Yaşar Aşçıoğlu, İstanbul'da son yılların konutta yeni trendi rezidansları ilk yapan müteahhitlerden biri. Selenium markasıyla sürdürdüğü rezidans yatırımlarından biri olan Beşiktaş Kulübü için yaptığı Fulya projesi önümüzdeki günlerde sona eriyor. 30 katlı iki kule, hastane, market, otopark ve iş kulesinden oluşan proje Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Rahmi Koç gibi birçok ünlü ismin konut aldığı bir proje.
12 yaşından beri inşaat sektörünün içinde olan Aşçıoğlu, 100 bin konut
inşaatı gerçekleştiren bir şirketin sahibi. Aynı zamanda ünlü inşaat gruplarının
üyesi olduğu İnşaatçılar Derneği'nin de başkanı olan Yaşar
Aşçıoğlu, ABD'den başlayıp dünyayı saran ekonomik krizde hükümetin zayıf
kaldığını düşünüyor. En büyük sorumluluğun bankalarda olduğunu da söyleyen
Aşçıoğlu, "Bu kriz Türkiye'ye teğet geçebilirdi. Türkiye'de bu kadar olmaması
gereken bir kriz yaşıyoruz, bunun sebebi de bankalar ve merkezi hükümet. Hükümet
zayıf kaldı. Tayyip Bey özel bankalara fırça atana kadar devlet bankalarından
kredi kullandırmalıydı. Neden sahip çıkmıyor anlamıyorum"
diyor.
Kaç yıldır inşaat sektöründesiniz?
Babam Selahattin Aşçıoğlu 1960'lı yıllarda Trabzon'un Of kazasından
İstanbul'a geldi. Of'ta tuğlacılık yapan babam İstanbul'a gelince birçok
Karadenizli gibi o da inşaat sektörünü seçmiş. 1967 yılında da şirketi kurmuş. 6
kardeşiz. Ailede işi sürdüren bir tek ben varım. Babamın yanında çıraklıktan
ustalığa kadar her türlü işi yaptım. Beton döktüm, gece bekçiliği yaptım. Yani
temellerinde yüzerek bu mesleğin içine girdim. Bizzat işin içindeydim.
Ortaokuldan sonra terör vardı okula devam etmedim. 21 yaşında patron oldum.
20'li yaşlarda daire de satıyordum, inşaatların başında da duruyordum. Yaşım da
50. Bu mesleğin her kademesini, her şeyini iyi bildiğimi düşünüyorum. Bu
mesleğin her bir biriminin ustalığı beynimin kıvrımlarından geçerek buraya
geldim.
O dönemlerden bugünlere İstanbul'da inşaat
sektöründe trendler nasıl değişti?
1970'li yıllarda küçük bloklar yapılırdı. 20 daireli konutlar revaçtaydı.
Çarşılar, pasajlar, o günkü yaşam tarzına ilişkin binalar yaptık. Sonra siteler
öne çıktı 1980'lerde. Daha sonra iş merkezleri moda oldu. 2000'lerden itibaren
ise rezidanslar moda oldu. İstanbul'daki ilk rezidansı yapan firmalardan biri
biz olduk.
Aşçıoğlu projelerinin farklılığı
ne?
Biz diyoruz ki Türkiye'deki belli gruplar, insanlar dünyanın çeşitli
ülkelerinde gelişmiş ve konforlu projelerden yer alıyorlar. Biz inşaat grubu
içinde şöyle misyon üstlendik. Biz dünyanın en kaliteli projelerini yapacağız.
Bunu da yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Bizim yaptığımız projelerle
yarışabilecek projeler şu anda Türkiye'de olmadığı gibi dünyada da yok. Sayıları
çok az. Biz projeyi proje gibi yapacağız. Önce kar değil, önce ülkenin
kalkınmışlığına etki edecek yapıları yapacağız, Çünkü bir ülkenin
kalkınmışlığını yapılarıyla anlarsınız. Bir ülkeye indiğiniz zaman yapılarına
bakarsınız, bu ülkede yaşayan insanların akciğer filmini bir an da çekersiniz.
Şimdi İstanbul için bir film çekin. Bizim savaşımız bunlarla. Çıtayı yükseltmek
böylece inşaat sektöründe başka iş yapanların çıtayı yukarı çekmesini
sağlamak.
Şu anda hangi projeleriniz var. Bu
projelerinizden biri olan Beşiktaş Kulübü'ne yaptığınız Fulya'da Selenium Twins
projesi. Ne aşamada?
Selenium projelerimiz var. Ayın 12'sinde Fulya tesisleri açılıyor.
Gayrettepe'yi de teslim ediyoruz. Bir tek Etiler kalıyor. Dünya krizdeyken,
Dubai'de, ABD'de inşaatlar durmuşken biz 24 saat çalışarak projelerimizi
bitiriyoruz. Hiç bir sıkıntımız yok. Bu da kaliteli yapı yapmamızdan
geliyor.
Sizinle üç ay önce bir akşam sohbet etmiştik. O
günlerde 7 bin 500 dolar olan metrekare fiyatınızı 7 bin 500 euroya
çıkaracağınızı söylemiştiniz. Çıkardınız mı? Halen uyguladığınız fiyat
ne?
O günlerde metrekare fiyatlara zam yapacaktık ama yapmadık. Yaklaşık 8 bin
dolardı. 10 bine çıkarmadık.
Satışlarınız nasıl
gidiyor?
Kriz nedeniyle satışlarımız tek tük oluyor. Arzu ettiğimiz gibi değil.
İstanbul'un hali hazırdaki konut durumunu nasıl
değerlendiriyorsunuz?
İstanbul'da şu ana kadar yapılan yapıların yüzde 95'inin değişmesi gerekiyor.
Bu hem deprem nedeniyle, hem de konfor anlayışı ile değişmeli. Yaşam
standartları değişiyor. Konutların kalitesinin de değişmesi gerek. Binaların
rehabilite edilip yeniden yapılması lazım. Tabii eski eser olanlar hariç. Yani
sorun sadece gecekondular değil. Mevcut yapılar da kötü. Bir kısmı için yıkım
olabilir. Kötü durumda olan iskanlı yapıları düzeltmek için iyi projeler ortaya
koymak lazım.
İstanbul'un planlı bir rehabilitasyon projesi
var mı?
Şu anda İstanbul'un imar planları hazırlanıyor. 1/100 binlik planlar
yapılıyor. Bu planlar doğrultusunda bu binalar yıkılıp, yenileri yapılacaktır.
Biz de buna talibiz. Biz ona talip olan bir şirketiz. Yaptığımız bütün projeler
şehrin göbeğinde. Bu bölgelerdeki kötü yapıları başka türlü rehabilite etme
şansı yok. Artık bu tamamıyla çok planlı olarak yapılan bir iş olmalı. Hükümet
bu konularda duyarlı olmak zorunda. İstanbul'un kurtuluşu
göklerde.
Bu planların yapılması çok gecikmedi
mi?
Çok gecikti. Bitmişti ama sivil toplum örgütleri mahkemeye verdi, iptal
edildi. Maalesef Türkiye'de bir şey yapabilmek kolay değil. Birşey yaptığınız
zaman eleştiren çok oluyor, yapmadığınız zaman bir şey soran yok. Sivil toplum
örgütleri işlerini yapmak yerine sadece engellemek için konumlanırsa bu ülkede
iş yapamazsınız.
Mahkemeye verilmeyecek doğru planlamalar
yapılamaz mı? Yasalara uygun… Kentleşmenin bir standardı yok mu?
Hiçbir plan doğru yapılamaz. Dünyanın hiçbir yerinde bu eksiksiz bir plan
oldu diyebileceğimiz bir plan yapılamaz. Olmaz. Ama en kötü karar,
kararsızlıktan iyidir dememiz lazım. Örneğin şimdi Beyoğlu pilot bölge seçildi.
Bu formasyondaki yapıların örnek olması lazım ve yola çıkılması lazım. Ama bazı
sivil toplum örgütleri bunları önlüyor. Şu yanlış, bu yanlış deniyor. Doğru plan
o-la-maz. Dünyanın en büyük plancılarını da çağırsanız olmaz. Standard herkese
göre değişir. Yasalarda sorun yok. Politikacılar da ağır davranıyor. Onların da
yeniden seçilme korkusu var. İktidar kimseyle kapışmak istemiyor. Kimse ile
çatışmayım diyor. Bu yüzden gecikiliyor.
Bu arada
İstanbul'u derinden yaralayacak deprem yaklaşıyor. Büyük bir yıkım bekleniyor.
1999'un üzerinden 10 yıl geçti. Hiçbir önlem alınmadı. Geç kalmadık
mı?
Çok geç kaldık. Allah bize deprem için 10 yıl kredi açtı. Biz bu krediyi kullanamadık, zamanlaması kötü oldu. Yarın deprem olursa yapacak bir şey yok. Hiçbir çivi çakmadık. Deprem geliyor dedik, bir şey yapmadık.
Türkiye ciddi bir ekonomik kriz yaşıyor. Sadece
Türkiye değil tabii dünya. En fazla etkilenen de inşaat sektörü oldu. Nasıl
yansıyor?
Kriz herkese yansıdığı gibi bize de yansıdı. Konutlarımızı artık arzu
ettiğimiz fiyatlara satamıyoruz. Çok kazanacağımıza, daha az kazanıyoruz.
Herkesin alabileceği fiyatlar uyguluyoruz. Ama dediğim gibi satışlar tek
tük.
Türkiye bu krizi iyi yönetebiliyor mu? Sektörde durum
ne?
Türkiye'de görüldüğü kadar olmaması gereken bir kriz yaşıyoruz, bunun sebebi
de bankalar ve merkezi hükmettir. Hükümet zayıf kaldı. Tayyip Bey özel bankalara
fırça atana kadar kendi bankalarından kredi kullandırmalıydı. Oysa devlet
bankaları kredi kullandırmıyor. Bir de kredi geri çağırmaları oluyor. Biz de
inaatçılar olarak bunları bir kenara yazıyoruz. Sonuçta bugün yılda milyar dolar
dönen bütçeye sahip bir sektörüz. Yarın kriz geçtiğinde bankalara bu günlerin
hesabını soracağız..
Bu sorunlarınızı Ankara'ya
götürmüştünüz dernek olarak. Hiçbir adım atılmadı mı?
Ankara'da sıkıntılarımızı anlattık. Milyonlarca kişi işsiz kalabilir dedik.
Hiçbir adım atılmadı. Kendi kendimize bağırıp
çağırdık.
Bankalar kredi vermeye başladık
diyor.
Doğru değil, yalan. Arkadaşlarımız ciddi sıkıntıda, benim sıkıntıda olmamam
bir şeyi değiştirmez. Onlara gelen sıkıntı sonunda bana da gelecektir. Bugün
sana yarın bana. Benim tuzum kuru diye ben susmayı yeğlemem. Bankalarla kapışmam
gerekiyorsa da kapışırım. Hiç de umurum değil. Hükümet bilhassa inşaatçılara
hiçbir şekilde sahip çıkmıyor.
Neden sahip
çıkılmıyor?
Tayyip Bey bizim sektörümüze yakın bir insan. Bize önem verdiğini de
biliyorum. Bizim ne kadar önemli olduğumuzu bildiğini de biliyorum. Buna rağmen
bize neden sahip çıkmıyor, bunu anlamış değilim. Bir mana da veremiyorum. Çünkü
biz olmazsak yüzlerce sektör etkilenir. Bu sektör 600 çeşit mal tüketiyor. Şu
anda sadece bende yan sektörlerle birlikte 3 bin kişi var. Projeler bitince bu
insanlar işsiz kalacak. Şu anda inşaatların çoğu durmuş
vaziyette.
Yeni projeler ise erteleniyor. Bu süreç uzun
sürerse ne olur?
Başbakan'ın dediği gibi bu kriz aslında Türkiye'yi teğet geçebilirdi. Ama en
azından birkaç sektör desteklenmeliydi. Otomotiv, inşaat, tekstil gibi. Bunların
başında da inşaat gelir. Bizim sektör olarak karşılıksız bir şey istediğimiz
yok. Karşılığında garantisini alsın, ama krediyi devlet bankaları aracılığıyla
versin. Onlar başı çekmeli. Bunu diye diye dilimizde tüy bitti ama kıpırdayan
yok. Ben yine de şunu söylüyorum, iyi olacak. İyimserim. Krizi
atlatacağız.
Ne kadar süre veriyorsunuz?
Nisan ayında ABD Başkanı Obama'nın paketini açıklamasıyla birlikte bahar
rüzgarları esecek. O zaman biz de toparlarız diye düşünüyorum. Gerçek toparlanma
ise 2010 yılı ortaları olacak. Yani biraz daha uzun sürecek. Ama 2010 Nisanı'nı
geçmez. Şu anda küçük de olsa kıpırdama var.
Fiyatların
düşmesi kriz de bir fırsat yaratıyor mu?
Arsa fiyatları hızla geriliyor. Arsa sahipleri fiyatları indirdi. Elbette fırsatlar doğuyor. Ama hala temkinli gidiyor piyasa. Şu anda herkes parada bekliyor. Bizim önerimiz şudur. İnsanlar eğer yatırım aracı olarak her hangi bir şey düşünüyorlarsa dünyanın bütün zenginlerine baksınlar gayrimenkul zenginidir. En doğru yatırım aracı gayrimenkuldur. Gayrimenkulde en pahalı, fiyat zirvede alsanız bile kardasınız. O yüzden gayrimenkulden kaçmayın. Moral bozmayın, demoralize olmayın.
Maliyetler geriledi mi? Fiyatlar daha düşer
deniyor, düşer mi?
Biraz gerileme var. Özellikle demir çelikte yüzde 10 civarında. Ama müşteri
paranın üzerine yatmış fırsat kolluyor. Beklerlerse geç kalacaklar. Fiyatlar
daha fazla düşmez, almanın tam zamanı. Nisanda yükselir tekrar. Krizin üstüne
gitmek lazım. Kaçarsanız kovalar. Ben krizin bizi hala terkedeceğine inanıyorum.
Sallayacak ama düşüremeyecek. Zaten şu anda sallıyor. Bu moralle olur. Bizim
işadamımız zaten krizlere alışkın. Meleke edinmiş. ABD'li gibi şok olmuyor. Şu
anda da şokta değiliz.
Fiyatlar biraz şişmişti ama. Hala
İstanbul'un metrekare fiyatları açısından ucuz olduğunu düşünüyor
musunuz?
Tabii. Metrekare fiyatları hala düşük. Dünyanın yıldızı. En estetik, en
tarihi, en kültürel şehri. Olması gereken değerde yapılar yapılmadığı için,
metrekare fiyatları olması gereken yerde değil. Bana göre İstanbul'da yaşamanın
bir bedeli vardır. Ödeyebilen yaşar. Böyle olmazsa insanlara yazık olur. Vizyon
başkenti diyorsak böyle olmaz. Bu yapılarla olmaz.
Likörde
yatırım martta başlayacak
Likör fabrikası
arazisini almıştınız? Burada proje ne aşamada? Başlayacak mısınız?
Likör fabrikası projesine martta başlıyorum, süratle. Yabancı ortağımız var.
Dünyanın en kaliteli ve İstanbul'a görsel olarak değer katacak bir proje olacak.
Mayıs ayında da kamuoyu ile paylaşacağız. İstanbul'un en güzel binası olacak.
Mimarımız Emre Arolat. Residans, ofis ve alışveriş merkezi
yapacağız.
İstanbul'da son zamanlarda alışveriş merkezi ve
otel yatırımı furyası oldu. Sizce de fazla mı?
Otelde yatırımlar fazla değil. İstanbul'da hala çok otele ihtiyaç var. Çarşı
sayısı ise patladı. Fazla olduğuna ben de katılıyorum.
Bu
arada bir de Türkiye'den bir inşaat markasının çıkması gerektiğini
düşünüyordunuz ve Yunanistan'da yatırım yapacaktınız. Ertelendi mi bu
proje?
Ara vermek durumundayız. Dünyayı sardı kriz. Şu anda yanlış
olur.
Selenium projeleri
Selenium Panorama: Gayrettepe'de yer alan Selenium Panorama, 3,5 dönüme kurulu. 82 konutun yer aldığı projede 70 daire satılmış durumda. Projenin toplam satış bedeli 45 milyon euro.
Selenium Twins: Beşiktaş Fulya'da hayata geçirilen proje, 30 dönüm üzerine kuruluyor. 240 dairenin 180'i satıldı. Satışı devam eden dairelerin fiyat aralığı 1 milyon 34 bin euro ile 1.5 milyon euro arasında. Projenin toplam satış bedeli 180 milyon euro.
Selenium City: Etiler'de 11dönüm arazi üzerine kurulan projenin konut sayısı 68. Şu ana kadar 56 konutun satışı yapılmış. Satışı devam eden dairelerin fiyat aralığı 1.4 milyon ile 2.3 milyon euro arasında. Projenin toplam satış bedeli 80 milyon YTL.