"Küçük ve Orta Büyüklükteki Şirketler de Borç Sarmalında"



İSO'nun İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırma sonuçlarına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, çalışmanın en az 'Birinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu' kadar önem verilen bir çalışma olduğuna işaret eden İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, "Araştırmanın sonuçlarına baktığımızda, ilk olarak Türkiye’nin geleceğine yön verecek olan bugünün küçük ve orta boy şirketlerinin yeniliğe açık, esnek, daha farklı ve değişimleri daha hızlı yapma noktasında iyi bir performans sergilediklerini söyleyebiliyoruz" ifadelerini kullandı.

Geçen ay açıklanan Birinci 500 verileri ile karşılaştırıldığında, İkinci 500 şirketlerinin özellikle teknoloji geliştirmede daha önde olduklarını belirten Bahçıvan, şunları kaydetti:

"Yine ihracatlarına baktığımızda, İkinci 500 Büyük şirketin hem Türkiye'nin hem de Birinci 500 Büyük şirketin performansından daha iyi bir performans sergiledikleri anlaşılıyor. Bu şirketlerimiz ihracatlarını yüzde 3,7 artırarak hem Birinci 500 şirketten hem de Türkiye'nin toplam ihracatından daha iyi olduklarını göstermektedirler. Ayrıca bu şirketlerimizin Türkiye'nin toplam ihracatındaki payının da arttığını özellikle vurgulamak gerekiyor. İstihdam yaratma noktasında da bu şirketlerimizin iyi performansına tanık oluyoruz. Geçen yıl yaşanan bazı olumsuz gelişmelere karşın İkinci 500 Büyük Sanayi şirketlerimizin istihdamını yüzde 6,4 artırmaları önemlidir".

"Aktör sermayesi doğru bir finansman modeli ile desteklenmiyor"

"Veriler Türkiye ekonomisinin alt yapısında çok iyi bir aktör sermayesi olduğunu gösteriyor" analizinde bulunan Bahçıvan, şunları ifade etti:

"Fakat gelin görün ki bu sermaye, doğru bir finansman modeli ile desteklenmiyor. Yani iyimserlik var, cesaret var, girişimcilik var, fırsatları doğru kullanma potansiyeli var. Fakat finansal enstrümanları iyi kullanma ve şirketlerimize bu konuda alternatifler yaratma noktasında sınıfta kalıyoruz. Bunu, finansal rasyoları en az Birinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu kadar bozulmuş olan İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu'nda da açıkça görüyoruz. Net satışlarını yüzde 13, esas faaliyetlerini de yüzde 50'ye yakın artıran şirketlerin, bu karlarının yarısından fazlasını finansman gideri olarak kaybetmesi başka neyle açıklanabilir? Bugün şirketlerimizin bunu yaşamasının en büyük nedeni, borçlarının varlıklarına oranının yüzde 60'ı geçmesidir".

Bahçıvan, kendi faaliyet alanlarında başarılı performans sergileyen sanayi şirketlerinin, finansman sağlama ve kullanmada aynı başarıyı sergileyememesini 'üzüntü verici' olarak nitelendirerek, "Özellikle küçük ve orta büyüklükteki şirketlerin bu anlamda desteklendiği takdirde, ekonomimiz istihdamdan katma değere, ihracattan teknolojik dönüşüme kadar birçok konuda özlemini duyduğumuz bir noktaya büyük bir hızla ulaşacaktır. Bu da Türkiye'nin bütünsel kalkınmasına vereceğimiz en önemli kazanımlardan biri olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.