'Kriz, Birçok Yoksul Ülke için İnsani ve Kalkınma Felaketine Dönüşüyor'



Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick, küresel ekonomik krizin üstesinden gelmek için çok daha fazla çaba gösterilmezse bu durumun yoksul ülkeler için ‘insani felakete’ dönüşeceği uyarısında bulundu. Zoellick, IMF-Dünya Bankası bahar dönemi toplantılarının sonunda yaptığı konuşmada, bağışta bulunan ülkelere, küresel ekonomik krizin ciddi biçimde etkilediği yoksul ülkelere yardım için verdikleri sözleri hızla yerine getirmesi çağrısında bulundu. Zoeellick, “Bu yıl özellikle kadın ve çocuklar olmak üzere 50 milyondan fazla kişinin mutlak anlamda yoksullaşmasına neden olan küresel ekonomik kriz, birçok yoksul ülke için insani ve kalkınma felaketine dönüşüyor” dedi. (Dünya Bankası, mutlak yoksulluk tanımını günde 1.25 doların altında yaşamak zorunda kalan insanlar için kullanıyor).

‘Sonunu kimse bilmiyor’

Yoksul ülkelerin bazılarının ‘krizin ikinci ve üçüncü dalgaları’ tarafından vurulduğunu, hiç kimsenin krizin ne kadar süreceği ya da düzelmenin ne zaman başlayacağını bilmediğini ifade eden Zoellick, “Dünyanın eşi benzeri görülmemiş bir ekonomik krizle karşı karşıya olduğuna, yoksul insanları daha fazla acı çekebileceğine dair yaygın bir mutabakat var ve bir insani felaketi önlemek için zamanında müdahaleyi sürdürmeliyiz” diye konuştu.

Zoellick, mali krize karşı acil önlem alınmaması halinde, insani bir felaketle yüzleşileceği uyarısında bulundu. Zoellick’e göre kriz görülmemiş boyutlarda olabilir. Robert Zoellick, dünyanın, daha önce görülmemiş bir ekonomik krizle yüzleştiği yolunda yaygın bir kanaat oluştuğunu söyledi.

Zoellick, insani bir krizi önlemek için harekete geçilmesi gerektiğini belirtti. Dünya Bankası Başkanı, gelişmiş ülkelere, kalkınmakta olan ülkelere yardıma yönelik taahhütlerini yerine getirme, hatta yardım miktarını artırmayı değerlendirme çağrısı yaptı. Robert Zoellick, Birleşmiş Milletler’in 2000’de duyurduğu, Milenyum Kalkınma Hedefleri’nin çoğunun yerine getirilmesi konusunda ise umutsuz konuştu.

Kalkınma hedefleri zorda

Zoellick, “Bu kriz öncesi dahi, 2015’e kadar yoksulluğu yenmeye yönelik Milenyum Kalkınma Hedefleri, biraz abartılı görünüyordu. Yaptığımız son araştırma, maalesef, üzerinde anlaşılan sekiz küresel hedefin çoğuna ulaşılamayacağını gösteriyor. Dünya Bankası Başkanı, bu hedefler arasında açlıkla, hamilelik sırasındaki ölümlerle, HIV/AIDS-sıtma ve diğer önemli hastalıklarla mücadelenin de olduğunu söyledi.

Zoellick ayrıca 2009 yılında, 55 ila 90 milyon arasında kişi daha, kendilerini aşırı yoksul kesim içinde bulacağını, kronik açlık çeken insanların sayısının da bu yıl 1 milyarı aşmasının beklendiğini ifade etti. Zoellick, bu sözleri dışında, dünya çapında yeni iş olanakları yaratılması ve ekonomik büyüme yolunda adımlar atılmasına yönelik bir dizi girişim de açıkladı. Bu girişimler arasında, özellikle Afrika’da, 55 milyar dolarlık yeni altyapı projeleri de bulunuyor Bu arada, Uluslararası Para Fonu Başkanı Dominique Strauss-Kahn, IMF ile Türkiye arasında gelecek haftalarda bir program üzerinde anlaşmaya varılacağına inandığını söyledi.

ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner da, küresel ekonomik krizin, yoksullukla mücadelede elde edilen kazanımları tersine çevirme tehdidi yarattığını söyledi.



Geither: Fakirliğe tehdit

Dünya Bankası başkanlığındaki kalkınma bankalarının birçok insanı yoksulluktan kurtarmak ve sürdürülebilir büyümeyi ilerletmek için gösterilen uluslararası çabalarda ön saflarda yer aldığını belirten Geithner, kalkınma bankalarının yardım işlerini şeffaflıkla yapması gerektiğinin önemli olduğuna işaret etti.

Geithner, bankaların kaynaklarının, ‘yoksulların ihtiyaçlarını gidermek dahil, uzun vadeli kalkınma amaçları üzerinde en fazla etkiyi başarmak’ için kullanılması gerektiğini vurguladı. Dünya Bankası, yoksul ülkelere kamu yatırımları için 55 milyar dolardan fazla kaynak sözü vermiş, sağlık, eğitim ve diğer sosyal güvenlik programları için kredilerini 12 milyar dolara çıkarmıştı.

IMF’den tahvil

Bu arada IMF, güç durumdaki ülkelere borç vermek amacıyla kaynak yaratmak için tahvil çıkaracak. Londra’da 2 Nisan’da yapılan G20 zirvesinde IMF’ye aktarılması planlanan 750 milyar dolar kaynağın nasıl sağlanacağı tartışmaları sırasında, IMF’de daha fazla söz sahibi olmak isteyen Çin, Brezilya ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkeler, uzun vadeli kredi yaratmak amacıyla alternatif önlem olarak Fon’un tahvil satmasını istediler.
IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn, Çin ve diğer ülkelerin tahvil satın almayla ilgilendiklerini dile getirdiklerini söyledi.

80’lerde gündeme geldi

IMF, 1980’li yıllarda da tahvil satma fikri gündeme gelmesine rağmen, daha önce hiçbir zaman tahvil çıkarmadı. Ek kaynağın, ihracatı düşen ve yabancı yatırımların azaldığı Latin Amerika, Doğu Avrupa ve başka yerlerdeki ülkelere yardım olarak kullanılabileceği belirtildi. Birçok yoksul ülke ve sivil toplum kuruluşları uzun süredir IMF’yi gelişmekte olan ülkelere yeteri kadar söz hakkı vermemekle eleştiriyor.

ABD Hazine Bakanı Geithner, gelişmekte olan ülkelere IMF’de daha fazla söz hakkı vermesi, IMF Yönetim Kurulu’ndaki 24 sandalyenin gelecek üç yılda 20’ye indirilmesini, gelişmekte olan ülkelerin sandalye sayısının aynı kalması çağrısında bulundu. Londra’daki G-20 zirvesinde küresel krizin üstesinden gelmek için IMF, Dünya Bankası ve diğer uluslararası kredi kuruluşlarına 1.1 trilyon dolar kaynak sağlanması, IMF’ye kredi vermesi için 500 milyar dolar ve Özel Çekim Hakkı için 250 milyar dolar kaynak verilmesi kararlaştırılmıştı.