Kamuoyuna... Kentsel Dönüşüm ve Yenileme Uygulamaları Hakkında Duyuru

Yerel yönetimler tarafından özellikle tarihi kent merkezlerine ve yasadışı yapılaşmış konut bölgelerine yönelik olarak başlatılan kentsel müdahaleleri kaygıyla izlemekteyiz. Bu kaygıların altında, söz konusu müdahalelerin uzun vadede telafisi zor sosyal ve mekânsal sorunlar yaratacağı endişesi yatmaktadır. Bu müdahaleler, planlama disiplininin temel ilkelerinin göz ardı edildiği yasalar üzerinden gerçekleştirilmektedir. Yerel yönetimler; üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve meslek odalarının eleştirilerini dikkate almadan, hazırlama ve onay süreçlerinde tek yetkili oldukları planları / projeleri acil olarak hayata geçirmektedirler. Bütün tepkilere rağmen, paylaşımcı olmayan, katılımı ve toplumsal uzlaşmayı bir kenara iten yerel yönetimler, merkezi idarenin de desteğini alarak kentsel dönüşüm ve yenileme projelerine imza atmakta; bunu yaparken de yaşayanları dışlamakta, görmezden gelmekte ve onların rızalarını aramamaktadır. Yerel yönetimler, toplumun en fazla dışlanmışlık sorunuyla karşı karşıya olan gruplarını hedef almakta, örgütlenemeyen ve örgütlenemediği için de hakkını arayamayan insanlar üzerinde baskıcı bir anlayışla müdahalelerini gerçekleştirmektedirler. Bugün, çoğunlukla gecekondu ve/veya eskimiş tarihi konut alanlarında yaşayan, sosyal güvenceleri olmayan ve düşük gelir grubunda bulunan insanlar, ne yapacaklarını, kime başvuracaklarını ve başlarına ne geleceğini bilmeden çaresizce beklemektedirler. Kentte tutunmanın, enformel işgücü piyasasında var olabilmenin bir yolu olarak dayanışma ilişkileriyle ayakta durabilen ya da bu tür ilişkileri dahi kuramamış gruplardan oluşan bu insanların, yakın gelecekte kentin çeperlerinde kurulmakta olan toplu konut adacıklarına taşınmaları halinde, bu yeni yaşama alanlarında toplumsal uyum sorunları ve yeni yoksulluk süreçleriyle karşılaşmaları kaçınılmazdır. Bizler, sürdürülebilir ve yaşanabilir kentler yaratmak üzere eğitim veren, bilimsel araştırmalar yapan akademisyenler ve ayrıca bağımsız araştırmacılar olarak, yaşanan sürecin yarattığı kaygılarla, kentsel dönüşüm ve yenileme süreçlerinde izlenmesi gereken aşağıdaki temel ilkeleri kamuoyu ile paylaşmayı gerekli görüyoruz: Planlamanın bütünlüğü Olağanüstü planlama olayları gibi ele alınan kentsel dönüşüm ve yenileme projeleri, bütüncül planlama yaklaşımı hiçe sayılarak, kentlerin değer kazanmış ya da değer kazanmaya aday parçalarına yönelik olarak kurgulanmakta, bu durum kentlerin dengesiz ve sağlıksız büyümesine yol açmakta, dolayısıyla da sorunlara köklü çözümler üretilememektedir. Oysa kentsel dönüşüm ve yenileme süreçleri, planlama sürecinin olağan parçaları olarak ele alınmalı, bütüncül planların işaret ettiği şekilde yönetilmelidir. Bu amaçla ivedi olarak planlamaya yönelik parçalanmış mevzuatı tek bir şemsiye altında toplayacak geniş kapsamlı bir “Şehircilik Yasası” hazırlanmalı ve dönüşüm / yenileme süreçlerinin çerçevesi de bu yasa ile çizilmelidir. Çok boyutluluk ve uzun dönem Kentsel dönüşüm / yenileme uygulamaları yalnızca fiziki değil, ekonomik ve sosyal boyutları da kapsayacak şekilde çok bileşenli olarak kurgulanmalı ve uygulanmalıdır. İnsanların kurduğu sosyal ve ekonomik ilişkiler, içinde yaşadıkları fiziki mekânı biçimlendirmede etkilidir. Bu ilişkileri yeterince sorgulamayan ve çözümlemeyen bir fiziki mekân tasarımı kabul edilemez. Dahası, kentsel dönüşüm ve yenileme uygulamalarının hazırlandığı yer için tespit edilen sosyal ve ekonomik sorunlara çözüm oluşturması beklenir. Toplumsal ve iktisadi kapasiteyi geliştirecek, sürdürülebilirliği sağlayacak ve yeni iş alanları oluşturacak etkin sosyo-ekonomik programlar, kentsel dönüşüm ve yenileme süreçlerinin temel unsurları olmalıdır. Bu programlarla beslenmeyen kentsel dönüşüm ve yenileme süreçleri kabul edilemez. Bugüne kadar yapılan uygulamaların hiçbirinde bu tip programlar geliştirilmemiştir. Oysa yaşayanların sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik programlar geliştirmek ve uygulamak da yerel yönetimlerin görevleri arasındadır. Kentsel dönüşüm ve yenileme süreçleri siyasi dönemlere ya da kısa ihale süreçlerine sığdırılamayacak kadar kararlı, ciddi ve uzun erimli çalışmaları gerektirir. Katılım ve karar alma Kentsel dönüşüm ve yenileme süreçleri yaşayanlar ile birlikte kararlaştırılmalı, geliştirilmeli, planlanmalı ve yönetilmelidir. Süreçten herhangi bir kesimin herhangi bir gerekçeye sığınılarak dışlanmaması gerekir. Katılım modelleri, yaşayanların sosyo-kültürel ve ekonomik özelliklerine uygun olarak kurgulanmalı, bu tip pratiklere alışık olmayanlara karşı sabırlı davranılmalı ve yaratıcı yöntemler geliştirilmelidir. İdarenin alışık olmaması halinde ise meslek içi eğitimler uygulanmalıdır. Katılım pratiklerinin karşılıklı öğrenme ile güçlendiği hiçbir aşamada unutulmamalıdır. Katılım modelleri iyi kurgulanmış ve karar alma süreçleri bu modeller üzerinden gerçekleştirilmiş bir kentsel dönüşüm ya da yenileme süreci, hem daha uygulanabilir olacak, hem de toplumsal uyumun artmasına ve demokrasi kültürünün yerleşmesine olanak tanıyacaktır. Şeffaflık ve hesap verebilirlik Kentsel dönüşüm ve yenileme süreçlerinin şeffaf, dolayısıyla hesap sorulabilir şekilde yönetilmemesi, kentsel dönüşüm uygulamalarına ve dönüşümün uygulayıcılarına olan güveni sarsmaktadır. Hâlbuki şeffaflık hem hesap verebilirliği sağlayacak, hem de gündeme gelebilecek spekülasyonların önünü kesecektir. Şeffaflık sayesinde uygulayıcı ile yaşayanlar ve sivil toplum arasında güven ortamı yaratılacak, böylece katılımcı planlama pratiklerinin önü açılacaktır. Katılımla alınan kararlar ve bunların gerekçeleri konusunda da her aşamada herkese açık, doğru ve zamanında bilgilendirme ve belgeleme yapılmalıdır. Uzmanlık Şeffaflığın ve katılımın sağlanması koşulu ile kentsel dönüşüm ve yenileme süreçlerinin bilgi, birikim ve deneyim sahibi uzmanlar tarafından yönetilmesi, süreci spekülatif ve politik müdahalelerden arındıracaktır. Şeffaflığın ve katılımın sağlanamaması halinde en iyi uzmanların bile yapabilecekleri sınırlı olacaktır. Diğer yandan, kentsel yenileme ve dönüşüm projelerini yürüten uzmanların çok boyutluluk ve katılım ilkelerine inanmaları ve bunları uygulayabilecek donanımda olmaları önem taşımaktadır. Yer seçimi, özgünlük ve gereksinimler Kentsel dönüşüm ve yenileme alanlarının yer seçim kararları katılımcı yaklaşımlarla verilmeli, sınırların saptanmasında, modellerin seçilmesinde bilimsel ölçütler kullanılmalı ve ilgili bölgelerin sorunlarını yansıtan veriler temel alınmalıdır. Süreç, bu bölgelerin özgün niteliklerine ve gereksinimlerine uygun olarak planlanmalı ve yönetilmelidir. Mevcut uygulamalar hemen her bölgede birbirine benzeyen ya da özgünlük ve gereksinimlerden bağımsız çözüm önerileri getirmektedir. Bu uygulamalar yalnızca değişim değeri hızla artmak suretiyle rant odağı haline gelen / gelebilecek alanlara yoğunlaşmıştır. Oysa kentsel dönüşüm ve yenileme süreçleri kullanım değeri üzerinden, gereksinimlere ve özgünlüklere uygun olarak kurgulanmalıdır. Etaplama Temel ilkelerden kopmadan sürdürülebilir bir proje yönetiminin sağlanması ve hedefe ulaşılması, doğru bir etaplamanın yapılması ve şeffaf süreçler içerisinde uygulanması ile mümkün olabilir. Etkin bir etaplama, projelerin uygulanabilirliğini de arttıracaktır. Mevcut uygulamalarda tatmin edici bir etaplama tespit edilememiştir. Uygulamanın izlenmesi Kentsel dönüşüm ve yenileme, uygulama sonrasında da izlenmesi gereken süreçlerdir. Yerel yönetimler projelerin tamamlanmasından sonraki süreci de düzenli olarak izlemeli, gerekli hallerde projelerin hedeflerine uygun olarak ya da katılımcı bir yaklaşımla proje hedeflerini revize ederek sürece müdahale etmeli ve projenin gidişatını kamuoyu ile paylaşmalıdır. Ülkemizde sık göremediğimiz başarı hikâyeleri ancak bu izleme süreçleri ile gerçekleşebilir. • • • Bizler, aşağıda imzası bulunan akademisyenler ve araştırmacılar olarak, toplumsal ve mesleki sorumluluklarımız uyarınca, mevcut kentsel dönüşüm / yenileme uygulamalarından duyduğumuz endişeyi kamuoyu ile paylaşıyor; öncelikle merkezi ve yerel yönetimler olmak üzere, ilgili bütün uzmanları, meslek odalarını, sivil toplum örgütlerini ve basın - yayın organlarını, bilinçli, duyarlı ve hep birlikte konunun takipçisi olmaya davet ediyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. Not: Metine halen imza konulabilmektedir. İmzaları görmek için tıklayınız