Han Tümertekin Hollanda'da Yabancı Bir Mimar Olmayı Anlattı
B2 Evi ile 2004 Yılı Ağa Han Ödülü'nü kazanan Han Tümertekin, Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi tarafından 2003 yılından bu yana düzenlenmekte olan 'Dünya Ülkelerinde Mimarlık Pratiği' dizisi söyleşilerinin konuğuydu. 'Hollanda'da Yabancı Bir Mimar: Han Tümertekin' başlığı altında gerçekleştirilen söyleşi, Mimarlar Odası Yıldız Dış Karakol Binası Toplantı Salonu'nda gerçekleştirildi.
Diğer yurtiçi ve yurtdışı deneyimleriyle karşılaştırmalı olarak Amsterdam'daki TEBNV Genel Merkezi Binası'nın tasarım ve yapım öyküsünü anlatan Tümertekin, gerek tasarım ve gerekse yapım aşamasında öne çıkan farklı uygulamalar üzerinde durdu. Kendi büroları adına projenin en büyük katkısının hiç kıpırdamayacak bir bütçeyle nasıl tasarım yapılacağını öğrenmek olduğunu belirten Tümertekin, aslında mimarı bağlıyor gibi görünen normların onun yaratıcılığını tetikleyen bir unsur olduğu görüşünü dile getirdi.
Han Tümertekin, projenin uygulamaya geçmesi için aşılması gereken en önemli eşiğin "Estetik Komitesi" olarak adlandırılan ve birisi belediyeden olmak üzere 3 mimarın oluşturduğu bir kuruldan alınması gereken onay olduğuna değinerek, Estetik Komitesi'nin kabul etmediği bir projeyi belediyenin gündemine bile almadığını anlattı. Projenin gerçekleştiği arazinin belediye tarafından satıldığını belirten Tümertekin, arazi ve proje sınırlarının dört kez değiştiğini ve bunun da kendilerine bir yıl kaybettirdiğini ifade etti.
Uygulamanın en önemli aktörlerinden birisi olarak, malsahibine danışmanlık hizmeti veren şirketleri gösteren Tümertekin, Türkiye'de işverenle farklı bütçe ilişkileri kurulabildiğini ancak orada kontrolün bu danışmanlık şirketlerinde olduğunu belirtti. "Türkiye'de para yok denir, orada para var deniliyor" diyen Tümertekin, ancak sizden bütçeyi en iyi şekilde değerlendirmenizi beklediklerini söyledi.
Bir yabancı olarak Hollanda'da sıkıntı yaşamadığını ve projenin başından beri 'müellif' olarak kendi adının geçtiğini vurgulayan Tümertekin, ancak sıksık toplantı yapma zorunluluğunun ekibin Türkiye'de kalan ayağı ile farklı bir iletişim yöntemi geliştirmeyi zorunlu kıldığını anlattı.
Söyleşinin sonunda düzenlenen kokteyl ile gecikmiş bir "Ağa Han Ödülü" kutlaması yapıldı.