Birgün Gazetesi'nden Fatih Kıyman'ın haberine göre, konuyla ilgili dün Fındıklı’da bir araya gelen İstanbullular, endişelerini dile getirdi. Yurttaşlar, projenin tarihi siluetle uyumsuz oluşunun altını çizdi.
Belediye soruları cevaplamıyor
Yurttaşların bilgi edinme yasası doğrusunda İBB’ye yaptığı başvurular yanıtsız kalırken, halihazırda 1300’e yakın imzanın toplandığı change.org kampanyasında, “Yönetimin kamusal alanlara müdahale biçimini artık değiştirmesini istiyoruz. Kararların tepeden inmeci yöntemlerle değil, İstanbul halkının görüşleri alınarak, çoklu ve bağımsız bir düşünce ortamı yaratılarak geliştirilmesini istiyoruz,” ifadeleri kullanıldı.
Martı Projesi için izin çıktı mı?
Konuyla ilgili konuşan Şehir Plancıları Odası (ŞPO) İstanbul Şube Sekreteri Akif Burak Atlar, Transfer Merkezi projesinin geçmişinin 2008 yılında onaylanan avan projeye dayandığını, fakat bu projenin Martı Projesini kapsamadığının altını çizdi. Bu projeyi mümkün kılmak için yapılan plan değişikliklerinin ise komisyondan geçtiğini, fakat gelinen nokta itibariyle halen ilgili Koruma Kurulu tarafından onaylanması gerektiğini belirtti.
Konuyla ilgili daha önce de görüş belirten Atlar, Kabataş’ta tarihi silueti etkilemeyecek mütevazi bir projeye ihtiyaç olduğunu söylemiş, ŞPO olarak olarak temel kaygılarının mesleki bilgiler ışığında, hukuki olarak doğru olanın ‘insani bir yaklaşımla’ yapılması olduğunu ifade etmişti. Diğer yandan, “Maalesef bu tip yukarıdan alınan kararlarla uygulamaya çalışılan projelerin önünde uzun yıllardır hiçbir kurum direnemiyor. Buna yargı da dahil; artık yargı mekanizması da burada direnç gösteremiyor,” şeklinde konuşmuştu.
Atlar son olarak, Martı Projesi konusunda halkın etraflıca bilgilendirilmesi gerektiğini de vurgulayarak, “Kabataş iskeleleri her gün binlerce insan tarafından kullanılıyor, böyle bir proje uygulamaya konacaksa, halk aylar önceden bilgilendirilmelidir,” dedi.
Önce yap, sonra ‘kamu yararı’ gözet
Diğer yandan, son zamanlarda ülkenin dört bir yanındaki uygulamalara bakıldığında, Martı Projesi’nin hukuki güvenceye henüz kavuşmamış olması endişeleri gidermiyor. Daha önce aynı bölgede, İnönü Stadı’nın yanından geçen tünel bağlantılarının parkı tahrip eden bölümü mahkemeye taşınmış, fakat yürütmeyi durdurma kararı çıkıncaya kadar proje neredeyse tamamlanmış, bu aşamadan sonra ise inşaatın geldiği noktaya dayanarak ‘kamu yararı’ gerekçesiyle onaylanmıştı.