Ortaçağ Türk Sanatının En Büyük Anıtı Divriği Ulucamisi ve Şifahanesi için Bir Yasa



Divriği Ulucamisi ve Şifahanesi’ni korumak bir ulusal kültür görevi ve uygarlık borcudur.

Anadolu Ortaçağı’nın, eşsiz bezemesiyle en büyük anıtı olan Divriği Ulucamisi ve Şifahanesi’nin, şimdiye kadar bütün Ortaçağ yapılarının restorasyon adı altında tahrip olmalarına neden olan tamir sürecinden kurtulması, ve özel bir yasa ile koruma altına alınması için bir kampanya başlatıldı. Bu bağlamda Türk toplumu bir uygarlık sınavından geçmektedir.

Bu yapının bu dosyada örnekleri görülen eşsiz taşoyma bezemesi, Türk kültürü için, hiçbir bilgi ve teknik hatayı kabul etmeyecek, popüler ve bürokratik söylem ve yönteme kurban edilemeyecek kadar önemlidir. Bu mucize miras için özel bir yasa gereklidir. Hükümete, bürokratlara, bu alanın uzmanlarına, aydınlara ve Türk kamuoyuna yapılan bu çağrı, Divriği Ulucamisi ve Şifahanesi’ni korumak için özel bir yasa çıkarılması çağrısıdır.

Hükümet bu konuya eğilerek yapının onarılmasını öngörmektedir. Bu konudaki sorun “Türkiye’de bu restorasyonun mevcut yasa ve yönetmeliklere göre yapılmasının, yapının tahribi anlamına geldiği” kaygısıdır. Bugüne kadar Türkiye’de bu içerikte hiçbir yapı restore edilmemiştir. Başka bir deyişle bunu gerçekleştirecek bir bilgi birikimi yoktur. Kaldı ki, 1228 tarihli bu başyapıt aynı yasalarla yarım yüzyıldır restorasyon adı altında büyük tahribata uğramıştır. Bu restorasyon sürecinin geçersizliği, restore edilirken tarihi niteliklerini yitiren sayısız yapı ile kanıtlanmıştır. Divriği Ulucamisi böyle bir riske atılamayacak kadar önemli, ulusal tarihin en büyük simgesel ve temsili ürünlerindendir ve evrensel bir sanat tarihi yapıtıdır.

Doğan KUBAN