İzmir’de Seçim Erken Başlayacak…

Politika gündemi, 22 Temmuz seçimlerinden günümüze geçen süre içinde, seçim sonuçlarının tartışılmasından uzaklaşarak 2009 yılında yapılacak yerel seçimlere yönlendi. Yerel seçimlerde aday olmayı arzulayanlar, bir yandan parti içinde tanınma ve kendini kabullendirmeye yönelik çalışmalarını hızlandırırken, diğer yandan aday olmayı düşündükleri koltukların görev alanına ilişkin projelerini tanıtmanın telaşındalar. Kişisel tanıtım girişimleri önümüzdeki aylarda daha da artarken, seçimler yaklaştıkça projelerdeki farklılaşma arayışlarının, her zaman olduğu gibi projelerin giderek gerçekçilikten uzaklaşmasına neden olması da kaçınılmaz görünüyor.
Büyük kentlerde mevcut belediye başkanlarından hangilerinin partileri tarafından yeniden aday gösterileceği, hangilerinin parti değiştireceği, aday gösterilecek mevcut belediye başkanlarının karşısına hangi adayların çıkartılacağı soruları gündemdeki yerini kuşkusuz uzunca bir süre daha koruyacak.

Adayların kesinleşmesine uzun zaman olsa da, partiler yerel seçimlere yönelik bazı hedeflerini duyurmaya, çalışmalarını hızlandırmaya da başladılar. Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın İzmir ve Diyarbakır başta olmak üzere, geçen seçimlerde elde edemedikleri bazı kentleri yerel seçimlerde partisine hedef olarak göstermesi bu kentlerde yerel iktidarları rahatsız ederken, mevcut belediye yönetimlerini ve parti yöneticilerini de telaşlandırdı, yeni arayışlara yöneltti.

Bu durum, yerel seçimlere kadar geçecek sürede, İzmir ve Diyarbakır gibi kentlerde, iktidar partisi ile belediye yönetimleri ve belediyeleri elinde tutan partiler arasında önemli çekişmelerin yaşanmasına neden olacak. Bu süreçte belediyelerin projeleri ve uygulamaları ile hükümet yatırımlarının yarıştırıldığı, karşılaştırıldığı günleri de kaçınılmaz olarak yaşayacağız. Bu nedenle, yerel seçimlere kadar geçen süre içinde, mevcut belediyelerin uygulamalarına ilişkin değerlendirmelerin yanı sıra yaşanacak bu ilginç yarışın aşamaları da Kent Yazıları’nda ele alınacak ve değerlendirilecek.

Gündemde önemli değişiklikler ve sürprizler ortaya çıkmadığı sürece, yerel seçimlerin en önemli çekişmesinin yaşanacağı kent olacağı anlaşılan İzmir’de, 2004 yılında seçilerek göreve gelen Ahmet Priştina’nın vefatı sonrasında, göreve meclis içinden seçilen Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun, yerine geçtiği Priştina kadar basın desteğini arkasına alamamış olması, İzmir’de belediye hizmetlerinin ve yapılan işlerin tanıtımı açısından bakıldığında önemli bir dezavantaj.

Geçen yerel seçimler öncesinde DSP’den CHP’ye transfer olan ve adayı olduğu yeni partiye kendi kurallarını ve çalışma arkadaşlarının önemli bir bölümünü kabul ettiren, AKP karşısında birleşen partilerin ortak adayı gibi seçime girerek zaferle çıkan Priştina’nın seçimlere katıldığı ortamla karşılaştırıldığında, önümüzdeki yıl İzmir’de daha zor bir seçim döneminin yaşanacağı anlaşılıyor.

Bunun yanı sıra bir yandan iktidar partisinin ısrarlı çabaları ve İzmir halkına sevimli görünmeye yönelik girişimleri, diğer yandan CHP’nin kurultay öncesi, gerek genel merkezde ve gerekse yerelde yaşadığı/yaşayacağı iç çekişmeler, kavgalar, İzmir’de belediye hizmetlerine yönelik tartışmaların giderek ikinci plana itilmesine, gündemin gerçekte olması gerektiği düzlemden uzaklaşmasına da neden olacaktır. Ancak, gerek önümüzdeki günlerde ve gerekse seçim döneminde Kent Yazıları’nda yerel yönetim seçimlerine yönelik gelişmeler, yaratılacak bu saptırma gündeme kapılmadan, olması gereken düzlemde tartışılmaya çalışılacaktır.

Bugünlerde basında İzmir kentinin ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sıkça yer tutmasına neden olan, İzmir kentinin aday olduğu EXPO-2015, yerel seçimler sürecindeki en önemli tartışma konularından biri olacaktır. Gerek Aziz Kocaoğlu yönetimindeki mevcut belediye yönetiminin ve gerekse iktidarın son aylarda konuya gösterdiği ilgi, bunun en açık göstergesidir. EXPO’nun düzenleneceği kentin belirleneceği mart ayına kadar, iki kesim arasında önemli bir tartışmaya neden olmasa da, mart ayı sonrasında olumlu ya da olumsuz çıkacak her sonuç, tartışmaları tırmandıracaktır.

Olumlu sonucun elde edilmesi ve 2015 yılında EXPO’nun İzmir’de düzenlenmesine karar verilmesi durumunda, gerek iktidar, gerek mevcut belediye yönetimi ve gerekse EXPO sürecine dahil olmak için eline geçirdiği her fırsatı değerlendiren, gönlünde belediye başkanlığı yatan bazı İzmirli oda başkanları, bu sonucu kendi çabalarının bir sonucu olarak göstermeye çalışacaktır. EXPO-2015 adaylık sürecinin olumsuz sonuçlanması ise sahiplenmenin yerini karşılıklı çok sert suçlamaların almasına neden olacaktır. Sonucu henüz belli olmayan EXPO sürecinin belirginleşmesi sonrasında seçimlere kadar geçecek sürede, İzmir’in ve diğer büyük kentlerin en çok tartışılacak konularının başında ise hiç kuşkusuz ulaşım konusu yer alacaktır.

Farklı kesimlerin ortaya attığı ve EXPO ile de ilişkilendirilen, Kent Yazıları’na da konu olan “Körfez Tüneli” ve “Körfeze Köprü” gibi projeleri destekleyen tavrı nedeniyle eleştirdiğimiz Başkan Aziz Kocaoğlu’nun geçtiğimiz günlerde basına yansıyan görüşleri ise konuya bilimsel yaklaşan tüm kesimleri ferahlatacak nitelikteydi. Son yıllarda pek çok kentte, kent merkezinde trafiğin hızlanmasına neden olacak biçimde yapılan köprü ve alt geçitlere karşı olduğunu, kent merkezinde raylı sistemlerden yana olduğunu belirten Başkan Kocaoğlu’nun bu tavrını önemsiyorum ve seçim sürecinde de değişmemesini diliyorum.

Başbakan’ın özel ilgisinin yanı sıra mart ayında ortaya çıkacak (olumlu ya da olumsuz) EXPO-2015’in hangi kentte yapılacağına ilişkin kararın, İzmir’de seçim sürecinin diğer kentlerden çok daha önce başlamasına, kavgaların daha sert geçmesine neden olacağı anlaşılıyor.