İstanbul'un Çirkin Gerçekleri!



Önümüzdeki yıl Avrupa'nın kültür başkentliğini üstlenecek İstanbul'un son yıllarda yaşadığı en büyük değişimin, her yanından yükselen binalar olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım. Krize rağmen yavaşlamayan, bulduğu her boş alanda kendisini gösteren bir değişim...

Amerikan merkezli popüler seyahat dergisi 'Travel and Leisure', son sayısında önde gelen mimarların fikrini alarak dünyadaki en çirkin 10 yapıyı derlemişti. Biz de İstanbul'daki bu çarpık yapılaşma içinde çevremizi saran sevimsiz, çirkin ve uyumsuz binaları işi bilenlere soralım dedik. Türkiye'nin önde gelen mimarlarından, yelpazeyi geniş tutarak kendilerinin en çirkin bulduğu beş yapıyı listelemelerini istedik.

Mimarlar Odası eski Başkanı, mimari tartışmalarda ismini sıkça duyduğumuz Oktay Ekinci konuyu açtığımızda, 'bu konu için aslında gazetenizin sayfaları yetmez' dedi ve mimarlığın bir bakıma çevreyle uyum kurma sanatı olduğunu söyleyerek, 'çirkin' değil de 'uyumsuz' bulduğu beş binayı sıraladı.

Önceki yıl Avrupa'da 40 yaşın altındaki en iyi 40 mimarından biri seçilen Melkan Tabanlıoğlu, İstanbul 2010 Kentsel Uygulamalar Direktörü görevini de üstlenen Korhan Gümüş ve yine Türkiye'nin önemli mimarlarından Nevzat Sayın beş yapıyla yetinemeyenlerdendi. Tabanlıoğlu Beşiktaş'taki Atatürk, Cumhuriyet ve Demokrasi Anıtını listesine fazladan eklerken, Gümüş her yerde mantar hızıyla biten TOKİ konutlarını, Sayın da Acıbadem'deki Türk Telekom binasını, Üsküdar Evlendirme Dairesi'ni, Yenibosna'daki Kuyumcu Kent'i ve İstanbul Park yarış pistini beş yapıya ek olarak gösterdi. Sayın'ın listesini hazırlarken isimleri mimarlık ofisindeki çalışanlarla birlikte belirlemesi, onun listesinin kabarık olmasının da nedeni gibi görünüyor.

Murat Germen, İstanbul'un durumunun vahim olduğunu söyleyerek tek tek isim vermektense, beğenmediği yapı tiplerini kategorilere ayırmayı tercih etti. Listesini kamu yapılarından oluşturan Korhan Gümüş, konu ve beğenmeme kriterleri hakkında başlı başına bir haber konusu olabilecek uzunlukta açıklama yaptı, fakat yerimizin darlığı nedeniyle burada gösteremedik.

Özellikle yerel seçim dönemlerinde adını İstanbul Belediye Başkanlığı adaylıklarında duyduğumuz, İstanbul için ürettiği projelerle gündeme gelen Ahmet Vefik Alp 'galiba gözlerimiz çirkinliğe alışıyor' dedi. Murat Germen'in, 'Maslak-Levent-Kavacık'taki gökdelenlerin çoğu' ifadesiyle İstanbul'un bu yeni 'vitrinini' listesine alması ve Sinan Genim'in son yıllarda 'korunsun-yenilensin-yıkılsın' tartışmalarına konu olan Atatürk Kültür Merkezi'ni beş isim arasında sayması, listelerin dikkat çekici iki yanı. İhsan Bilgin'in sakil yapılaşmanın zirvesi olarak değindiği Tepebaşı'ndaki TRT binası ve Dolmabahçe'de Gökkafes adıyla bilinen Süzer Plaza, listenin en 'çirkinleri' arasında öne çıktı. Eminiz sizin de bu listeye ekleyeceğiniz epey bir yapı vardır...



Melkan Tabanlıoğlu

1) İstanbul Otogar-Esenler
Kente karamsar bir hoş geldini garantiliyor!
2) Flash TV binası-Tepebaşı
İstanbul'un en doğru canlanan bölgesi Pera'da, ne olmaması gerektiğine dair 'kitsch' numunesi olarak bu bölgeyi muhtemel yanlış renovasyonlara karşı koruyordur umarım.
3) TRT binası-Tepebaşı
Ne yazık ki rengarenk çerçevelenmiş cephesi ile görmeden geçemeyeceğiniz bir cam bina!
4) Park Otel-Gümüşsuyu
İstanbul silüetini bozma hakkının, arsızlığın, yanlışı kolay kolay yıkamamanın simgesi.
5) Süzer Plaza-Dolmabahçe
Türkiye'de siyaset-mimarlık ilişkisini gözümüze sokan yapı.

İhsan Bilgin

1) TRT binası-Tepebaşı
Bulunduğu yere en sakil biçimde konumlanmış formel yapılaşma örneğinin zirvesi.
2) Euro Plaza Otel-Tepebaşı
Mimar Ricardo Bofill'in icadı olan antik kolonları irileştirerek ve camla kaplayarak
 cephe kompozisyonu yapmanın İstanbul'daki teklifsiz örneği...
3) Sözbir Otel-Üsküdar
Yap-satçı mekanizmalarla oluşmuş bir dokunun anonimliği içinde, yine o anonimliği taşımasına rağmen, hesapsız bir ölçek farklılaşmasının gözü nasıl acıtır hale geleceğinin tipik bir örneği...
4) Yusuf Ziya Paşa Köşkü (Perili Köşk)- Rumelihisarı
Orijinal bina atipik ve istisnai idi; hayal gücünü kışkırtan, sihirli, realitenin sınırlarını zorlayan bir etki yayıyordu. Yerine yapılan bina, onu yinelediğini zannederken bütün büyüsünü ve sihrini buharlaştırıp, geride irilikten ibaret bir enkaz bıraktı.
5) Conrad Oteli-Beşiktaş
Yine bir acelecilik, hesapsız irilik ve etrafta ne olup bittiğine bakmadan konumlanma örneği.

Oktay Ekinci

1) Tarabya Oteli
Boğaziçi'ndeki tüm çevre, silüet, peyzaj ve doku koruma hukukuna aykırı olarak, vaktiyle devletin kendi kendine sağladığı olağanüstü ayrıcalıkla inşa edilen bina, aynı hata nedeniyle ve Boğaz için en olumsuz, en kötü örnek olarak, özelleştirme yerine yıkılmalıydı.
2) Cevahir Alışveriş Merkezi-Şişli
Adeta bir 'ticaret hangarı' izlenimini veren bina için, kenti ve çevreyi umursamayan, tasarımdaki kamusal sorumlulukları unutmuş 'çıkarcı mimari'nin örneği denebilir.  
3) Süzer Plaza-Dolmabahçe
Çevresindeki doğal ve kültürel değerler ile kentin çok özel peyzaj noktasında, sonradan görme 'zenginlik gösterisi' izlenimini veren uygunsuz kütlesi ve azman büyüklüğüyle, hemen tüm mimarlık ve şehircilik ölçütlerini çiğnemektedir.
4) ABD Başkonsolosluğu-İstinye
Boğaziçi'nde gözetilmesi gereken doğal topografya ile uyum ve geleneksel dokuyla bütünleşme kurallarını hiçe sayan yapı, deyim yerindeyse mimarinin 'güç gösterisi'ne dönüşmesine örnektir.
5) Corner Otel-Moda
Moda silüetinde yarattığı olağanüstü uygunsuzluğun yanı sıra, bulunduğu yerdeki olağan imar koşullarını fazlasıyla zorlayan duruşuyla mimaride 'şımarıklığın simgesi'ne dönüşmüştür.

Murat Germen

1) Maslak, Levent ve Kavacık'taki gökdelenlerin çoğu
Genellikle yurtdışındaki bazı gökdelenlerin daha küçük ve ucuz kopyaları yapılıyor, cesur tasarımlar yapılmıyor.
2) Yapıları kente bağlayan dış mekan düzenlemeleri
Binalara büyük paralar yatıran kesim aynı özeni dış mekan düzenlemesinde göstermiyor.
3) Genel konut mimarisi
Gerektiği kadar bütçe ayrılmadığı veya para olsa da rant hırsından dolayı estetiğe özen gösterilmediği için.
4) Devlet daireleri yapıları
Bu yapıları mimarlar yapıyorsa çok yazık, mimarlık okullarında bu tür yapılara ilişkin tipolojik çalışmalar yapılmalı, çağdaş mimarinin izlerini taşıyan birçok farklı tip geliştirilmeli ve devlete tasarımda destek olunmalı.
5) Devlet okulları yapıları
Bir öncekiyle aynı şeyleri söyleyeceğim; bu yapıları mimarlar yapıyorsa çok yazık...

Korhan Gümüş

1) İstanbul Büyükşehir Belediye Sarayı-Saraçhane
Bugünkü bina yarışma sonucu elde edilmiş, döneminin iyi örneklerinden biri. Bu zarif binanın içine öyle berbat bir dekorasyon yapıldı ki, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin güzel binası artık bir kasabadaki hükümet konağına benzedi.
2) Sütlüce Kültür Merkezi-Haliç
Eski mezbaha binası restore edilerek, yanına çok amaçlı salon yapılarak İstanbul'a ve bölgeye hizmet verebilirdi. Oysa şimdi yapılan mimarsız inşaat dünyanın en rüküş, en pahalı kültür merkezi oldu.
3) Yeni Galata Köprüsü ve Karaköy-Eminönü Meydanları
Hiç şüphesiz köprü mühendisleri tramvay hattının eğimini köprüyü tasarladıklarında bilmiyorlardı. Köprünün altından geçen motorlar gereksiz 90 metre açıklığa rağmen ortadaki bölümü kullanmak zorunda kalıyorlar çünkü tavanları köprüye sürtüyor. Oysa eski köprü bile bu deniz araçları için daha bonkördü. Açıklık hem daha yüksekti hem de her gece açılarak koskocaman gemilere bile yol veriyordu.
4) Lütfi Kırdar Kongre Merkezi-Elmadağ
Bina konforu arttığı için olsa gerek, kimse yapının mimarlığını konuşmuyor. Kentin tek çok amaçlı salonu, granitler kaplanarak bir inşaat malzemeleri sergisine dönüştü.
5) Yeni yapılan vapur iskeleleri ve metro istasyonları
Büyükşehir Belediyesi kendince bir Osmanlı tarzı tutturmuş       gidiyor. Kendi özel mekanımız, evimiz, ofisimiz için bunu yapabiliriz, ama halk adına, 'halk bundan hoşlanıyor' diyerek popülizmin arkasına kendi zevkinizi dayatamazsınız.

Ahmet Vefik Alp

1) Süzer Plaza-Dolmabahçe
Tarihi Taşkışla'nın önünde, Dolmabahçe Sarayı ve Camii'nin arkasında, kesinlikle park ve yeşil alan olarak kalması gereken bir konumda bu oransız yapı İstanbul'a adeta hançer vuruyor.
2) Corner Otel-Moda
Çevreyi ezen yoğun bir kitlesi var. Kadıköy sahilinin bu kesimindeki doku ve ölçeğe kökten ters düşüyor. Siyah rengi olumsuzluğu iyice vurguluyor.
3) Göksu Evleri-Anadoluhisarı
Boğaziçi'nin Anadolu yakasında bir görsel trajedi. Bu yoğun apartman yerleşkesi Anadolu Hisarı'nın yeşil görsel zeminini beton yığınına dönüştürdü. Bu alan kısıtlı imar hakkı verilen Boğaziçi Ön Görünüm Şeridi'nde yer almalıydı, çünkü Boğaz estetiğini doğrudan etkiliyor.
4) Şişli Adalet Sarayı-Çağlayan
Avrupa'nın en büyük adalet sarayı olarak tanıtılıyor. Üç tarafı yollarla çevrili bu üçgen alan, yoğun yapılaşmış bu bölgenin nefes alacağı ve muhtemel bir depremde toplanacağı Kent Parkı olmalıydı.
5) Çamlıca TV Antenleri ve Boğaziçi Yüksek Gerilim Pilonları
İstanbul Büyükşehir Belediyesi yıllardır uğraşır durur ancak bir türlü o antenleri tek bir kuleye toplayamaz nedense. Barselona'ya gidip oradaki TV Kulesi'ni görmelerini isterdim.

Nevzat Sayın

1) Süzer Plaza-Dolmabahçe
2) TRT binası-Tepebaşı
3) Sütlüce Kültür Merkezi-Haliç
4) Karaköy-Eminönü vapur iskelesi-Kadıköy
5) Perpa-Okmeydanı

Sinan Genim

1) Süzer Plaza-Dolmabahçe
Bence İstanbul'un en kötü ve çirkin binasıdır; İstanbul'un ortasına çakılmış bir kazık gibi duruyor.
2) Odakule ve Etap Marmara Oteli-Beyoğlu
Beyoğlu Yarımadası'nda şehrin siluetini etkileyen, Sultanahmet Camii ile Ayasofya'nın minareleri arasından çok kötü bir görüntü veren, Galata Kulesi'nin şehir üzerindeki etkisini azaltan bu yapılar en kısa sürede ortadan kaldırılmalıdır.
3) İsmailağa Kuran Kursu-Fatih
Şehrin Haliç görünümünde etkin siluetin üzerinde saygısızca yükselen bu yapının da bir an önce kaldırılması gerekir.
4) Inter Continental Oteli-Taksim
İstanbul'un ilk yüksek yapısı olan bu yapı, bir başlangıç olmuş ve peşi sıra hızla yapılan yüksek yapıların öncüsü olmuştur. Bu yüzden günahı büyüktür.
5) Atatürk Kültür Merkezi-Taksim
1940'lı yıllarda Nazi Mimarisi'nin etkisiyle projelendirilen, tüm mimari düzenlemelere karşın hala insanı yok sayan, ağırlığı ve monumental kütlesi ile insanı ezen ve Etap Marmara Oteli ile birlikte Taksim Meydanı'nı daraltan bir yapıdır.