Komşularla Güven Odaklı ilişkilerde İş Dünyasının Rolü



Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) tarafından, Türkiye İhracatçılar Meclisi ev sahipliğinde, İş Dünyası Vakfı desteğiyle düzenlenen II. Boğaziçi Bölgesel Ortaklık Zirvesi'nin yuvarlak masa toplantılarının ikincisinde 'Komşularla Güven Odaklı ilişkilerde İş Dünyasının Rolü' ele alındı. Toplantının moderatörlüğünü üstlenen DEİK İcra Kurulu Başkanı Rona Yırcalı, ekonomik ilişkilerin diğer ülkelerle olan siyasi ilişkilerin çimentosu olmaya başladığını bildirdi. Rona Yırcalı, küreselleşmenin, bölgeleşme ve yerelleşme ile beraber gittiğini, ekonomik olarak yükselen piyasa ekonomileri içinde bir grup ülkenin kendini hissettirdiğini, Türkiye'nin de bu ülkeler arasında yer aldığını söyledi.
    
Türkiye'nin İtalya ile Çin Hint bölgesi arasında, en önemli özel sektörü olan ve ekonomisini genişleyen bir ülke haline geldiğini, Asya ülkeleri arasında, hazar bölgesinde Orta Asya'dan Kuzey Afrika ve Balkanlar'daki bölge içinde önemli bir siyasi ve ekonomik ağırlığı bulunduğunu dile getiren Yırcalı, bu bölgelerdeki ekonomik hareketlerin siyasete de yön verdiğini kaydetti. Yırcalı, ''Ekonomik ilişkiler diğer ülkelerle olan siyasi ilişkilerin çimentosu olmaya başladı. Türkiye'nin etrafındaki ve bölgedeki komşularda bunu görmekteyiz. DEİK olarak siyasi birliklerin ekonomiyle desteklenmesi üzerinde çeşitli ülke ve bölgelerde çalışmaktayız'' dedi.

Bu kapsamda Türkiye, Ürdün, Lübnan ve Suriye'nin bir araya gelerek eski ortak pazar seviyesinde Levant organizasyonu diye bir organizasyon yaptıklarını, ancak yaşanan gelişmeler nedeniyle şu anda durduğunu ancak ileri için önemli gelişmeler olacağını düşündükleri bu proje üzerinde çalışmaya devam ettiklerini söyledi.
    
Ghazaleh:''Rönesans döneminden geçiyoruz''
    
TAG-Org Kurucu Başkanı Talal Abu Ghazaleh de, dil olmaksızın iş ve kültürel politik operasyonların başarıya ulaşamayacağını, ayrıca bölgesel işbirliğinde kültürün de önemli bir sağlayıcı olduğunu söyledi. Arap dünyasında değişimin başlangıç aşamasında olduklarını, baharı da mevsim anlamının dışında kullanmadıklarını ifade eden Ghazaleh, ''Biz bir rönesans döneminden geçiyoruz. Diğer ülkelerin geçtiği gibi. Acı maliyeti olan ve zaman alan bir süreç. Fakat sonunda istediğimiz şeyi elde edeceğiz'' dedi. Ghazaleh, küresel bir kriz olmadığını, yaşanan krizin batı ülkeleriyle sınırlı olduğunu da ifade ederek, ''Bu kriz, küresel kriz olarak konuşulmak isteniyor. Onlar bu krizden çıkmak zorunda. Bizim için ise bu fırsat. Literatürümüzü değiştirelim. Zenginlik batıdan doğuya, kuzeyden güneye doğru akmakta. Zenginlik bu bölgeye akmakta. Şunun farkına varmalıyız ki bu anlamda geleceği temsil ediyoruz ve birlikte çalışmak zorundayız'' diye konuştu.
    
Kaptan:''Türk şirketleri bölgede kuvvetli
    
TAV İş Geliştirme ve Yatırımlar Direktörü Serkan Kaptan da, TAV olarak 11 yılda 3 kıtada 13 ülkede iş yapar hale geldiklerini, Kafkas, Balkan, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da iş yaptıklarını, nerede fırsat varsa ona baktıklarını söyledi. Havalimanlarının ülkelerin giriş kapısı olduğunu, bunun kendilerine işi iyi yapmaları ve ülkeyi iyi temsil etmeleri adına büyük bir misyon ve sorumluluk yüklediğini ifade eden Kaptan, kendileri gibi diğer Türk şirketlerinin bunu başardığını, o nedenle de Türk şirketlerinin Ortadoğu'da, Kafkasya ve Kuzey Afrika'da çok kuvvetli konumda olduğunu kaydetti. Kaptan, Türk şirketlerinin yaptığı taahhüt işlerinin Türk iş adamlarının bilinirliğini artırdığını, ve şirketlerin önünü açtığını ve iş dünyasının bölgesel işbirliğinde de büyük önem taşıdığını vurguladı.
    
Koray: ''Planlama ile bölgenin kalkınmasına katkıda bulunabiliriz''
    
Koray İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Selim Koray da, Türkiye'nin son 10 yılda yıldızlaştığını, bunun da hem enerjik, dinamik, iyi yetişmiş, yeniliğe açık eğitimli insanlarının yanı sıra,ülkesini seven, vizyon sahibi çalışkan kadrolar tarafından yönetiliyor olmasından kaynaklandığını söyledi. Türkiye'nin artık durağan ve popülist politikalarla yönetilen bir ülke olmadığını, müthiş cesaret ve irade gerektiren ekonomik reformlar yapıldığını anlatan Koray, bunun sonucunda devlet ve özel sektörün el ele verdiğini, tüketen değil, tasarruf yapmayı bilen ve birikimlerinin büyük kısmını da kaliteli verimli mal ve hizmet üretmek için risk almaktan kaçınmayan parlak bir özel sektörü olduğunu anlattı.

Koray, 55 yıllık firma olarak 32 yıldır yurt dışında iş yaptıklarını,komşularla olan ilişkilerde iş dünyasının rolünün çok önemli olduğunu kaydetti. Türk iş adamlarının her türlü bilgi, tecrübe ve deneyime sahip olduklarını, Türkiye'nin insan kalitesinin çok yüksek olduğunu belirterek, ''Her birlikte planlama yaparsak, bölgemizde hangi ülkelerin hangi sektörlerde daha rekabetçi olacağını, birbirimizi hangi alanlarda tamamlayabileceğimizi ve lojistik avantajları da düşünürsek, bölgenin hızlı şekilde kalkınmasına katkıda bulunabiliriz. Komşularla ilişkiler her açıdan önemli'' dedi.
    
Karakuş:''Türkiye bölgede ekonomisini güçlendirmeli''
    
STFA İnşaat Grubu Başkanı Mustafa Karakuş da, Türkiye'nin yurt dışına açılan ilk müteahhit firmalarından biri olduklarını ve 21 ülkede faaliyet gösterdiklerini belirterek, Fas'tan Hindistan'a, Kazakistan'dan Yemen'e kadar geniş coğrafyada eserler bıraktıklarını anlattı. Bu bilgi birikimini hem partnerleriyle paylaşarak, hem de yakın komşularla ve coğrafyada paylaşmak istediklerini ifade eden Karakuş, sağlıklı ve sürdürülebilir büyümenin yakalanmasında, istihdamın ve fert başına düşen milli gelirin artmasında dış ticaretin, özellikle ihracatın büyük etkisi bulunduğunu dile getirdi.

Karakuş, Türkiye'nin komşularıyla ticari ilişkileri daha ileri taşıyabilmesi için bölgesinde barışın hakim olması gerektiğini ifade ederek, ''Türkiye siyasi ve ticari olarak dünya devleti olmak istiyorsa, bölgede ekonomisini güçlendirmeli, komşularıyla ekonomik ve ticari ilişkilerinin geliştirilmeli. Coğrafya olarak Türkiye avantajlı konumda. Bölgesel ve sektörel bağımlılık sarmalından kurtulabilmesi, komşu ve ülkelerin potansiyelinden yararlanmasına bağlı'' diye konuştu.
    
''Bölgede sınırların kaldırılması politikası kısa sürede uygulanabilir hale gelecek''
    
Salam Uluslararası Yatırım Başkan Yardımcısı Hussam Abdul Salam Abu Issa da, AB'de ortaya çıkan komşuluk politikasının öncelikle güvenlik perspektifinden doğduğuna işaret ederek, bu noktadan hareketle genişleyen AB'nin komşu ülkeleriyle kültürel, ekonomik, sosyal, politik istikrarı korumak adına farklı uluslar arasında işbirliğini artırarak daha büyük bir piyasa oluşturma yönünde ilerlediğini anlattı. Komşuluk politikasıyla ekonomik, politik, sosyal değerlerin paylaşılmasının da amaçlandığını vurgulayan Abu Issa, bu politikanın iyi yönlerini alarak, en iyi uygulamalarını kendi hayatlarına entegre ederek kendi bölgelerinde uygulamaya çalıştıklarını kaydetti.

Lübnan, Türkiye, Suriye ve Ürdün arasında sınırların kaldırılması yönündeki girişimlere değinen Abu Issa, ''Şu an Suriye ve Ürdün'deki durum sebebiyle bunu uygulamak o kadar kolay olmuyor. Ama eminim kısa süre içinde bu politika uygulanabilir hale gelecek ve daha da genişletilecek. Türkiye, Afrika, Arap dünyası olarak paylaşacak birçok değere sahibiz. Herkesin faydasına hizmet edeceğine inanıyoruz'' diye konuştu.