‘Kadıköy’ün Ölüm Fermanı’



soL gazetesinde yer alan habere göre, kamuoyuna “Fener-Kalamış yat marina projesi” olarak yansıyan proje, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın (ÖİB) geçtiğimiz Mayıs ayında resmileşen kararıyla, Fenerbahçe sahilinde bulunan TCDD’ye ait dinlenme tesislerini de içine alacak şekilde yaklaşık 435 dönümlük arazinin özelleştirilmesini içeriyor.

Karar bu haliyle, TCDD’nin halihazırda halka açık olan dinlenme tesisinin yerine yeni bir yat limanı yapılmasını, Fenerbahçe parkı ve Kalamış Koyu’nu içeren sahilinin ise inşaat alanı olarak ayrılmasını öngörüyor.

ÖİB’nin resmi sitesinde yer alan bilgiye göre, bu kısıma “market, restoran ve kafelerin” yapılması amaçlanıyor. Söz konusu bölge içinde 2’inci dereceden doğal ve 3’üncü dereceden arkeolojik sit alanları bulunuyor.

Kurbağalıdere’ye proje yarışması

Gündeme gelen bir diğer proje ise, Kadıköy Belediyesi bünyesinde yer alan Tasarım Atölyesi’nin geçtiğimiz Haziran ayında açtığı “Kurbağalıdere Vadisi” ile ilgili tasarım yarışmasıyla belirlenecek.

Kurbağalıdere’nin denize döküldüğü yerden itibaren 2,8 kilometrelik bir kısmı kapsayan projede, Şükrü Saraçoğlu Stadyumu, Yoğurtçu Parkı ve Mahmut Baba türbesi dışarıda bırakılacak şekilde büyük bir alana dair “dönüşüm” öngörülüyor.

Bir “fikir projesi” olduğu vurgulanan çalışmadan çıkan sonucun bağlayıcılığı olmamakla birlikte, Büyükşehir Belediyesi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’yla ortak çalışmalara ön ayak olabileceği söyleniyor.

‘Parası olan kullanabilecek’

Mimarlar Odası Kadıköy Şubesi eski başkanı Arif Atılgan, Fenerbahçe Kalamış’ta yapılması planlanan projeyle ilgili “bölgenin AVM, rezidans, kafe ve restoranlarla doldurulması anlamına geleceğini” belirtti ve önceden halka açık olan TCDD tesislerinin de bu kapsamda dönüştürülmesiyle birlikte “parası olanın kıyıyı kullanabileceği, daha dar ve orta gelirli kesimlerin ise buradan uzaklaştırılacağını” söyledi.

Atılgan, Fenerbahçe Kalamış’ta 435 bin metrekarelik yat marina alanına 70 bin metrekare inşaat hakkı verildiğini, böyle bir projeyle bölgenin AVM rezidans, cafe ve restaurantlarla dolduralacağını ve bunun bölgeyi yaşanılmaz hale getireceğini vurguladı.

Plan için “Kadıköy’ün ölüm fermanı” diyen Atılgan ayrıca, burada bulunan mevcut marinaların kıyıyı halkın kullanımına fiilen kapattığını ve bunun eskiden beri tartışılan bir konu olduğunu hatırlattı.

‘Projeler birbirine entegre edilebilir’

“Kurbağalıdere Vadisi” yarışmasında öngörülen projeyle “Fenerbahçe-Kalamış” projesini, “birbirine entegre bir bütün” olarak gördüğünü belirten Atılgan, Sögütlüçeşme’nin yakın gelecekte Marmaray projesinin tamamlanmasıyla birlikte ulaşım açısından bir transfer merkezi olacağını, dolayısıyla büyük bir ticaret alanı haline geleceğini söyledi.

Her iki projenin Kurbağalıdere’nin denize döküldüğü yerde kesiştiğini hatırlatan Atılgan, “Kurbağalıdere projesi bir uygulama projesi değil ancak derenin ıslahı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde olduğu için projenin değerlendirilmesi mümkün” diye konuştu.

Projenin şartnamesinde ciddi sorunlar olduğunu belirten Atılgan, “jüri üyeleri arasında çevre düzenlemesiyle ilgili bir peyzaj mimarı bulunmuyor. Diğer taraftan proje şartnamesinde belirtilen Şükrü Saraçoğlu Stadı için ‘kentsel açık alan’ ifadesi kullanılıyor” dedi.

Atılgan, söz konusu projenin seçimlere yönelik bir çalışma olabileceğini düşündüğünü belirtti ve Kadıköy Beledyie Meclis üyelerinin Kuşdili Çayırı’nda AVM yapımı iptal edilirken yerine otopark yapılması yönünde olumlu görüş vermek istediklerini hatırlattı.

Projenin uygulanabilirliği tartışmalı

“Kurbağalıdere Vadisi” yarışması kapsamında ortaya çıkacak projenin uygulanabilirliği de tartışma konusu oldu. “Kurbağalıdere Vadisi” proje yarışması, dere yatağı boyunca 2,8 kilometrelik bir alanın yanısıra, Kuşdili Çayırı, Kadıköy Belediyesi binası, Sögütlüçeşme tren istasyonu, Söğütlüçeşme Metrobüs durağı gibi kamu alanlarını ve meskun durumda bulunan özel mülkleri de kapsıyor. Yarışma için öngörülen plana dönük çeşitli eleştiriler bulunuyor.

Konuyla ilgili soL’a konuşan Kuşdili Platformu üyelerinden Süha Ertekin, proje şartnamesinde Kurbağalıdere sathının sit alanı olarak gösterilmemesini eleştirdi. “Bu bir fikir projesi, bunu anlıyoruz, ancak belediye bunu uygulayabilecek durumda mı?” diye konuşan Ertekin, proje kapsamına alınan alanda devletin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) ve özel şahısların tasarrufunda kısımlar olduğunu hatırlattı ve Kadıköy Belediyesi’nin projeyi tek başına uygulamasının mümkün olmadığını belirtti. Ertekin ayrıca, Kurbağalıdere’nin ıslah projesinin de İBB tarafından yürütüldüğünü hatırlattı. Bu durumda ortaya çıkacak projenin, İBB ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı gibi kurumlarla bir arada yürütülmesi gibi bir ihtimali akla getirdiğini söyleyen Ertekin ayrıca, uygulanma ihtimali tartışmalı bir proje için toplam 400 bin lira ödül verilmesini eleştirdi.

‘Gerekirse kentsel dönüşüm yapılır’

Konuyla ilgili görüştüğümüz Kadıköy Belediyesi Tasarım Atölyesi kurucularından ve yarışma projesinin Danışma Jürisi üyelerinden Faruk Göksu ise, projenin amacının “hayal kurulmasının önünü açmak” olduğunu söyledi ve bunun bir “fikir projesi” olduğunu vurguladı. Göksu, meskun mahaller de dahil Belediye’nin yetkisi dışında kalan alanların projeye dahil edilmesine dair eleştiriler konusunda, “mülkiyet konusunu çok öne çıkarmadık, önemli olan Vadi’den Salı Pazarı’na kadar olan aksı yeniden değerlendirebilecek fikirlerin ortaya çıkması” diye konuştu. Projenin uygulanabilirliğinin, yarışma sonunda değerlendirileceğini söyleyen Göksu, “her zaman var olan kullanım alanı ve mülkiyet üzerinden kısıtlanmak istemiyoruz, tartışma dökümanı ortaya çıksın istiyoruz” dedi.

Meskun mahallerde yapılacak olası bir dönüşüme dair “kentsel dönüşüm”ün Fikirtepe’de zaten başladığını söyleyen Göksu, “Kurbağalıdere tarafında da gerekirse yapılabilir, yarışmacılardan yenilenmeye ilişkin fikirler gelebilir diye esnek bıraktık” diye konuştu. Kadıköy Belediyesi’nin amacının “parça parça projeler yerine, entegre bir vizyon projesi üzerinden farklı bir yaklaşım sunmak” olduğunu söyleyen Göksu, bu proje sonucunda uygulama noktasına gelinirse gerektiğinde İBB ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı gibi kuruluşlarla ortak çalışılabileceğini belirtti.