İTO: Gecekondu Yaşamının Yoksullukla İlgisi Yok

İstanbul Ticaret Odası "İstanbul'da Gecekondu ve Bölgelerin Ekonomik ve Sosyo-Kültürel Durumu" konulu bir araştırma yaptı. Yapılan araştırma sonucunda gecekondu yaşamının yoksullukla ilgisi olmadığı sonucuna ulaşan İTO, gecekondu yaşayan kesimin birçoğunda birden fazla kredi kartı olduğu sonucuna da ulaşıldığını açıkladı.

İTO tarafından yapılan açıklamaya göre, İstanbul nüfusunun yüzde 60'ından fazlasının yaşadığı gecekondu semtlerinde gerçekleştiren, "İstanbul'da Gecekondu ve Bölgelerin Ekonomik ve Sosyo-Kültürel Durumu" konulu araştırmada ilginç bulgulara rastlandı. Örneğin gecekonduda gelir yüzde 75 oranında kadınlar tarafından sağlanıyor. Sahip olunan araçlar gecekondu kesiminden beklenilenin üzerinde ve alışverişler büyük alışveriş merkezlerinde gerçekleştiriliyor. İşsizlik oranının yüzde 2 gibi az bir oranda olması da gecekonduda yaşayanların yoksulluk ile yüksek düzeyde bir ilişkisinin olmadığını ortaya koyuyor.

Sonuçları İTO Başkanı Mehmet Yıldırım tarafından açıklanan araştırmaya katılanların büyük bir oranının kredi kartı, hatta birkaç kredi kartı sahibi olması ve eve giren gelirin yüzde 54'lük oranla 150-300 milyon arası olması çelişkili görülüyor. Anket yanıtlamaları yüz yüze yapıldığından kredi kartı sahibi olanların çoğu kartların asgari ödeme tutarını bile ödeyemediklerini belirtiyor.

İstanbul Ticaret Odası Başkanı (İTO) Mehmet Yıldırım, Türkiye'de 1950'lerden sonra görülmeye başlayan iç göçler ve hızlı kentleşme hareketliliğinin özellikle büyük kentlerde gecekondulaşma gibi olumsuz bir yapılaşmaya neden olduğunu söyledi. İstanbul'un da büyük bir kırsal göç hareketinin, varış noktası olduğuna dikkat çeken Yıldırım " Gecekondu halkı denilen, kent yaşamında tutunmaya çalışan bu kesim, köyünden kopmuş kentte yeni yaşam olanakları arayan, uyum sorunu çeken, ancak içinde yaşadığı konut dahil hiçbir meşru dayanağı olmayan bir kesim. Bu kesim İstanbul nüfusunun yarısından fazlasını oluşturuyor." dedi.

Mehmet Yıldırım, İstanbul Ticaret Odası'nın İstanbul'un gecekondularında yaşayanların ekonomik ve sosyo kültürel durumunu belirlemek için araştırma yaptığını belirterek şunları söyledi:

"İstanbul'da Gecekondu ve Bölgelerin Ekonomik ve Sosyo-Kültürel Durumu" konulu araştırma, Prof. Dr. Ülkü Uzunçarşılı ve Oğuz Ersun tarafından yapıldı. İstanbul'un gecekondu semtlerinde yüz yüze anket yöntemi ile yürütülen en bu araştırma, Bayrampaşa, Gültepe, Çeliktepe, Ümraniye, Çakmak, Sarıgazi, Sultanbeyli, Soğanlı, Güneşli, Kavacık, Halkalı, Yenibosna, Hisarüstü, Gaziosmanpaşa ve Esenler semtlerinde gerçekleştirildi.

Üç kat ve üzeri evler apartman, büyük bahçesi olan tek katlı evleri müstakil ev, tek katlı ve bahçesi olan evler ise gecekondu olarak kabul edildi. Araştırmadan çıkan sonuçlara göre, 'Oturulan konut tipi' sorusuna verilen yanıt da rantlaşma olgusunu destekler bir biçimde yüzde 45 oranında apartman dairesi olarak gözüküyor. Ayrıca; anketi yanıtlayanlarda belirli bir kesimin araç sahibi olması ve araçların gecekondu kesiminden beklenilenin üzerinde bir kalitede olması, alışverişlerin büyük alışveriş merkezlerinde gerçekleştirmeleri, işsizlik oranının yüzde 2 gibi az bir oranda olması da gecekonduların yoksulluk ile yüksek düzeyde bir ilişkisinin olmadığını ortaya koyuyor."

Araştırmaya göre, gecekondu kesiminde evin geliri yüzde 75 oranında kadınlar tarafından sağlandığını ve erkeklerin eve getirdiği gelir oranının sadece yüzde 25 olduğunu belirten Mehmet Yıldırım, İTO'nun aylık yayını İtovizyon dergisinin Mart sayısında ayrıntılı olarak yer alan araştırma sonuçlarıyla ilgili olarak şu bilgileri verdi:

"Çalışan erkeklerin özellikle yüzde 31'i işçi. İşçiden sonra gelen meslek ise yüzde 20 ile şoförlük. Ailelerde genelde yüzde 35'lik dağılım ile iki kişi çalışıyor. Ekonomik nedenlerle okuldan alınan çocukların oranı yüzde 44 olurken, çocukların yüzde 49'u hem okuyor hem çalışıyor.

Araştırmaya katılanların büyük bir oranının kredi kartı, hatta birkaç kredi kartı sahibi olması ve eve giren gelirin yüzde 54'lük oranla 150-300 milyon arası olması çelişkili görülüyor. Anket yanıtlamaları yüz yüze yapıldığından kredi kartı sahibi olanların çoğu kartların asgari ödeme tutarını bile ödeyemediklerini belirtiyor. Kredi kartı almanın çok kolaylaşması bu konuda teşvik edici görülüyor.

Gecekondu kesimi üzerinde yapılan bir çok araştırmada cep telefonu sahipliğinin çok yüksek olduğu görülüyor. Kredi kartı ve cep telefonu sınıf atlama simgesi gibi görülüyor. Anket yanıtlaması sırasında gözlenen bir diğer çarpıcı olgu da az sayıda da olsa marka düşkünlüğü. Bir gecekondu sakini tüm geliri tutarındaki İtalyan ayakkabısını büyük bir övünçle gösterebiliyor.

Ayrıca; anketi yanıtlayanlarda belirli bir kesimin araç sahibi, araçlar gecekondu kesiminden beklenilenin üzerinde bir kalitede. Alışverişler büyük alışveriş merkezlerinde gerçekleştiriliyor.

Araştırma, ankete katılanların televizyonsuz yapamadığını ancak gazete okumadığını, tiyatro ve sinemaya gitmediğini ortaya koyuyor. Ev eşyası olarak yüzde 96 oranıyla en çok TV sahipliliği görülüyor, yüzde 54'lük bir kesim eve eşya alırken yeni eşya aldıklarını belirtiyor. Yüzde 53'lük bir kesim büyük alışveriş merkezlerinden alışveriş yaparken para vererek gazete alanların oranı yüzde 23 gibi epey düşük. Araştırmaya katılanların yüzde 65'i sinemaya gitmezken, yüzde 87'si de tiyatroya gitmiyor

Araştırmaya katılanların eğitim düzeyleri genelde ilk-orta okul düzeyinde yığılma gösteriyor. Araştırmaya katılanlar arasında üniversite mezunu yok. Diploması olmayıp okuma yazma bilenlerin yüzdesi ise yüzde 21.

Dinlenilen müzik türünün en çok arabesk olması, yanı sıra rap müziğinin de epey kabul görüp dinlendiği görülüyor. Televizyon programı olarak en çok haberler ve yarışmalar izleniyor. TV' de en çok izlenen kanallar TGRT, Kanal D, ATV ve SHOW TV.

Birikim yapamadıklarını, parasız kaldıklarından en çok altın ve beyaz eşya sattıklarını belirtenlerin oranı yüzde 68, yüzde75'lik bir kesim de ekonomik durumun giderek daha kötüye gittiğini düşünüyor.