Jeotermal Sondaj Çalışmaları Tam Kapanmada da Sürüyor



İzmir'in Seferihisar İlçesi'ne bağlı Orhanlı Köyü'nde kızılçam ormanları ve zeytinliklerin yanı başında yürütülen jeotermal sondaj çalışmaları, "tam kapanma" kararına rağmen tüm hızıyla sürüyor. Orhanlı köylülerinin, sondaj alanına çıkan yolu çukur ve tel örgülerle kapatması üzerine şirkete ait kamyonlar bu kez dağ yolundan dolanıp faaliyetlerine devam etmeye başladı.

Cumhuriyet’te yer alan Anka kaynaklı habere göre; bölgenin, organik tarımın ve "Erkence" zeytininin merkezi olduğunu anlatan Orhanlı köylüleri bir an önce projelerden vazgeçilmesini istedi.

Orhanlı köylülerinden ve aynı zamanda Orhanlı Köyü Kültür Doğa Gençlik ve Spor Kulübü Derneği üyesi Galip Ener, yıllardır mücadele verdikleri Gökçam Mevkii'ndeki jeotermal arama çalışmalarının ardından bu kez de yine köylerinin yakınlarında 23 jeotermal kuyusu açılması, birer jeotermal enerji santrali (JES), güneş enerjisi santrali (GES) ve rüzgar enerjisi santrali (RES) projeleriyle karşı karşıya kaldıklarını anlattı.

Reklam Goruntulenme Bolumu

Ener şunları söyledi: "Bu köyde doğdum ve burada yaşıyorum. Tüm atalarımız da burada yaşadı. Ancak son yıllarda jeotermal tehdidiyle karşı karşıyayız. İki jeotermal kuyusuyla işe başlandı. Sonrasında sürekli yeni jeotermal projelerinin haberini alıyoruz. En son da 23 jeotermal kuyusu, 1 RES, 1 GES yapılmak isteniyor köyümüze. Bunlar 'yeşil enerji' adı altında sunulmaya çalışılıyor. Ancak, köyümüz İzmir'e çok yakın. Ve İzmir'in neredeyse en fazla organik ürün sağlanan merkezi durumunda. Kabak, patlıcan, domates, karpuz, kavun, biber ve en çok da Erkence zeytini üretiliyor. Hatta Erkence zeytininin gen merkezi Orhanlı. Bu tür enerji yatırımları böylesi nadide tarım alanlarına, zeytinliklere yapılınca 'köydeki üretici bir daha tarım yapmasın' anlamı çıkıyor. Biz Orhanlı köyü halkı olarak enerji projelerinin böylesi tarım arazilerine yapılmasını istemiyoruz."

“Aydın gibi olmaktan endişe ediyoruz”
Organik zeytin ve zeytinyağı üreticisi, ihracatçı Asil Dugan ise şunları söyledi: "Burası İzmir'in en fazla organik tarım yapılan köyü. Hayvancılık ve zeytincilik birbirine geçmiş durumda. Bir yandan zeytin ve zeytinyağı, diğer yağından kekik, yabani lavanta, karabaş gibi aromatik bitkiler üretiliyor. Bunların altlarında da hayvanlarımız otluyor. Mera hayvancılığı yapıyoruz. Bu birbirini besleyen bir ekosistem oluşturuyor. Gübreye, zirai zehire ihtiyaç kalmıyor. Keçiler budamasını yaptığı ve gübrelediği için zeytinlerde başka dış girdiye gerek kalmıyor. Ayrıca, keçiler ağaçların dibindeki otları yediğinden orman yangınlarına da doğal önlem alınıyor. Binlerce kişi bu bereketli topraklarda geçimini sağlıyor. On binlerce insan da buradaki üretim sayesinde sofrasında sağlıklı gıdaları bulabiliyor. Dolayısıyla bu jeotermal faaliyetler yüzünden üretim alanlarımızın zarar görmesinden çok büyük endişe duyuyoruz. Aydın İncirliova'da bunun çok kötü örneklerini gördük. Jeotermal yüzünden incirler zarar gördü, ihracattan dönmeye başladı. Burada da aynısı olmasın diye köyden 100 kişi jeotermale karşı dava açtı. Ama hep yeni yeni projelerle geri geliyorlar. Jeotermal için çok büyük bir ruhsat alanı belirlenmiş. 23 yeni kuyu açılmak isteniyor. Yanı sıra RES ve GES projeleriyle de tüm havza borularla dolacak. Ekosistemi, hayvanların geçişini tamamen engelleyecek. Havamızı, suyumuzu kirletecekler. Üretimi tamamen bitirecek projeler bunlar. Olamaması için elimizden geleni yapacağız."

Jeotermal’den kaçtı ama yine onu buldu
67 yaşındaki Nabiya Baskın da şunları söyledi: "10 yıldır Orhanlı'da oturuyorum. Daha önce komşu Ilıcalar'daydım. Ilıcalar'da yıllar önce sondaj açtılar. Hayat bitti orada. Sıcak suların buharı yüzünden mandalinalarımız kurudu. Şimdi burada da yine jeotermal çıktı karşımıza. Dünyanın bu tarafını kurutur bu jeotermal. Karşı çıkıyoruz ama sözümüzü geçiremiyoruz. Kurulmasını istemiyoruz. Kapatsınlar, gitsinler, en güzeli o. Ama bırakmayacaklar."

"Havası güzel diye geldik ama…”
Orhanlı köyü sakinlerinden, halk oyunları öğretmeni Nilhan Aydınalp de şunları söyledi: "Bu köyde bir halk oyunları ekibi kurmuştuk. Sonra köyün havasının güzel olduğunu görünce buraya yerleştik. Tarımla da uğraşıyorum. Domatesimi, biberimi, patlıcanımı yetiştiriyorum. Biz buraya temiz hava almaya geldik. Zeytinimiz, çamlarımız var diye geldik. Ama bu jeotermal yüzünden havamız, sularımız kirlenecek. Yani enerji piyasası bu kadar mı düştü. Böylesine güzel bir yerden mi karşılanır enerji. Bu projeye karşıyım."

Reklam Goruntulenme Bolumu

Farklı bölge için alınan ÇED’le faaliyetteler
Köydeki sondaj faaliyetlerinin, proje sahası ile alakası olmayan başka bir yer için alınmış 2016 tarihli Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) gerekli değildir kararı sunularak, ÇED sürecinin dışında bırakıldığı ortaya çıkmıştı. Köylüler ve Orhanlı Köyü Kültür Doğa Gençlik ve Spor Kulübü Derneği, proje için 2020 Eylül ayında verilen (ÇED) kapsam dışı kararının ve 2016 tarihli ÇED gerekli değildir kararının iptali için dava açmıştı. Ancak bu davalar halen sürerken, kamyonların harıl harıl alandan hafriyat çektiği ve sondaj faaliyetlerine devam edildiği görüntülendi.

Yine Orhanlı Köyü yakınlarında kurulmak istenen 23 jeotermal kuyusu, birer JES, GES ve RES içeren entegre enerji tesisi için ise kısıtlamanın olduğu gün, 21 Nisan 2021 tarihinde, halk katılım toplantısı düzenleneceği açıklanmıştı. Yasaya aykırı şekilde, halkın evde olması gereken günde düzenleneceği belirtilen toplantı, itirazlar üzerine iptal edilmişti.