Issızlığın ortasındaki Ani Harabaleri nde turist gruplarına rastlanıyor
(üstte ve altta). Rus işgali yıllarından Kars a kalan Baltık mimarisi.
fotoğraflar: Tarık Işık
Kars’a sadece 45 kilometre uzaklıkta, Doğu Anadolu’nun en
ihtişamlı antik kentini, Ani’yi gezerken, 938 yıl önce
yaptırılan Ebul Menucehr Camisinin penceresinden, günümüzde
sadece Türkiye’ye ve Ermenistan’a basan ayakları ayakta kalan İpek Yolu
köprüsünü, iki ülke arasındaki sınırı kıvrıla kıvrıla çizen Arpaçay Nehri’ni
seyrediyor ve Türkiye’nin 15 marka kentinden biri olmasına karşın, Kars’ın neden
‘sürgün yeri’ ilan edildiğine anlam vermeye çalışıyoruz.
Kars sadece
Ani’den ibaret değil. Sarıkamış, kar kalitesi, kayak pisti ve ulaşım bakımından
dünyanın en iyi kayak tesislerinin başında gösteriliyor. Türkiye’deki 400 kuş
çeşidinden 250’sine ev sahipliği yapan Kuyucuk Kuş Gölü, damaklara bayram
ettiren yemekleri, Kars denilince ilk akla gelenlerden sadece birkaçı. Nobel
ödüllü yazar Orhan Pamuk’a da ilham veren kent, bugünlerde,
silkinip ayağı kalkmak için büyük bir mücadele veriyor.
Kars’taki
potansiyeli ve değişimi görmek için birkaç günlüğüne geldiğimiz kentte,
‘Doğu Anadolu’da Kültür Turizmi İçin İttifaklar Birleşmiş Milletler
Ortak Programı’nı da yakından görme fırsatı buluyoruz. BM Ortak
Programı İletişim Uzmanı Ayşegül Oğuz, programın doğal ve
kültürel zenginliklerinden yararlanarak Kars’ta turizm sektörünü geliştirmeyi,
istihdam yaratmayı ve gelir getirici faaliyetlerin artmasını hedeflediğini
anlatıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ve BM kuruluşları teknik destek ve
uzmanlıklarını sunarak Kars’ta kamu ve özel sektör tarafından yürütülen çabalara
destek sağlıyor.
Kars’ın zengin ve renkli kültürel geçmişi elindeki en
önemli kozlardan biri. Türkler, Kürtler, Ermeniler, Ruslar ve Gürcüler... Kent,
1878 Osmanlı-Rus Savaşının ardından Ruslara savaş tazminatı olarak verilmiş.
Çarlık yönetiminin militarist yapısına inat, ellerine silah almayı
reddettikleri için 1878 Rus işgalinin ardından Kars’a ve köylerine ‘sürülen’
Malakanlar’dan geriye topu topu 20 kişinin kaldığını bilmek ise insanın içini
acıtıyor. Kars’ın, barışseverliği ve çalışkanlıkları ile tanınan Malakanlara,
kendilerine kaşar ve gravyer peyniri yapımını öğrettikleri için ödeyemeyecekleri
bir minnet borçları var.
Her ne kadar nüfus cüzdanına ‘Mehmet Ali Eker’
yazsa da Mihail Palonin İncesu köyünden. 62 yaşındaki Malakan, soydaşlarının
mecburi göçünü anlatırken, gök mavisi gözleri daha da hüzünlü bakıyor. “Sayımız
azdı. Gençlerimiz Müslümanlarla evlenemezdi. Çünkü aramızda din farkı vardı.
Bize kız verilip alınmazdı. Biz de vermezdik. Daha da azaldık. Çözümü göç
etmekte bulduk” diyor Mihail Palonin. Akrabaları Rusya’dan ABD’ye gitse de
kendisi Müslüman olan eşiyle Kars’ta kalmayı tercih etmiş.
Kars’ın
bilinçli veya bilinçsiz olarak yanlış tanıtılması da çözülmesi gereken
sorunların başında geliyor. İstanbul’dan Kars’a, uçakla gitmek iki saat,
Ankara’dan ise 1 saat 10 dakika. Uçak bileti erken alındığında otobüsten bile
ucuza geldiği düşünüldüğünde, kilometrelerin bir anlamı olmadığı gün gibi ortaya
çıkıyor. Terör olayı yaşanmayan Kars’ın sokaklarında, hatta köylerinde, İstiklal
caddesinden çok çok daha güvenli bir ortamda
gezebilirsiniz.