'Kentsel SİT' Pansiyonları



'Turizm' denilince, ne yazık ki akla önce 'kültürel ve çevresel tahribat' geliyor. Bunun nedeni ise özellikle 1980 sonrasındaki 'turizmi teşvik' adına yürütülen 'tarihin ve doğanın arsa niyetine ve imar rantına kurban edilerek kullanılması' .

Oysa, uygarlık ve doğa mirasımızı 'harcayarak' değil, koruyarak ve geliştirerek hem kendimize, hem de konuklarımıza 'yaşanılır ve kimlikli' bir Türkiye sunmamız mümkün... Bu hedefe ulaşmada en önemli olanak ise 'tarihi kent dokuları' nda.

Ancak, bunun için yola çıkarken aynı mirasın 'kuşaktan kuşağa yaratıcıları' olan asıl sahiplerini 'dışlayarak' , yerel halkın zamanla uzaktan baktığı 'turistik tarihi bölge' ler yaratmanın da 'kültüre ve topluma saygılı' bir turizm yaratmayacağını örneklerle görmekteyiz.

Bu anlamda öncelik verilmesi gereken temel ilke, eski kent dokularını 'halk' la birlikte yaşatırken 'turizm' le de buluşturmak; yani, tarihi çevrenin sakinlerini turizmde 'seyirci' değil, 'ev sahibi' kılacak bir uygulamayı gerçekleştirebilmek.

Kenti ve halkı gözetmek
Nitekim, Tarihi Kentler Birliği'nin geçen mayıs ayındaki 'kültür ve turizm' temasıyla gerçekleşen 'Muğla-Milas Buluşması' nda şu çağrıyı yapmıştık:

''Tarihi kentlerde temel turizm politikası olarak eski evlerde aile pansiyonculuğu devletin restorasyon ve donanım desteğiyle de başlatılmalı ve yaygınlaştırılmalı; ailelerin buna yönelik örgütlenmesi ve konaklama organizasyonu ise belediyelerce yapılarak tur firmalarınca programlarına alınmalıdır."

Bu sözlerin, 'proje' olarak açılımı ise sadece Muğla için değil, ilgisizlikten kurtulmayı bekleyen tüm kentsel SİT'lerimiz için geçerli:

İşte özeti:
1- Belediye'de 'kent turizm' bürosu: İlk adım olarak; yabancı dil bilen ve turistler ile eski evlerinde konuk ağırlamak isteyen SİT sakinleri arasındaki ilişkileri kurabilecek elemanların görev yapacağı, 'belediyeye bağlı bir büro' kurulmalı. Bu büro, yeni yasalaşan 'koruma, uygulama ve denetim büroları' yla da (KUDEB) ilintili olmalı.

2- Pansiyonculuk başvuruları: Yaşadıkları ya da yaşattıkları SİT alanındaki eski evlerinin bir bölümünü 'pansiyon turizmine' açarak, bedeli karşılığında konuk ağırlamak isteyenler, büroya kayıtlarını yaptırarak 'projeye ortak' olacaklar. Bu kaydı yaptırmayanların evlerine, turizm konaklama hizmeti ve olanağı sağlanmayacak.

3- Bakanlık desteği: Bu projeye ortak olmak üzere başvuranların pansiyon turizmine açacakları evlerde gerekebilecek onarım ve tefriş-donanım giderlerini karşılamak üzere, Kültür ve Turizm Bakanlığı, yine belediye aracılığıyla, uzun vadeli, düşük faizli kredi vermeli.

Kredi miktarı, Koruma Kurulu'nca uygun görülen onarım ve tefriş projeleri üzerinden çıkartılacak keşifle belirlenebilir...

4- Mimarlar Odası desteği: Kentteki mimarlar Odası birimleri ile belediye (büro) sadece bu projeye ait olmak üzere 'SİT alanı pansiyonları-proje ve danışmanlık birimi' kurabilirler. Bu birim, proje ortaklarının evlerindeki onarım ve tefriş projelerini üretebilir ve alı nacak krediler için gerekli metraj-keşif dosyalarını hazırlayabilir. Ayrıca, uygulamalar da aynı birim ve KUDEB'ler tarafından denetlenmeli.

5- TÜRSAB ve ÇEKÜL desteği: Tarihi kentlere tur düzenleyen firmalar ile belediyeler arasında ilişkiyi kurmak için TÜRSAB, ev sahipleriyle kentin tarihsel ve doğal mirası hakkında eğitim çalışmaları yapmak için de ÇEKÜL, bu projeye destek vermeliler. SİT pansiyonlarında konaklamayı da içeren tur programlarını düzenleyecek firmalarla büro anlaşarak, proje ortağı evlere yerli ve yabancı turistlerin yerleştirilmesi tek bir merkezden (bürodan) gerçekleştirilmeli. Konuklar için düzenlenecek kültür ve çevre etkinlikleriyle de bu projeden yararlanacak turistlerin 'bilinçli ziyaretçiler' olmaları sağlanabilir.

6- Bağımsız turistler: Kentsel SİT pansiyonları, doluluk durumlarını her gün büroya bildirdiklerinde, turistler de 'uygun' evlere yönlendirilebilecektir.

7- Denetim ve tarife: Bu projeye bağlı kentsel SİT pansiyonlarının kalite ve hizmet denetimlerini de büro üstlenmeli, pansiyon ücretleriyse belediye meclisi tarafından belirlenmeli.

8- 'Büro'nun finansmanı: Yukarda özetlenen hizmetler için gerekli teknik personel, ekipman vb. giderler, kentsel SİT pansiyonlarının büro kanalıyla ağırlayacakları konuklardan alacakları ücretler üzerinden belli orandaki 'projeye katkı payları' ile karşılanabilir.

Nasıl başlanacak?
Uygulamaya başlanması için, yukarda görev ve katkıları tanımlanan kurumlar, aralarında ayrıntılı bir 'proje ortaklığı protokolü' yapmalılar.

Öncelikle belediye - Kültür ve Turizm Bakanlığı - Mimarlar Odası birimleri ve TÜRSAB'ın imzaları bulunması gereken bu protokol, aynı zamanda projenin 'anayasa' sı olmalı. Bir yandan koruma altındaki evlerin onarımları sağlanırken, bir yandan yerli ve yabancı konuklarla birlikte daha uzun yıllar aynı kimlikleriyle yaşamaları güvenceye alınmalı...

Evet... Özellikle Tarihi Kentler Birliği'ne üye olan belediyeler, tarihi kent dokularındaki korumanın 'turizmle' de desteklenmesini istemekte, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın ulusal turizm politikasında bu beklentiye öncelik vermesini dilemekteler.

Türkiye'nin turizm potansiyelini, 'doğaya ve tarihe arsa gözüyle bakan' çok yıldızlı otellerin ve tatil köylerinin tekelinden kurtarabilmek için, 'kentsel SİT'lerdeki ev sahiplerini' kültür turizminin pansiyoncuları kılmak gerekiyor.