Cazın Ustaları Tuval Üstünde

''Bazen kelimelerden sıkıldığım için renklerin büyüsüne ve coşkusuna sığınıyorum. Düşlerimden renk cümbüşü olarak mı taşıyorum nedir?.. Kendi boşluğuma düşmemek, ruhuna tutunmak, şairlerin de resim yapabileceğini kendime fısıldamak için tuvalin kimsesizliğine tırmanıyorum.''

NENA ÇALİDİS


Bostancı'da bir çatı katı... Odanın duvarlarında dünya cazına yön veren sanatçıların resimleri asılı, tuvalin üzerinde bir cazcının imzası henüz kurumuş resmi duruyor... Tam karşımda Mayer Davis , yanı başımda Armstrong ... Özetle cazın ustaları bu kez tuvaller üstünde buluşmuş. Burası, ressam-yazar Engin Turgut 'un atölyesi... Bu yapıtlarının yer aldığı 'Caz Zamanı' adlı sergisi 16 Eylül'de Bodrum'da, Osmanlı Tersanesi'nde açılacak.

'Marinart 05' kapsamında Zerrin Ulusman 'ın düzenlediği ve 30 Eylül'e dek sürecek olan sergide sanatçının 2005 yılı içinde yaptığı son dönem yapıtları sanatseverlerle buluşacak.

Ressam ve şair kimliği

''En çok caz ve nü resimleri yapmayı seviyorum. Caz ve blues benim kendimi bulduğum müzikler. Caz resimleri yapmak beni çok rahatlatıyor'' diyor Engin Turgut ve ekliyor: "Şu an bu duvarda gördüğünüz dört resmi sabaha karşı 04.30'da uyanıp yaptım."

Engin Turgut'un ressam kimliğinin yanı sıra bir de şair kimliği var. Resim yapmanın, şiir yazmanın dışardan görüldüğü gibi kolay bir şey olmadığını söylüyor ve ekliyor : ''Bu ülkede herkes kendini şair sanıyor. Ayda bir şiir yazan da var, ayda elli şiir yazan da. Şiir yazmak için kalem ve kâğıt yetmez, felsefenin yanı sıra dünya görüşün olmalı, yetenekli olmalısın. Yazdıklarını da kolay kolay beğenmeyeceksin.''

Cihat Burak , ''Bütün çocuklar ressamdır, ta ki resmin bir oyun olmadığını anlayana dek'' demişti, Engin Turgut da Burak'ın sözünü doğrulayıp kendine göre bir ek yapmış: ''Şiir de bir oyun değil.''

Turgut, önce şiirle başlamış, sonra resim girmiş yaşamına. Ne resimden ne de şiirden vazgeçmiş. İkisinin de özel yeri var yaşamında.

20 yıldır resim yapan sanatçı serüvenini şu sözlerle açıklıyor: ''Bazen kelimelerden sıkıldığım için renklerin büyüsüne ve coşkusuna sığınıyorum. Düşlerimden renk cümbüşü olarak mı taşıyorum nedir?.. Kendi boşluğuma düşmemek, ruhuna tutunmak, şairlerin de resim yapabileceğini kendime fısıldamak için, tuvalin kimsesizliğine tırmanıyorum.''

Turgut bu yolculuğa çıkarken yanı başında hep destek gibi duran biri olmuş. Kim mi? Türk şiirinin önemli kilometre taşlarından biri, İlhan Berk .

Yeni kitap

Berk'in ''Resmin özgürleşmesi için şairlerin resim yapmasını isterim'' söyleminden çok etkilenmiş Turgut. İlhan Berk yakın dostu Engin Turgut için şunları söylüyor: ''Engin Turgut'un resimlerinin elini çocuklar tutuyor. Bunu da o seviyor olmalı ki çocukların elini bırakmıyor. İyi de ediyor. Yeni resimlerinde müzikhol enine boyuna depreşiyor. Renk zenginliği büyük ölçüde egemen olmuş. İstif, biçim de yerli yerinde. Yeni bir dil yaratmış. Ta baştan vuran da o!.. Resimden beklenen de bu. Çocuksu tavrını da gizlememiş, korkmadan bırakmış. Büyük tatlar aldım.''

Turgut'un ilk şiiri 'Sımsıkı' 1975-1976 yılları arasında Doğan Hızlan tarafından Hürriyet gazetesinde yayımlanmış. İlk sergisini de 1991 yılında Anatolia Art Cafe'de açmış. Yedinci şiir kitabı ise eylül ayının ortalarında satışa sunulacak. Enver Ercan 'ın yönet tiği 'Yasak Meyve' yayınlarından çıkacak olan kitapta şairin son dönem şiirleri yer alıyor. Bir dönem şair ve yazarlarla söyleşiler yapan sanatçı Turgut'un bundan sonraki hedefi şimdiye kadar söyleşi yaptığı bu renkli isimleri tuvaline taşımak. Sanatçı için önem taşıyan bu resimlerin yer alacağı sergi de 2006 yılının Eylül-Ekim aylarında sanatseverlerle buluşacak.