Belediyenin Kentsel Tasarım Projesi kapsamında mimarisini aslına uygun olarak yeniden düzenlediği Süleymaniye’de ilk kazma önümüzdeki nisan ayında vurulacak. Çalışmalarda, çoğu binalar olduğu yerde restore edilecek. Bölgedeki tarihî camilerin önünü kapayan binaların da fazlalıkları tıraş edilerek, tarihî camiler görünür hale getirilecek. Eminönü ve Fatih ilçelerini kapsayan restorasyon çalışmaları boyunca tarihî Suriçi’nden 100 bin civarında vatandaş sur dışına taşınacak. Projenin koordinatörlüğünü yürüten Prof. Dr. Cengiz Eruzun, “2 bine yakın yok olmuş ‘kayıp eşya’ denen bina envanteri var. Gravürlerle, fotoğraflarla, bazı belgelerle belli olan haritalarda yer almış olan binaları yeniden canlandıracağız. 2 yıl sonra kentsel tasarım projesi tamamen bitecek.” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Danimarkalı mimarlık öğrencilerini ziyaret etmek için gittiği Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi’nde Kentsel Tasarım Projesi’nin koordinatörü Prof. Dr. Cengiz Eruzun ile de görüştü. Başkan Topbaş, Prof. Eruzun’a Süleymaniye bölgesinin restorasyon çalışmalarını düzenleyen proje çalışmasının ne zaman tamamlanabileceğini sordu. Prof. Eruzun, proje çalışmalarının nisan ayında tamamlanacağını açıkladı. Büyükşehir Belediye Başkanı, aldığı bu cevap üzerine, “Süleymaniye bölgesinin restorasyonunu başarmak bile başlı başına bir olay. Nisan ayında ilk kazma ile bölge şantiyeye dönmeli. Orada çivi ve keser sesleri duyulmalı. Bu heyecanı hissetmek istiyorum.” şeklinde duygularını ifade etti.
Kentsel Tasarım Projesi ile ilgili soruları cevaplandıran Prof. Eruzun, nisan ayına Süleymaniye Camii ile Şehzadebaşı Camii arasındaki alan için tasarlanan projenin pilot bölgesini bitireceklerini söyledi. Çoğu binaların olduğu yerde restore edileceğini belirten proje koordinatörü, “Bu çalışma uzun süreli bir çalışma. Çalışmaların tamamlanması için gereken süreyi 2 sene olarak öngörüyoruz.” dedi.
Suriçi’nin koruma amaçlı imar planı ve güçlü bir kentsel tasarım rehberi olmak üzere iki planı hazırlandığını söyleyen Prof. Eruzun, “Bu bölgedeki değerlerimiz neler ise onları sokak silüetleriyle planlara işleyerek, numaralar vererek hepsini tespit ettik.” şeklinde konuştu. Prof. Eruzun, “Bu arada tescilli olmayan camilerimizi tespit ettik. Benim bildiğim Laleli ve Fatih camilerinin kültür varlığı olarak tescilleri yoktu. O kadar kültür varlığı olarak görülmüş ki tescil etmeye bile gerek duymamışlar. Onların da tescil fişlerini hazırlayıp kuruldan geçirdik.” şeklinde konuştu.
Prof. Eruzun, 2 bine yakın yok olmuş ‘kayıp eşya’ denen bina envanterinin olduğunu kaydetti. Eruzun, yıkılan binaları neden canlandırdıklarına yönelik eleştiriler aldıklarını belirterek, İkinci Dünya Savaşı’nda Avrupa’da birçok şehrin harabe haline geldiğine dikkat çekti ve “Varşova ve Leningrad yeniden kuruldu. Bu bir kültür kimliğidir. İstanbul’un kültür kimliği sivil mimari açısından yok olmuş maalesef. Bunları kayıtlara ilave ederek yeni yapacağımızı da onlara uygun yapacağız.” diye konuştu.
Prof. Cengiz Eruzun, buradaki yeni binaları Osmanlı’nın Ebniye Nizamnamesi’ne göre yapacaklarını dile getirdi ve “Proje tamamlandıktan sonra yarımadanın görünümü şiir gibi olacak. Osmanlı ile modern görünümün sentezi olacak. Modern de Türk mimarisine uygun olacak.” dedi.