Kriz “İstanbul Buluşmaları 2009”da!



Her yıl TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi, İstanbul Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, Yıldız Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü işbirliği ile düzenlenen “İstanbul Buluşmaları 2009” etkinliğinin bu yılki teması: “Kriz ve İstanbul”. Kriz ortamının geniş katılımlı bir topluluk ile değerlendirilmesinin hedeflendiği toplantının programı şöyle:




19 Ekim 2009

09:00-09:30 Kayıt İşlemleri ve Çay-Kahve Servisi

09:30-10:00 Açılış Konuşmaları
Prof. Dr. Orhan HACIHASANOĞLU- İTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Handan TÜRKOĞLU - İTÜ Mim. Fak. Şehir ve Bölge Planlama Bölüm Başkanı
Erhan DEMİRDİZEN - TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı

10.00-11:00 Davetli Konuşmacılar
Erdoğan BAYRAKTAR – T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi
Mustafa SÖNMEZ – Cumhuriyet Gazetesi

11:00-11:30 Çay/Kahve Arası

11:30-13:00 I. Oturum: Sayılarla Kriz
Moderatör: Prof. Dr. Handan TÜRKOĞLU – İTÜ
Prof. Dr. Hayri KOZANOĞLU – Marmara Üniversitesi
Prof. Dr. Ümit ŞENESEN – İstanbul Teknik Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Şule NECEF - Marmara Üniversitesi

13:00-14:00 Yemek Arası

14:00-16:00 II. Oturum: Kriz ve Sektörel Yatırımlar – I
Moderatör: Yrd. Doç. Dr. P. Pınar ÖZDEN – Şehir Plancıları Odası
Bahadır TEKER – İstanbul Mortgage Finansman A.Ş. CEO
B. Gül DELİKTAŞ – Strateji ve Geliştirme Daire Başkanlığı
Prof. Dr. Fulin BÖLEN - İstanbul Teknik Üniversitesi
Ertan ŞİMŞEK – İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Planlama
Doç. Dr. Azime TEZER – İstanbul Teknik Üniversitesi

16:00-16:15 Çay/Kahve Arası

16:15-18:15 III. Oturum: Kriz ve Sektörel Yatırımlar – II
Moderatör: Erhan DEMİRDİZEN – Şehir Plancıları Odası
- Firuz SOYUER - ULI Türkiye Yönetim Komitesi
- Yrd. Doç. Dr. Hülya YAKAR – Şehir Plancıları Odası
- Prof. Dr. Cengiz GİRİTLİOĞLU - İstanbul Teknik Üniversitesi
- Alper AKSOY - Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği


20 Ekim 2009

10:30-12:30 IV. Oturum: Kriz Ortamında İstanbul’un Yönetimi
Moderatör: Doç. Dr. Fatma ÜNSAL - Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
- Önder KIRAÇ - Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Müsteşarı
- Mevlüt UYSAL - Başakşehir Belediye Başkanı
- Fikret TOKSÖZ -Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı

12:30-14:00 Yemek Arası

14:00-16:30 V. Oturum: Krizin Toplumsal Yansımaları
Moderatör: Prof. Dr. Ayşenur ÖKTEN – Yıldız Teknik Üniversitesi
- Prof. Dr. Bozkurt GÜVENÇ - Hacettepe Ün.Emekli Öğretim Üyesi
- Prof. Dr. Çağlar KEYDER - Boğaziçi Üniversitesi
- Doç. Dr. Hatice KURTULUŞ - İstanbul Üniversitesi
- Özgür TEMİZ - Şehir Plancısı

16:30-17:00 Çay/Kahve Arası

17:00-18:00 Değerlendirme
Moderatör: Prof. Dr. Zekai GÖRGÜLÜ – Yıldız Teknik Üniversitesi

18:00-19:00 Kokteyl ve Müzik Dinletisi


Toplantıya genel bakış:
Sayılarla Kriz
Moderatör: Prof. Dr. Handan Türkoğlu- İstanbul Teknik Üniversitesi
turkoglu@itu.edu.tr
Türkiye’nin ekonomik itici gücü kabul edilen İstanbul aynı zamanda nüfus çekim merkezidir. İstanbul bir yandan sahip olduğu potansiyelle dünyada finansal merkez, lojistik merkez, kültür ve turizm merkezi olarak öne çıkmaya çalışırken diğer ülkelerde ortaya çıkan kentlerle rekabet halindedir. Gelecek için yatırım ve finans merkezi, lojistik ağ merkezi ve kültür ve turizm merkezi olarak planlanan İstanbul dünyada krizden en fazla etkilenen şehirlerden biridir. Kentin belirlenen bu vizyonunun yanısıra göçün etkileri, yoksulluk, yoğunluk, çevresel riskler, yetersiz altyapı ve kısmen düşük yaşam kalitesi gibi hassasiyetlerinin olduğu bilinmektedir.
İstanbul buluşmalarının üçüncüsünde dünya genelinde yaşanan ekonomik krizin İstanbul’da farklı sektörler üzerindeki etkilerinin tartışılması amaçlanmaktadır. Toplantının birinci oturumda küresel krizi ortaya çıkaran etmenler ve etkileri, krizin özellikle ülkemize ve öncelikle İstanbul’a olan etkilerinin sayısal olarak ortaya koyulması amaçlanmaktadır. Bu tartışmanın krizin sektörel etkileri, toplumsal yapıya etkileri, istihdama etkileri, işsizlik ve yoksulluk, alternatif önlemler konularında yoğunlaşması beklenmektedir. Bu kapsamda oturuma katılacak olan tartışmacılara yöneltilmesi düşünülen sorular aşağıda belirtilmektedir:
1. İstanbul’da krizin kent mekanına yansımaları ve sektörel etkileri sayısal olarak nasıl değerlendirilebilir?
2. Krizin başlıca toplumsal etkileri neler olmuştur?
3. Önümüzdeki dönemlerde krizin gelişimi yönünde beklentiler nelerdir?
4. Krizin en az zararla atlatılabilmesi için alınması gereken önlemler neler olmalıdır?

Kriz ve Sektörel Yatırımlar – I
Moderatör: Yrd. Doç. Dr. Pelin Pınar ÖZDEN-TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi
pinozden@istanbul.edu.tr
Bu yıl üçüncüsü düzenlenmekte olan İstanbul Buluşmalarının teması “Kriz ve Planlama” olarak belirlenmiştir. Oturumun II. ana başlığı olan “Kriz ve Sektörel Yatırımlar” ise “konut” ve “turizm - kültür” ile “merkezi iş alanları” ve “ulaşım” olmak üzere iki ayrı başlık altında ele alınmaktadır.
Dünyayı küresel bir kıskaç içine alarak kentsel mekanı ve toplumsal yapıyı sarsıntıya uğratan ekonomik kriz ülkemizde de büyük yansımalara neden olmuştur. Kentlerin işlevsel yapısı değişim ve dönüşüme uğrarken, fizik mekan da bu değişim ve dönüşümden payını almaktadır. İstanbul son dönemde dünyayı da önemli ölçüde etkileyen küresel ekonomik krize paralel olarak derin ekonomik sorunlarla mücadele etmektedir. Bu durum, iş ve finans çevrelerini olduğu kadar, kente yapılan tüm yatırımları da etkilemektedir. Dolayısıyla kent mekanı, bugün krizin yarattığı dalgalarla mücadele etmektedir. Bu mücadele, bir yandan kamusal alanda bugüne dek yapılan yatırımlar ve bunların etki alanlarını içine alırken, diğer yandan kamu yönetiminde yeniden yapılanma çabalarının devamı niteliğinde, kamusal hizmetlerin özelleştirilmesi ve bu girişimlerin kamuya geri dönüşleri konusunu da kapsamaktadır. Kriz ortamında, yaklaşık olarak son beş yıllık dönem içinde büyük adımlar ve iddialar ile başlayan ve bugün devam etmekte olan konut yatırımlarının geleceği ve halkın beklentileri konusu tartışmaya değer görülmektedir. Benzer şekilde, ulaşım alanında son dönemlerde yapılmış olan ve yapılması planlanan büyük projeler ve yatırımların da yakın gelecekte krizden etkilenmeleri ve bütüncül bir planlama yelpazesi içinde entegre olan - olması hedeflenen konut ve ulaşım sisteminde aksamalara yol açmaları söz konusudur.
Oturumumuzun ikinci başlığı olarak belirlenen “Kriz ve Sektörel Yatırımlar-I” konuttan ulaşıma uzanan yelpazede, planlama gündemini odak noktası alan bir yaklaşımla krizi değerlendirmeyi hedeflemektedir. Bu çerçevede, katılımcılarımızdan, konuyu özgün bakış açıları ve deneyimleri ile değerlendirmeleri beklenmekte ve aşağıda belirlenen bazı soruları da tartışmaları istenmektedir:
1- Üst ölçekli planlama krizin etkilerini hafifletmede bir araç olarak kullanılabilir mi?
2- Kriz kamusal - özel - ortaklık modeliyle yürütülen konut yatırımlarını ne şekilde etkilemiştir?
- Konut yatırımları azalmış mıdır?
- Konut yatırımlarını artırmak, krizden çıkışta bir araç olarak kullanılabilir mi ya da kullanılmakta mıdır?
- Kent mekanı içinde yer seçimi tercihleri değişmiş midir?
- Hedef kitle değişikliğe uğramış mıdır?
3- Konut yatırımlarındaki dalgalanma, kentin diğer işlev alanlarını ve sektörel yatırımları ne şekilde etkileyecektir?
4- Toplumsal beklentiler kriz ortamında nasıl bir yön izleyecektir?
5- Kentsel dönüşüm uygulamalarının, sürecin dışına ittiği kesimler kriz ortamında nasıl bir sosyal davranış grafiği izleyeceklerdir? Bu grafik mekan üzerinde kendini ne şekilde gösterecektir?
6- Büyük ulaşım projelerinin ve yatırımlarının kriz ortamında sekteye uğraması, İstanbul’un üst ölçekli planı açısından nasıl bir yorumla okunabilir?
7- Ulaşım yatırım ve projelerinin azalan bir hızla devam etmesi; İstanbul için bir fayda mıdır; yoksa zarar mıdır?
8- Kamusalcı bir perspektiften bakarak büyük konut ve ulaşım yatırımlarının yeni bir anlayışla yorumlanması mümkün müdür?

Kriz ve Sektörel Yatırımlar – II
Moderatör: Erhan Demirdizen- TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi
erhandemirdizen@gmail.com
Son yılların en büyük tehdidi olarak tüm dünyayı saran küresel kriz, kentin her alanında kendini gösterdi ve kente kamu ve özel sektör tarafından yapılmakta olan tüm yatırımların sekteye uğramasına neden oluyor. Bir taraftan kendilerine dünyanın küresel kentler ağının bir parçası olarak tanımlanmış misyonlar biçilen bu kentler, diğer taraftan bu misyonlar çerçevesinde etiketlendirilip rekabet ortamı içine itiliyor. Bu rekabet ortamının yarattığı artı değerler ve bu değerlerin nimetlerinden nemalanma talebi giderek artıyor.
Bu süreçte, eğitim, sağlık, konut yatırımlarının yanı sıra, kentin ekonomik kalbini oluşturan merkezi iş alanları yatırımları ile kültür ve turizm yatırımları da süreçten payını alıyor. Kentsel sistem örüntüsünün “olmazsa olmaz”ları olan söz konusu yatırımlar, küresel kriz ortamı içinde kesintiye uğruyor ve planlama öngörülerini de rotasından çıkarıyor.
Türkiye’nin küresel dünya ile buluşma süreci içinde yalnızca ekonomik- politik alanda değil, fizik-mekansal ve toplumal-kültürel alanda da farklı katmanları bünyesinde barındıran İstanbul, krizin her alandaki etkilerinin en derinden hissedildiği bir metropol olarak, bu süreçte büyük bir rol oynuyor.. Kent mekanında dün ile bugünü, bugün ile geleceği buluşturması beklenen kültür ve turizm yatırımları ile son dönemlerde kentsel yatırımlar içinde büyük paylara sahip merkezi iş alanı yatırımlarına yönelik adımlar daha dikkatle atılmaya başlanırken, bir yandan da 2010 Avrupa Kültür Başkentliliği, alan yönetimi, kültür endüstrileri, turizm ve kültür alanında yaşanan ayrışmalar ve küresel kentlerin “yeni yüzleri” olarak merkezi iş alanlarını çağdaş bir anlayışla yorumlamak gibi çok sayıda yeni yaklaşım ile kültür ve turizm alanlarının ve bu alanlarla bazen iç içe geçen merkezi iş alanlarının geleceğine yönelik ana kararları bir kez daha tariflen yeni yasal düzenlemeler, konunun özellikle de kamusal perspektiften bakılarak yeniden tartışılmasını gerekli kılıyor.
Bu çerçevede, katılımcılardan,
1- Gündemdeki büyük projeler ve yatırımlar krizden ne şekilde etkilenmektedir?
2- Bu yatırımların krizden etkilenmesi, kentsel işlevlerin dengesi ve dağılımı açısından ne gibi olumsuzluklar getirecektir?
3- Yatırım ve projelerin kriz ortamındaki geleceklerine bağlı olarak İstanbul’un üst ölçekli planlarının uygulanabilirliği
4- Merkezi iş alanları planlamasının, kriz ortamında kamusalcı bir yaklaşımla yeniden yorumlanması mümkün müdür?
5- İstanbul’un üst ölçekli planlama süreci içerisinde yer alan kültür ve turizm kararları ile merkezi iş alanlarına yönelik planlama kararları, kriz ortamında yeniden nasıl gözden geçirilebilir?
6- Yeni yasal düzenlemeler krizin kültür, turizm ve merkezi iş alanlarındaki etkilerini yok etmede birer araç olabilir mi? Yoksa bu düzenlemeler krizin bu alanlarda daha şiddetli etkiler yaratmasına zemin mi hazırlamaktadır?
gibi konularda, uzmanlık alanları çerçevesinde katkılar yapmaları beklenmektedir.

Kriz Ortamında İstanbul’un Yönetimi
Moderatör: Doç. Dr. Fatma Ünsal- Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
unsal.fatma@gmail.com
19-20 Ekim 2009 tarihlerinde İTÜ’de düzenlenecek olan, “İstanbul ve Kriz” temalı İstanbul Buluşmaları’nın IV. Oturumunda, “Kriz Ortamında İstanbul’un Yönetimi” konusu tartışılacaktır.
Küresel ölçekte yaşanan ve kapitalist işleyişin olağan bir kesiti olarak kabul edilmekle birlikte, kentsel yapıyı şiddetle sarsan ekonomik kriz, ulusal ekonominin başkenti olan İstanbul’da derin etkiler yaratarak varlığını sürdürmektedir. Barınma, çalışma ve kentsel hizmetlerden yararlanma gibi en temel kentsel hakların paylaşımında mevcut bulunan eşitsizlikler daha da derinleşmektedir.
Kamu yönetiminin her kademesinde, rekabetçi liberal ekonomik yapının gerekleri ile sosyal devlet olabilmenin koşulları çatışmaktadır. İstanbul’da, krizin, kentin işlevsel yapısının değişimi ile eş zamanlı olarak yaşanması sorunu daha da karmaşıklaştırmakta ve tartışmaya değer kılmaktadır. Ekonomik kriz, bankacılık ve borsalardan başlayarak reel sektöre doğru yayılırken, sanayiden hizmet sektörüne yönelen İstanbul’da, bir yandan üst düzey hizmet sektöründe hedeflerin gerisine düşülürken, diğer yandan terk edilmekte olan üretici sektörlerde toplumsal sorunlar hızla büyümektedir.
Sanayi alanların desantralizasyonu ve yeni alt merkez oluşumları olarak kentsel mekana yansıyan bu işlevsel değişiklik, kamu yönetimi alanına yeni sorunlar taşımaktadır. Yeni gelişen sektörlerin gereksinim duyduğu nitelikte olmayan büyük nüfus grupları, kapasitelerini arttırmalarına yönelik sosyal destek politikalarının eksikliği nedeni ile, işgücü piyasasında dışa itilmektedirler. Ayrıca, eski sanayi odaklarını çevreleyen ve kiracılık oranının yüksek olduğu yaşam alanlarında, sadece mülk sahiplerini hak sahibi olarak gören kentsel dönüşüm projeleri kapsamında kiracıların barınma hakları baskı altına alınmaktadır. Kamu kesimi tarafından konut üretiminde kurumlar arası eşgüdüm yetersiz kalmakta, arz fazlalığına rağmen konut sorunu varlığını sürdürmektedir.
Kamu yönetimi alanında yaşanan bütçe açıkları, kentsel hizmetlerin özelleştirilmesine ve vatandaşı müşteri olarak gören bir anlayışla hizmet üretilmesine neden olarak yaşam kalitesini doğrudan etkileyen bu hizmetlere erişimi sınırlandırmaktadır. Özelleştirme eğilimleri hizmet üretimi ile sınırlı kalmayıp, kamuya ait arazi stokları da elden çıkarılmaktadır. Kamu yönetimi anlayışından işletme yönetimi anlayışına doğru kayan kent yönetimleri, kentsel rant olarak elde edilen haksız kazanımların yeniden topluma dönmesi için gerekli çabayı göstermek yerine, kendileri de rant geliri elde etmenin peşine düşmüşlerdir. Rant ekonomisinin çekiciliği karar çevrelerini baskı altına almakta ve demokratik, katılımcı karar süreçlerine işlerlik kazandırmak zorlaşmaktadır.
Ortaya konan bu karamsar tablo karşısında, kamu yönetiminin her kademesine önemli roller düşmektedir. Kuşkusuz, kriz dönemlerinin geri dönüşlü olması ve yeniden yapılanmayı tetiklemesi umut vaat etmektedir. Sınırlı kaynakların akılcı kullanımını önemle gerektiren kriz döneminde, tüm yönetim kademelerinde, kentsel kaynakların eşitlikçi paylaşımına yönelik mekansal organizasyon için yönetim ilkeleri tartışmaya açılmalıdır.
Bu bağlamda, tartışmaların aşağıda ifade edilen sorular çerçevesinde yapılması hedeflenmektedir.
1- Sosyal adaletin sağlanmasını içtenlikle savunan yönetim yapılarının demokratikleşme deneyimi önemlidir. Gerçek katılımcı karar süreçleri uygulanabilmekte midir? Nasıl daha etkin demokratik karar süreçleri geliştirilebilir?
2- Üst ölçek plan kararları ile yerel dinamikler arasında uyum sağlaması gereken plan tadilatlarını, plan bütünlüğünü bozan, kentsel rant elde etmenin aracına dönüştüren yozlaşma sürecinin nasıl önüne geçilebilir? Kentsel rantın yeniden topluma dönmesine yönelik yaratıcı uygulamalar nelerdir?
3- Krizden en çok etkilenen alt gelir grupları için, işgücünün kapasitesini arttırmasına, konut edinmesine veya kamu mülkiyetinde konut kiralamasına olanak yaratmak gibi, ne tür uygulamalar vardır ve olmalıdır?
4- Kentsel krizin olumsuz etkilerini en aza indirgemek ve mevcut sınırlı kaynaklardan akılcı yararlanmak adına, yönetim kademeleri arasında, yatay ve dikey eşgüdüm sağlanabilmekte midir? Nasıl sağlanabilir?

Krizin Toplumsal Yansımaları
Moderatör: Prof. Dr. Ayşenur Ökten- Yıldız Teknik Üniversitesi
oktem.aysenur@gmail.com
Bu yıl yapılacak İstanbul Buluşmaları’nda bana moderatörlük görevi verilen oturumun konusu Krizin Toplumsal Yansımaları olarak saptanmış. Bu başlık, bu oturumda öncelikle içinde bulunduğumuz küresel ekonomik krizi akla getirmektedir. Ancak, bu bunalım toplumda belki yeni yaralar açmakta, ama var olan yaraları da derinleştirmektedir. Bu krize yalnızca bir ekonomik sistem kazası gibi bakılmaması gerektiği çeşitli akademik çalışmalardan ve politik tartışmalardan anlaşılmaktadır. Kamu yönetiminin düzenleyici sorumluluğu ve refah toplumu ilkelerinin yeniden gündeme gelmesi konunun kapsamlı bir biçimde, yapısal bir sorun olarak ele alınması gerektiğini göstermektedir.
İstanbul küresel bunalımın çok öncesinden beri küçüklü büyüklü krizlerle sarsılmaktadır. Bu krizler ne İstanbul kentine özgü ne de belirli sektörlerle ya da toplum kesimleriyle sınırlıdır. Sektörel ya da yerel krizler ekonomik ve sosyal politikadaki sorunlarımızın yansımalarıdır. O nedenle, aşağıdaki soruları bunalım olgusuna kapsamlı bir yaklaşımı önermek üzere hazırladım:
1. Kriz ortamında ve sonrasında İstanbul için kentsel kimlik, kültür ve çevre politikaları açısından neler beklenebilir? Ne değişir, ne değişmez?
2. İstanbul’da bir süredir izlenen dönüşüm, yenileme vb. kentsel operasyonlar, çeşitli toplumsal kesimlerin kentteki doğal yer seçimi mekanizmasına, siyasal erkin yönlendirici müdahalesi niteliğindedir. Bu tür operasyonların her biri kentin sürdürülebilirliği, kültürel mirasın devamı, kentlilik hakkı ve toplumsal adalet açısından krizlere neden olmaktadır. Bu müdahalelerin sürdürülmesiyle, kısa ve uzun vadede ortaya çıkabilecek toplumsal krizler için neler söylenebilir? Bu krizlerde ve yönetimin krizlere yaklaşımında, güncel ekonomik bunalım çerçevesinde farklılıklar beklenebilir mi?
3. Gündemdeki kentsel yatırım, konut ve ulaşım politikaları, kayıtsız/informal sektör, istihdam ve kentsel yoksulların kentte var olabilme koşulları açısından krizin anlamı nedir? Kriz ortamından yeni bir sosyal politika anlayışına yönelik dersler çıkarılabilir mi? Yerel yönetimlerin kentlerdeki yeni yoksulluk hallerini, toplumsal kutuplaşma ve mekânsal ayrışmayı fark edip anlaması; toplumsal dışlanmışlığı, yoksunluğu ve yoksulluğu gidermek üzere sorumluluklar üstlenmesi sağlanabilir mi?