Bursa'daki kentsel dönüşüme ilişkin değerlendirmelerde bulunduğu yazılı bir açıklama yapan Adil Gökçadır, Türkiye topraklarının yüzde 93'ünün deprem bölgesinde ve 81 ilin 55'inin birinci derece deprem kuşağında yer aldığını, Yapı Denetim Yasası'nın ise 19 ili kapsadığını anımsattı. Türkiye'de son 12 yılda irili ufaklı 68 bin 837 deprem meydana geldiğini kaydeden Gökçadır, "Sanayi tesislerimizin yüzde 98'i deprem bölgelerinde, yüzde 73'ü aktif fay zonları üzerinde yer almaktadır. Barajlarımızın yüzde 95'i aktif fay zonları üzerindedir. Bin 344 enerji santralimizin 580'i birinci derece deprem bölgesindedir. Türkiye'deki doğal afetlerin etkileri açısından yüzde sıralamasında deprem yüzde 61 ile birinci sırada yer alıyor" bilgisine yer verdi.
Gökçadır, Türkiye'de 18 milyonu aşan yapı stoğunun, yüzde 67'sinin ruhsatsız ve kaçak, yüzde 60'ının 20 yaş ve üzeri, yüzde 40'ının oturulabilir değil ve depreme karşı güçlendirilmesinin şart olduğunu vurgulayarak, kentsel dönüşümün bu yüzden şart olduğunu ifade etti. Türkiye'nin, her yıl gayri safi milli hasılanın yüzde 3-7'sini afet zararlarının karşılanmasına harcandığını belirten Gökçadır, kamu ekonomisine kaynak her 100 TL'den 54 TL'sini İstanbul, Kocaeli, Bursa, Sakarya'nın sağladığını bildirdi.
Gökçadır, 4'üncü büyük kent olan ve 13 Organize Sanayi Bölgesini (OSB) bünyesinde barındıran Bursa'nın, ihracatta 2'nci sırada bulunduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Bursa'mız, ülkemizin savunma sanayisine parça üreten stratejik öneme sahip birçok fabrikayı, yetişmiş insan gücünü ve beyni barındırmaktadır. Kentsel dönüşüm Bursa'nın gelecek yüzüdür. Bursa'nın ekonomik gücü, olası deprem riskini, ulusal boyuta taşımaktadır. Bu nedenle Bursa kentsel dönüşümü, ülkemiz ekonomisi adına da bir sigortadır. Bizim öncelikli vazgeçilmezimiz, planlamanın kentin tamamını kapsayacak şekilde yürütülmesi, yapılacak tüm uygulamaların bu planın parçaları şeklinde gelişmesidir. Daha önce planlanmış bölge planlarında, büyük plana uygun olmayan alanların, daha önce yapılmış olsa dahi, yeniden 18 uygulamasına tabi tutulması gerektiğine inanıyoruz".