Korkunç 'Küresel Isınma' Senaryonun Gerçekle İlgisi Yok
Buzullar eriyor, küresel ısınma almış başını gidiyor, en
lezzetli yemekler kansere davetiye çıkarıyor, kutup ayıları ve penguenlerin soyu
tükeniyor... Felaket tellalları bu korkutucu senaryoları sürekli kafamıza
vurmaya bayılıyor! Ama panik yapmayın, alışkanlıklarınızın tadını çıkarmaya
devam edebilirsiniz... Stanley Feldman ve Vincent
Marks adlı iki İngiliz profesör tüm insanlığı rahatlatacak bir kitap
yazdı.
‘Küresel Isınma ve Diğer Saçmalıklar: Tüm Korkunç Bilimsel Hikâyeler
Hakkındaki Gerçekler’ (Extracted from Global Warming And Other Bollocks: The
Truth About All Those Science Scare Stories) adlı kitapta bir dizi
örnek verilerek, ortada o kadar da korkulacak bir durum olmadığından
bahsediliyor. İşte küresel iklim değişikliğinden kalp krizlerinin nedenlerine,
tuz kullanımından organik gıdalara pek çok konu başlığının yer aldığı kitapta
yer alan en çarpıcı örnekler...
* Küresel ısınmanın sorumlusu Güneş: Küresel ısınmada aslan
payının insan eliyle yaratılan karbondioksit (CO2) olduğu konusunda herkes
hemfikir ama Güneş’teki doğal değişikliklerin payı yadsınıyor. Küresel ısınmanın
nedenlerinin en azından bir kısmının sorumlusunun, Güneş ısısındaki yoğunluk
artışı olduğuna dair kanıtlar var.
* Maldivler batmıyor: Dünyanın en güzel adalarının yükselen
dalgaların altında kalacağı efsanesi, küresel ısınma hakkındaki temel
iddialardan biri. Ancak Maldivler’deki yatırımcılar dalgaların yerinde durduğuna
emin olacak ki denizin dibinde lüks otel inşaatları sürüyor. Benzer şekilde
büyük risk altında olduğu iddia edilen Pasifik’teki Tuvalu’da da deniz
seviyesinde düşüş var.
* CO2 seviyeleri benzeri görülmemiş seviyelere yükselmiş
değil: Bugün, atmosferin yüzde 0.038’i CO2 içeriyor. Bu rakam son 200
yılda arttı. Ancak çoğu zaman göz ardı edilen şu ki; Dünya’nın geçmişinde CO2
seviyeleri bugünkünden 10 kat daha yüksekti. Örneğin dinozorların ortalıkta
dolaştığı zamanlarda CO2 seviyeleri bugünkünün beşle 10 katı arasında bir
orandaydı.
* Kutup ayıları ölmüyor: Felaket tellalları eriyip iyice
küçülmüş buzulun tepesinde yaşam savaşı veren kutup ayısı fotoğrafına dikkat
çekmeye bayılır. Ancak merak etmeyin, kutup ayıları gayet iyi... Son 50 yılda
kutuplarda yaşanan belirli orandaki erimeye rağmen, kutup ayılarının nüfusu
1950’den beri iki katından daha yüksek bir rakama ulaştı. İşin aslı kutup
ayıları geniş açıklıktaki sulardan rahatsız olmaz, yüzebilirler.
* Penguenler de ölmüyor: Kutup ayılarınınkine benzer facia
senaryosu, Güney Kutbu’ndaki penguenler için de geçerli... Özellikle insan
yerleşimlerine yakın olan bazı Antarktik penguen kolonileri sayı olarak azalsa
da toplam penguen nüfusu sabit ya da artışta.
* Körfez akıntısı tehdit altında değil: Bazı bilim insanları
kuzey kutbu buzulları erirse oluşacak sellerin ve Atlantik’teki soğuk suyun,
İngiltere’yi ılıklaştıran sıcak su dalgası Körfez akıntısını daha güneye
iteceğini öne sürüyor. Bu senaryo gerçek olursa Kuzey Avrupa’nın donmuş bir kara
parçası haline gelebileceğine dair öngörüler var. Ancak bu bakış açısına dair
delil yok! Aslında Körfez akıntısı her zamanki gibi güçlü, gittikçe ısınıyor ve
yön değiştirdiği yok.
* Çok az sayıda ‘zararlı’ gıda var: Hamburger hakkındaki
korkular rasyonel değil. Pek çok ülkenin geleneksel yemekleri ete dayanır,
hiçbiri de abur cubur gıdalardan kaynaklanan hastalıklarla boğuşmuyor.
Obezitenin tek sebebi bu tür gıdalar değildir. Obezite, bu gıdaları oburca
yemekten kaynaklanır.
* Organik gıda iyi değil: Organik gıdaların, kimyasalları
içermediği için daha faydalı olduğuna dair yaygın bir inanış ortaya çıktı ki
yanlış! Tüm bitkilerin besini CO2 formunda havadan ve topraktaki suda
çözülebilir kimyasallardan gelir. Bu kimyasalların kompozisyonu da her zaman
aynıdır.
* Tuzu kesmenize gerek yok: Tuz, temel bir gıda maddesidir,
tuzsuz ölebiliriz. İnsanlar gibi yerde yaşayan tüm canlılar vücut sıcaklıklarını
terleyerek ve nefes alarak korur ve terleme, yetersiz tuzla imkânsızdır.
Vücudunda tuz bulunmayan bir insanın yorucu egzersiz yapması ölüme bile neden
olabilir.
* Kalp krizine neyin sebep olduğunu bilmiyoruz: Kolesterolü
yüksek olan her insan kalp krizi geçirmez. Kolesterol seviyesi çok düşük pek çok
insansa kalp krizi geçirebilir. Bazı ülkelerde kalp krizi oranları çok düşüktür.
Öte yandan doymuş yağ oranı yüksek beslenme alışkanlığı olan Inuit’ler ya da
Sibiryalıların beklenenin aksine, düşük kolesterole sahip olduğu görülmüştür.