Kooperatifler, İş Karşılığı Müteahhide Konut Verebilecek

Kurumlar Vergisi Tasarısı, çeşitli muafiyetleri genişleterek Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edildi. Tasarının Meclis tatile girmeden kanunlaşması bekleniyor.

Kurumlar Vergisi Kanunu Tasarısı, geçen hafta Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bazı değişiklikler yapılarak kabul edildi. Düzenlemelerin bir kısmı vergi sistemimizde var olan uygulamaların güncelleştirilmesi, tartışılır yönlerinin giderilmesi ve uygulamasının kolaylaştırılması amacıyla yapılırken bir kısmı ise tamamen vergi sistemimize yeni kazandırılan türden.

Tasarı birçok hüküm ve düzenleme itibariyle kamuoyunda çok tartışıldı. Özellikle vergi oranının yüzde 30’dan yüzde 20’ye indirilmesiyle tüm kurumları yakından ilgilendiren tasarının Meclis’in tatile girmesinden önce yasalaşması bekleniyor. Komisyonda kabul edilen metinle tasarı halindeki metin arasında önemli farklılıklar bulunuyor. Komisyondaki değişiklikler şu ana başlıklar altında toplanabilir.

Tasarının 2. maddesinde dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler; dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve bu maddenin 1. ve 2. fıkraları dışında kalan ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmeler, dernek veya vakıfların iktisadi işletmeleri olarak tanımlanmıştı. Buna ek olarak komisyonca kabul edilen metinde bu kanunun uygulanmasında sendikaların dernek; cemaatlerin ise vakıf sayılacağı belirtiliyor.

Tasarıda kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olabilmesi için kanunda belirtilen şartların yanında; münhasıran ortaklarla iş görülmesinin zorunlu olduğu belirtilmişti. Ama komisyonda kabul edilen metinle konut yapı kooperatiflerinin, kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle gerçek veya tüzel kişilere inşaat yaptırarak inşa edilecek konutların bir kısmını ve/veya bir kısım arsa ve/veya arsa payını müteahhitlik giderlerini karşılamak üzere, bu gerçek ve/veya tüzel kişilere vermesi, ortak dışı işlem olarak sayılmıyor. Böylece kooperatiflerin yaptırdıkları işler karşılığında müteahhitlere konut veya arsalarının bir kısmını vermeleri muafiyet şartlarının ihlali olarak değerlendirilmeyecek.

Tasarıda yer almayan daha sonra Komisyonda kabul edilen metinle birlikte Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) ile küçük sanayi sitelerinin alt yapılarını hazırlamak ve buralarda faaliyette bulunanların; arsa, elektrik, gaz, buhar ve su gibi ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, kamu kurumları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıyla gerçek ve tüzel kişilerce birlikte oluşturulan ve kazancının tamamını bu yerlerin ortak ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanan iktisadi işletmeler de kurumlar vergisinden muaf tutuldu. Komisyonda kabul edilen kanun tasarısı metni ile altın ve kıymetli madenlere dayalı borsa yatırım fonları veya ortaklıklarının portföy işletmeciliğinden doğan kazançları da kurumlar vergisinden müstesna tutuldu.

Fon'a devirlerden sağlanan hasılat
Ayrıca bankalara borçları nedeniyle kanuni takibe alınmış veya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) borçlu durumda olan kurumlarla, bunların kefillerinin sahip oldukları taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının, bu borçlara karşılık bankalara veya bu TMSF’ye devrinden sağlanan hasılatın bu borçların tasfiyesinde kullanılan kısmına isabet eden kazançların tamamıyla bankaların bu şekilde elde ettikleri söz konusu kıymetlerin satışından doğan kazançların yüzde 75’lik kısmı kurumlar vergisinden müstesna tutulmuştu. Komisyon ise tasarıya ipotek veren üçüncü kişilerin sahip oldukları taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının, bu borçlara karşılık bankalara veya bu TMSF’ye devrinden sağlanan hasılatın, bu borçların tasfiyesinde kullanılan kısmına isabet eden kazançların tamamıyla bankaların bu şekilde elde ettikleri söz konusu kıymetlerin satışından doğan kazançların yüzde 75’lik kısmının kurumlar vergisinden müstesna olduğu hükmünü ekledi.

Tasarıda kurumların, ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları borçların, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin 2 katını aşan kısmı, ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye sayılırken, komisyon kabul ettiği metinde bu oranı 3 olarak yeniden belirledi.

Ayrıca komisyona sunulan tasarıda yer almayan 5411 sayılı Bankacılık Kanununa göre faaliyette bulunan bankalar tarafından yapılan borçlanmalar ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu kapsamında faaliyet gösteren finansal kiralama şirketleri, 90 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında faaliyet gösteren finansman ve faktoring şirketleri ile ipotek finansman kuruluşlarının bu faaliyetleriyle ilgili olarak, ortak veya ortakla ilişkili kişi sayılan bankalardan yaptıkları borçlanmalar da komisyonda kabul edilen tasarı metni ile örtülü sermaye olarak sayılmayacak borçlanmalar arasına eklenmiş oldu.

Yine örtülü sermaye üzerinden faiz, kur farkı gibi ödemeler veya hesaplanan tutarlar, gelir ve kurumlar vergisi kanunlarının uygulanmasında, gerek borç alan gerekse borç veren nezdinde, örtülü sermaye şartlarının gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılacağı belirtilmişti. Fakat komisyon örtülü sermaye üzerinden doğan kur farkları yine gider yazılamayacak olmakla birlikte dağıtılmış kâr payı sayılarak vergilendirilmeyeceğine hükmetti.

Tasarıda vergi cenneti olarak bilinen ülkelerdeki kurumlara yapılan ödemeler üzerinden yüzde 30 oranında vergi tevkifatı yapılması öngörülüyordu. Komisyona sunulan tasarıda ise;

-Gelir üzerinde hiç vergi yükü bulunmaması veya çok az bulunması,
-Etkin bir bilgi değişiminin bulunmaması,
-Şeffaflığın olmaması,
-Gerçek ve kayda değer faaliyetlerin olmaması veya çok az olması, gibi özellikleri bulunan yerler vergi cenneti olarak tanımlanıyor. Ve bu bölgelerden;
-Emsaline uygun fiyatlarla satın alınan mal ve iştirak hissesi için yapılan ödemeler ile
-Kredi ana para ve kâr payı ödemeleri dışındaki diğer tüm ödemeler üzerinden yüzde 30 oranında vergi kesintisi yapılması öngörülüyordu. Komisyonda kabul edilen metinle emsaline uygun fiyatlarla satın alınan mal ve iştirak hisseleri için yapılan ödemelere ek olarak emsaline uygun fiyatlarla deniz ve hava ulaştırma araçlarının kiralanması için yapılan ödemeler ile yapılan işin tamamlanabilmesi bakımından zorunluluk arz eden ödemeler üzerinden yapılacak kesinti oranını belirlemeye, sıfıra kadar indirmeye veya kanuni seviyesine kadar getirmeye Bakanlar Kurulu yetkili kılındı. Böylece bu tür ödemelerden vergi kesintisi yapılmamasının önü açılmış oldu.

Yine komisyonda kabul edilen metinle yurtdışındaki finans kuruluşlarından temin edilen borçlanmalara ilişkin ana para, faiz ve kâr payı ödemeleri ile sigorta ve reasürans ödemeleri üzerinden vergi kesintisi yapılmayacağı hükme bağlandı.

Yurtdışı ödemelerinde kesintiler azaltılıyor
1-Vergi uygulamasında sendikalar dernek, cemaatler ise vakıf statüsünde değerlendiriliyor.
2-Kooperatiflerin müteahhitlere iş karşılığı konut veya arsa vermesi muafiyet ihlali sayılmıyor
3-Organize sanayi bölgelerinde ortak ihtiyaç için kurulan işletmeler vergiden muaf tutuluyor
5-Borçların, örtülü sermaye sayılması için öz sermayeyi aşması gereken oran 2’den 3’e çıkarılıyor
4-Altın ve kıymetli madene dayalı oluşturulan yatırım fonları kurumlar vergisinden muaf tutuluyor
6-Yurtdışına yapılan ödemeler üzerinden yapılacak vergi tevkifatı alanı daraltılıyor