Beyoğlu öyle bir ilçe ki, sadece İstanbul'un değil,
Türkiye'nin yüzü. Bu nedenle bu semtin imajı aslında Türkiye'yi anlatıyor. Böyle
bir bölgede değişimler, gelişmeler de haliyle sancılı oluyor. Beyoğlu Belediye
başkanı Ahmet Misbah Demircan göreve geldiğinden beri birçok
yenilik yaptı, çok konuşuldu, tartışıldı. Ama Beyoğlu yıllar içinde ciddi bir
değişim geçirdi. Beyoğlu Belediye Başkanı'yla Beyoğlu'nun değişen yüzünü
anlattı.
Tarlabaşı en önemli projelerden
"Tarlabaşı Beyoğlu'nun basit müdahalelerle ayakta duramayacak derecede kötü
olan bölgelerinden biri. Bu bölge, çok daha hassas çalışmayı gerektiren
hastalıklı bir bölge. Üzerine cerrahi müdahale yapılması gerekiyor. Tarlabaşı
Bulvarı'nın hemen alt tarafında, bir sürü yıkık dökük bina, içten boşalmış,
insanlar burada oturmuyor. Beyoğlu'nun diğer bölgeleri güzelleştirme kapsamında
hareketlenirken, burası eski halinde kalıyordu, çünkü küçük parsellere oturuyor,
otopark sorunu var, çevre faktörleri çok kötü, yatırım yapmaya kalkan 'Etraf çok
kötü,' diyor, bir de normal inşaat yapmaktan çok daha pahalı burada restorasyon
yapmak. Burada oturan insanların düzenlemeleri yapacak imkânları da yok. Bu
projenin bir bütün olarak düşünülmesi gerekiyordu. Dünyada da bu tip bölgelere
çözümler toplu düşünülerek geliştirilmiş. Bunun üzerine 5366 sayılı bir kanun
çıkarttık, bu kanunla bu tip bölgeleri yenileme alanı ilan edip, hükümetten
yetki aldıktan sonra, biz bölgenin doğal avukatı olduk. İhalenin ardından
vatandaş ve yatırımcı kat karşılığı anlaşıyor. Biz dört yıldır bu projeyle
uğraşıyoruz. Kendimize dokuz ada belirledik, 20 bin metrelik arazi büyüklüğünde,
içinde 278 bina var. 64 bin metrekare de kullanım alanı. Biz öyle bir bölümü
seçtik ki, Tarlabaşı'ndaki en hastalıklı, en çökmeye hazır, en terk edilmiş yer.
Şu anda anlaşmalar yüzde 60'da, yüzde 40'ında da kamulaştırma başlattık. Tahmin
ediyoruz ki, yüzde 80'e kadar anlaşmış olacağız. Vatandaş 100 metrekarelik
yerini hiç para vermeden 50 metrekareyle değiştiriyor yenilenmiş olarak. Büyük,
güzel bir kompleksin içinde, altında otoparkı olan bir yere dönüşecek, alanı
düşüyor belki ama niteliği artıyor."
Herkesin bir numarası var
"Beyoğlu'nda 30 bin bina, 125 bin bağımsız bölüm var. Adrese bağlı nüfus
sistemine döndük biliyorsunuz. Bu 125 bin bağımsız bölüm için excel'de bir kutu
açtığınızı, bir numara verdiğinizi düşünün. Biz bu numaralara, 'Orada kim
yaşıyor, ne yapıyor, elektrik-su sayacının numarası ne,' gibi bilgileri
yükledik. Hatta binanın fotoğrafı, binanın imar durumu, belediyeyle ilgili,
kentle ilgili bilinmesi gereken her şeyi bu numaraların içine ekledik. Bu
bilgileri de belediyenin tüm birimleriyle entegre ettik. Bir vatandaş
belediyeden içeri girip sadece ismini söylediğinde, karşısındaki görevli,
saniyeler içinde o bilgilere ulaşabiliyor. 'Belediyeye ulaşamadım, derdimi
anlatamadım,' sorunu ortadan kalktı. Biz bu bilgilere fotoğrafı da ekliyoruz. Bu
yolla bir bellek de kurmuş olduk. Beyoğlu'nun kültür hafızası aynı zamanda.
Diyelim ki sosyal yardım yapacaksınız, fakirlere kömür vereceksiniz; 'Hangi
evde, kim ne durumda, kimin ihtiyacı var,' biliyorsunuz, aynı evden iki kişiye
verme riski yok, yanlış yere yardım yapma riski yok bu sistem sayesinde. Bir
başka örnek, temizlik konusunda aksadığın bölge var, telefonla arayıp şikâyet
eden vatandaşın, sokağı tüm detayıyla karşındaki bilgisayarda olunca, hizmeti
göndermek çok daha hızlı oluyor. Bu projemizden dolayı ödüller aldık. Beyoğlu
belediyesi bu projesiyle Türkiye'deki tüm belediyelere örnektir."
Dar sokaklar için özel çöp arabası
"Beyoğlu'nun çok fazla dar sokağı olduğu için temizlik yapmada sıkıntı vardı.
İspanya'da özel imalatla çöp arabası yaptırttık. Küçüktür bizim çöp arabalarımız
ve temizlik arabası gibi durur. Beyaz Zambak Projesi'yle, restoranlara bir
mutfak standardı getirdik, boya badanayı nasıl yapacağını anlatıyorsak, mutfak
için de yönlendirme yaptık. Işıklandırma çok önemli ve güvenlik açısından çok
önemli bir projeydi. Çocuklara yönelik çok ciddi bir çalışmamız oldu. 45
okulumuzun tamamını doğalgaza çevirdik, onarımlarını yaptık. Kefken'de bir
kampımız var, her yıl 5 bin çocuğu bir hafta kampa götürüyoruz tamamen ücretsiz.
Şimdiye kadar 25 binden fazla çocuk geldi. Semt konakları yaptık 10 tane. Bir
katı komple sağlık ocağı, bir katında da 35 branşta ücretsiz kurslar var. 7 bin
öğrencimiz var bu kurslarda. Ayrıca kreş de var."
Yılda altı festival yapıyoruz
"Yeşilçam Ödülleri veriyoruz, derdimiz İstiklal'daki Yeşilçam sokağına
sinemacıları yeniden çekmek. Sahaf festivali yapıyoruz, amaç Beyoğlu'nun
kitapçılarını korumak, onlara sahip çıkmak. Moda festivali yapılıyor, tasarım
festivali yapılıyor. Mahalle içlerinde de yerel tatlar dediğimiz organizasyonlar
oluyor. Bir yıla beş-altı festivalimiz sığıyor. 'Beyoğlu eski püskü Beyoğlu
değil artık, kafeleri, restoranları, modacıları, müzikçileri, sahafları var;'
dedirtmek için uğraşıyoruz. Beyoğlu kültür-sanat merkezidir, galerileri,
tiyatroları, otelleri, müzeleri, sinemaları vardır ama eğlencesi de vardır.
Şişhane küçük oteller merkezi olacak."
Herkes Beyoğlu'na yatırım yapmak istiyor
"Beyoğlu tarihi bir mekân. Bizden beklenen, Beyoğlu'nun görüntüsü
güzelleşsin, binalarımız iyileşsin, fonksiyonları eski haline gelsin, terk
edilmişlikten kurtulsun, insanlar yaşasın, temizlenmiş mekânlar çıksın ortaya.
İki strateji uygulamaya karar verdik, sağlıklı olan binalarımızı rehabilite
etmek, bir de daha geniş restorasyona ihtiyacı olan bölgeye yönelik başka bir
proje. SİT bölgesi olduğu için insanlar buraya gelmiyordu, burada bina almak
istemiyordu, çünkü eski bir bina için proje yaptırması, anıtlar kuruluna
gitmesi, orada üç yıl projenin onayı için beklemesi gerekiyordu. Hükümetimizden
bir ricada bulunduk, 'Zaten ayakta duran binayı temizlemek, tadilatına,
tamiratına hızla evet dedirtebilmek için bize yetki verin,' dedik.
Koruma-uygulama-denetleme bürolarını kurduğumuz bir mekanizmayı hayata geçirdik.
Belediyemizin içinde mini bir anıtlar kurulu kurduk. Mevcut Anıtlar Kurulu'na
bağlı çalışıyoruz, basit onarımda yetki bizde, büyük onarımda yetki yine Anıtlar
Kurulu'nda. Bu önünü açtı Beyoğlu'nun. Tam 3 bin 500 bina restore edildi. Bu
binalara 300 trilyondan fazla para harcandığını tahmin ediyorum. Bu
kolaylaştırıcı yaklaşım, Beyoğlu'nun yeni imajının ortaya çıkmasına vesile oldu,
Asmalımescit, Galata'tan sonraki bölge, Şişhane, Kasımpaşa, Tophane, Cihangir,
Talimhane, ortaya yeni bir görünüm çıktı. Şimdi herkes Beyoğlu'na gelmek,
yatırım yapmak istiyor, fiyatlar katlandı."