‘Karadeniz İsyanı Umut Olacak’



Birgün Gazetesi'nin haberine göre, termik ve nükleer santrallara, HES projelerine, çimento fabrikalarına, siyanürlü altın madenlerine, taşocaklarına ve kendilerine sorulmadan, doğaya etkileri gözetilmeden planlanan pek çok projeye karşı mücadele eden Karadenizliler, Derelerin Kardeşliği Platformu'nun (DEKAP) çağrısıyla Trabzon’da buluştu.

Saat 12.00’de Trabzon kent merkezindeki Atatürk Alanı'nda toplanan 5 bini aşkın kişi 'Derelerimiz, yaylalarımız, ormanlarımız satılık değil', 'Gezi’den Soma’ya Kobane’den Karadeniz’e doğaya, emeğe ve insanlığa sahip çıkıyoruz' yazılı pankart ve dövizlerle yürüyüş yaptı.

CHP’li milletvekilleri Melda Onur ve Volkan Canali’nin de destek verdiği mitingde sık sık “Doğanın katili AKP hesap verecek,” “Karadeniz isyanı umut olacak” sloganları atıldı.

Yerel mücadeleler Trabzon'da toplandı

DEKAP’ın çağrısıyla bir araya gelen yerel inisiyatifler, yaşam mücadelesini büyütecekleri mesajı verdi. Siyanürlü altın madenciliğine karşı mücadele edenler, “Tarlamdan mısır bahçemden fındık yiyebilmek için siyanüre hayır” yazılı dövizler taşıdı.

Metin Lokumcu untulmadı

Mitinge katılan Karadenizli yurttaşlar 2011’de Hopa’da polisin biber gazlı saldırısında yaşamını yitiren Metin Lokumcu’yu unutmadı.

Lokumcu’nun fotoğraflarının taşındığı mitinge HES’lere ve çimento fabrikası projelerine karşı mücadele eden Tonya Çevre Platformu, Sinop Nükleer Karşıtı Platform, Yeşil Gerze Çevre Platformunun da aralarında olduğu pek çok yurttaş inisiyatifi, Doğu Karadeniz’in pek çok noktasındaki HES projelerinin geleneksel yaşamlarını ortadan kaldırmaması için hukuk mücadelesi veren yurttaşlar ve Trabzonlular katıldı.

‘Mücadeleyi siz yazıyorsunuz’

DEKAP sözcüsü ve gazeteci Ömer Şan mitingi, “Size mücadelemizi anlatmayacağım çünkü siz yazıyorsunuz mücadeleyi” sözleriyle açtı.

Yaşam alanlarının gelecek nesillere aktarılmasının hayati öneme sahip olduğunu aktaran Şan, “Yerli şirketlerin ve arkalarındaki yabancı şirketlerin saldırıları sadece suyla sınırlı değil. Yaylalarımıza, meralarımızı, ormanlarımıza ve yeraltı varlıklarımıza da göz dikmiş durumdalar” dedi.

Samsun ile Artvin arasında kalan yaylaları birbirine karayoluyla bağlaması öngörülen Yeşil Yol projesine de değinen Şan, şu ifadeleri kullandı; "Cennet yolu dedikleri, şirketler için daha kolay yağma ve rant yolu demektir. Bu projenin yeşil yol veya cennet yolu diye adlandırılması, bu yağmanın Karadeniz halkı nezdinde şirin gösterilmesi için atılan bir adımdır. Bölgedeki tüm yeraltı ve yer üstü varlıkların iktidar yanlısı şirketlerin emrine sunarak ranta açacak bu proje, iktidar, siyaset ve şirket ilişkisinin parasal döngüsünün kurulması projesidir."