İstanbul'un güzelliğine övgü için yazılmadık kelime
kalmamıştır herhalde. Ama her büyük şehrin olduğu gibi İstanbul'un da
çirkinlikleri, olmazsa daha iyi olacak denilen yönleri ve yerleri var. İşte
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi yüksek lisans öğrencileri Filiz
Gazi, Elif Miral ve Onur Atıl Demir,
İstanbullulara yaşadıkları şehrin 'keşke olmasa' dedikleri
yönlerini sordu. Tabiî ki çoğunluk 'Beton yığınları olmasa.'
diyor. Köprülerin, alışveriş merkezlerinin, kentsel dönüşüm projelerinin
olmasını istemeyenler de var.
Çekimleri hâlâ devam eden 'Olmasa' belgeseli, yönetmeni
Filiz Gazi'nin projesi. Bir gün yorgun argın otobüsle Galata
Köprüsü üzerinden geçerken aklına gelmiş böyle bir belgesel çekmek. "Bugüne
kadar hep İstanbul'un güzelliklerinden bahsedildi, tarihî eserlerine övgüler
düzüldü, Boğaz'ı, erguvanları, laleleri anlatıla anlatıla bitirilemedi. Ya
gözümüze batan, bizi rahatsız eden şu detaylar... Onlar olmasa daha güzel olmaz
mıydı?" Zihninden E-5'in kenarına dizilmiş ucube beton binalarını, Boğaz'da
sıralanan koca beton yapıları kaldırmış, trafiği azaltmış, sokaklara sinen
yoksulluk ve mutsuzluğu silmiş. Sonra İstanbul'da yaşayanlara 'olmasa'larını
sormayı düşünmüş. Arkadaşlarıyla beraber kamera ve mikrofonla yollara düşmüş.
Kentsel dönüşüm olmasa
Dünyada İstanbul fotoğraflarıyla tanınan Ara Güler,
"Betonlaşma olmasa." diyor. Derya Alabora, "Gloria Jean's ve
Starbucks gibi yabancı kahve zincirlerinde yayılarak oturan insanlar olmasa."
diyor. Zeynep Tanbay, Boğaz'ın yok edilmesinden rahatsız ve
bunu yapanların olmasını istemiyor.
Öğrenciler sadece ünlü isimlere değil, İstanbul'da yaşayan vatandaşlara da
mikrofonu uzatmış. Örneğin, İstanbul'un betonlaşmasından sorumlu tutulan
Karadenizli müteahhitlerden biri, "Keşke sorumsuz yöneticiler olmasa." demiş.
Çünkü, "Biz bunları yapıyoruz da bize izni iktidarlar veriyor." diyor.
Tarlabaşı'nda yaşayan Serhat, "Kentsel dönüşüm olmasa." diyor. Gerekçe olarak
şunları sıralıyor: "Kentsel dönüşüm geldikten sonra bu semtlerdeki hikâyeler yok
olacak."
Genç yönetmen, Nişantaşı ve Etiler'de
oturanlara bilinçli olarak bu soruyu yönlendirmediklerini söylüyor. Ona göre
"Alışveriş merkezinin rengi mavi olmasın, kırmızı olsun" gibi toplumun genelini
ilgilendirmeyecek kadar uzak "olmasa"ları vardır onların. Gençler adı
İstanbul'la özdeşleşen isimlere de mikrofon uzatacak. Ekim sonunda belgeseli
bitirmeyi düşünüyorlar. Çekimler sırasında ilginç tepkilerle de karşılaşmışlar.
Eminönü'nde bir kaptan başlamış belediye başkanlarına, yöneticilere övgüler
göndermeye. Karşısında kamera görünce işini kaybetme riskine karşılık
yöneticilerinin hoşlanmayacağı bir şey söyleyememiş.