Birgün Gazetesi'nden Seçil Türkkan'ın haberine göre, Politik Ekoloji Çevre Hareketi tarafından diren çevre ismiyle kurulan site, çevre talanını biraraya getiriyor. Site benzer bir amaçla dünyadaki ekolojik ihtilafları haritalayan ve Boğaziçi Üniversitesi’nin de bir partneri olduğu EJOLT projesini temel alıyor. Türkiye’deki yerel toplulukların doğal kaynaklara erişimini kısıtlayan, bu kaynakları tahrip eden, insan sağlığı ve toplumsal yaşam açısından risk taşıyan doğal kaynak kullanımı uygulamalarını biraraya getiren site belgeleme işlemini bir harita üzerinden yapıyor. Bilgileri yerel hareketlerin ve çevre aktivistlerinin bilgi birikiminden yararlanıp bir araya getiren site bu yüzden kolektif bir ürün olarak tasvir ediliyor. Veriler direncevre.org internet sitesi üzerinde toplanıyor.

Amacını hem çevre hareketlerinin kendi arasında hem de örgütler ile bilim insanları arasında iletişimi sağlayan bir platform olarak açıklayan girişim, küresel ve yerel çevre gündemlerini takip etmek, mesleki çalışmalarını kamusal alanda paylaşmak isteyen bir grup akademisyen tarafından kurulmuş olan Politik Ekoloji Çevre Hareketi tarafından hayata geçirildi ve şimdiye kadar 61’i detaylı bildirilmiş toplam 127 ihtilafı belgeliyor.

Haritada yer alan daireler daha detaylı olarak giriş yapılmış ihtilafları, kareler ise sadece ana hatları girilmiş ihtilafları belirtiyor. Ayrıca, harita lejantındaki renkler ihtilaf ana kategorilerini gösteriyor. Lejanttaki renklere tıklayarak ihtilafları ana kategorilerine göre filtreleyip konu hakkında bilgi edinilebiliyor. Kullanıcılar siteye üye olarak yeni çevre ihtilafları hakkında ihbarda da bulunabiliyor.

***

İstanbul’da yer alan kutucuklardan 3. köprü ile ilgili olanında şu bilgiler yer alıyor: “Ulaştırma ve altyapı şebekeleri (yollar, demiryolları, su yolları, sulama regülatörleri, sulama göletleri, kanallar, köprü ve viyadükler, boru hattı), Ulaşım kaynaklı kirlilik (sızıntı, toz ve salımlar, gürültü, ışık kirliliği)

Temel Veriler

3. Köprü Projesi İstanbul Boğazı’nda Garipçe ve Poyrazköy arasında yapılması planlanan köprü ve bağlantı yolları projesidir. İlk olarak 1993 yılında gündeme gelmiş ve o günden bu yana artan sayıda ve çeşitlilikte grupların muhalefeti ile karşı karşıya kalmıştır. Proje ÇED’e tabi değildir. Projenin oluşturulması aşamasında doğrudan etkilenecek insanların fikri alınmamıştır. Proje İstanbul’un en önemli sulak alanlarının ve orman arazilerinin bulunduğu kuzey bölgesi üzerinde ekolojik yıkıma neden olacaktır. İstanbul gibi dev bir metropol için özel oto taşımacılığı eksenli bir çözüm olarak üretilmiş olan bu projeye başta TMMOB olmak üzere pek çok STK karşı çıkmaktadır. Muhalif hareketlere göre proje kısa süre içinde kaçınılmaz biçimde dördüncü köprüyü de gündeme getirecek ve İstanbul’un trafik sorununu çözmek yerine yenilerini ekleyerek sorunu kronikleştirecektir.