Kanal İstanbul Kimin İhtiyacı?



Ekolojik Yıkımla Mücadele Haftası kapsamında bir dizi etkinlik düzenleyen TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İstanbul Şubesi, online basın toplantısı ile ‘Kanal İstanbul ve Yeni Şehir Yapı Alanları Teknik İnceleme Raporu’nun’ güncellenmiş 2’nci sayısını paylaştı. Yapılmak istenen su kanalının yaşam alanlarına etkisi ve farklı boyutlarının incelendiği raporda, Kanal İstanbul ÇED raporundaki hatalara ve eksikliklere dikkat çekildi.

BirGün’den Meral Danyıldız’ın haberine göre; raporda Kanal İstanbul’un ve çevresindeki projelerin; su kaynaklarına, orman ekosistemine, tarıma, hayvan ve bitkilere olan etkisi yer aldı. Ayrıca Kanal İstanbul Projesi’nin göç yolu üzerinde olduğu belirtilen raporda hava kirliliği riskinin hatalı ve eksik verilerle yapıldığı da belirtildi.

Raporda, İstanbul’un kuzeyindeki projelerin bir bütün olarak ele alındığı, aralarındaki ilişkilerin ayrıntılı olarak değerlendirildiği aktarıldı. Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi online olarak yaptıkları basın toplantısıyla raporun detaylarını açıkladı ve gelen soruları yanıtladı.

 

Reklam Goruntulenme Bolumu

 

“Proje kimin ihtiyacı, ne için yapılıyor?” sorularının da cevaplandığı raporda, “Çevre Şehircilik Bakanlığı 3. Havalimanı projesine, 3. Köprü projesine, Kanal İstanbul, Kıyı Yapıları, Kıyı Dolguları projesine ayrı ayrı onay vererek ekosistemlerin geri dönüşümsüz yok oluşundan, proje nedeniyle yaşanacaklardan doğrudan sorumludur. Projelerin ÇED raporunda ne yazılırsa yazılsın, o raporlar şirketin tanımından öteye geçemez. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ise yapılacak işin etkilerini irdelemek ve değerlendirmekle yükümlüdür.” denildi.

Bölgenin yapısını değiştiriyorlar
Kanal İstanbul ve Avrupa Yakası Yenişehir Yapı Alanları projelerinin açıklandığı süreçten itibaren, bölgenin ekosisteminde ve insanların yaşam alanlarında belirgin bir değişim gözlendiğine değinilen raporda, “Daha sonra yapımına başlanan 3. köprü, 3. havalimanı ve proje aşamasında olan Kanal İstanbul Su Yolu ve Yenişehir Yapı Alanları projeleri ile değişimin hızı artmıştır. Bugün itibari ile önümüzdeki uzun yıllar bu durumun devam edeceğini söylemek mümkündür” ifadeleri yer aldı.

Haberin tamamına linkten ulaşılabilir.