İstanbullu Denizi İçiyormuş



İstanbul Su ve Kanalizasyon İşleri Genel Müdürlüğü'nün, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın, su sorununa karşı çözüm önerisi olarak getirdiği ve son çare olarak gördüğü deniz suyunun beş yılı aşkın süredir gizlice içme suyuna karıştığı ortaya çıktı.

İstanbul genelinde faaliyet gösteren bazı sivil toplum örgütleri, Esenler, Bağcılar, Küçükçekmece ve Gaziosmanpaşa'daki pilot bölgelerden aldıkları su numunelerini tahlil ettirdi. Alınan sonuçlara göre, su numunelerinde klorun geç çözünürlük gösterdiği ve bu durumun ancak tuzluluk oranı yüksek deniz suyunda gerçekleşebileceği hükmüne varıldığı belirtildi.

Uzmanlar, deniz suyunun dünyanın birçok kurak bölgesinde kullanılabildiğini, ancak bu suyun ağır metaller ve mikrobiyolojik canlıların, özel işlem olmadan arıtılamayacağını belirterek, iSKİ'nin söz konusu uygulamasının endişe verici olduğunu vurguladılar.

Özellikle tam olarak arıtılamamış deniz suyunda bulunan Civa(Hg) ve Kadmiyum(Kd) elemederinin, canlılar üzerinde, başta lenf kanseri olmak üzere birçok kanser trüne yol açabileceği vurgulandı. Konu ile ilgili olarak aradığımız İSKİ Terkos İşletmeleri Müdürlüğu'nden yetkili, Terkos Gölü'ne, 2002'den bu yana Karadeniz'in suyunun çekildiğini doğrularken, söz konusu işlemin direk olarak kullanım amaçlı değil, gölün su seviyesinin düşmesini engelleme amaçlı olduğunu iddia etti. Ancak sivil toplum örgütlerine göre, gerek üniversitelere gerekse Hıfzıssıhha Enstitüsü'ne yaptırılan tahlil sonuçları, deniz suyunun musluklardan aktığını gösteriyor.

İSKİ uyarıldı
Konu ile ilgili olarak gazetemize özel açık-lamlarda bulunan İstanbul Çevre Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Ali Çaçan, Karadeniz'den Terkos Gölü'ne su aktarılma işleminin başladığı 2002 yılında İSKİ'yi uyardıklarını, ancak İSKİ'nin su çekme işlemini kısa vadeli olarak gördükleri ve amacın göldeki su seviyesinin düşmesini engellemek olduğunu ileri sürdüğünü, yapılan hiçbir uyarının dikkate alınmadığını iddia etti.

Kanser, verem vakaları arttı
Çaçan, söz konusu su çekme işleminin, sağlıksız olduğunu da hatırlatarak, "Su seviyesinin düşmesini engellemek amacıyla Karadeniz'den su alıklarını ancak bu suyu kullanmayacaklarını söylemişlerdi. Buna çocuk bile güler. Çünkü biraz kimya bilen bir kişi, suyun özgül ağırlığının aynı olduğunu, dolayısıyla göle çekilen suyun, normal göl suyu ile anında karışarak, şehir şebekesine yansıyacağı açıktır. Biz yıllardır uyarılarınızı yaptık. Bu tip bir su, kansere ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açar. Özellikle son iki-üç yılda, Avrupa Yakası'nın bazı ilçelerinde artan kanser ve verem vakalarının, kullandırılan deniz suyu ile yakın ilgisi olduğundan hiç şüphemiz yoktur" şeklinde konuştu.

Sonuçlar vahim olur
Doğa Savaşçıları Derneği Genel Başkanı Zafer Murat Çetintaş ise, çok basit bir helikopter turu ile Terkos Gölü'ne kanallarla su aktarıldığının görüntülenebileceğinin altını çizerek, "Suudi Arabistan ve İsrail'de 1960'lardan buyana, deniz suyu kullanımı çok yaygın. Ancak bu, belli aşamalı arıtma işlemlerinden oluşuyor. Biraz pahalı ama kullanışlı bir sistem. Siz bu sistemi hiç kurmadan, deniz suyunu şebeke suyuna verirseniz sonuç vahim olur. Yani siz deniz suyunu, tuzunu arıtıp, temizledik mantığı ile kullandıracaksınız, sonra da buna hizmet diyeceksiniz. Bu kadar çocukça bir mantık olamaz. Bunun bilimsel bir dayanağı da yoktur. Aksine, insanlar ölümcül hasta olurlar. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlğı'nı ve İSKİ'yi, yıllardır bu uygulamaya son vermeye çağırdık, yine ısrarla çağırıyoruz." dedi.