgenin somut ve somut olmayan değerlerinin
kabul edilemez bir şekilde yok edildiğini tespit etti. (...) Fatih Belediyesi
şimdi 5366 Sayılı Kanun’un çerçevesinde bu bölge için bir imar planı sundu.
(...)
Misyona gönderilen taslaktan Deniz Surları’ndaki evlerin
yıkılacağı ve Bulgar piskoposunun eski sarayını çevreleyen duvarların önüne
şaşaalı bir merdiven inşa edileceği anlaşılmıştır.
Bu bir koruma projesi değil imara açmadır ve önceki heyetlerin
de tavsiye ettiği üzere, bu proje buradaki şahsi mal sahiplerinin yararına da
değildir."
Kentsel dönüşüm projeleri
"Tarihi yarımadadaki önemli altyapı projeleri ile kent
topraklarını kullanıma açmaya odaklanan ve dolayısıyla Dünya Mirası
Listesi’ndeki önemli bölgeler için uygun olmayan kentsel yenileme projeleri
hakkındaki kaygı devam etmektedir.
Heyet, 2006 ve 2008 heyetlerinin tavsiyelerini tekrarlayarak, bu
türden tüm projelerin, yeniden inşa etmek veya yeni bina yapmak yerine mevcut
tarihi yapıların korunmasına saygı göstermesi gerektiğini belirtir.
5366 sayılı, 'Yıpranan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların
yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması hakkında kanun' çerçevesinde
önerilen kentsel yenileme projelerinde önemli hiçbir değişiklik yapılmadığı
görülmüştür. Bu projeler bir dünya miras varlığı ile bağdaşacak koruma
planlarını içerecek şekilde düzeltilmemişlerdir.
Böylece, 5366 Sayılı Kanun’un tatbikatta uygulanması, Dünya
Miras Listesi’nin önemli bölgelerinin varlığı ve bütünlüğü için önemli bir
potansiyel tehdit oluşturmaktadır."