Küllerinden Yeniden Doğan Kent: Beyrut


Toronto Star Gazetesi’nde Christopher Hume imzasıyla yayınlanan yazıda, geçirdiği 15 yıllık iç savaş sonrasında yeniden inşa edilirken şimdi de İsrail bombalarına hedef olan Beyrut’un yazgısı tartışılıyor.


İsrail bombaları altında ikinci haftasını dolduran Beyrut, 15 yıl süren iç savaşın ardından büyük bir dönüşüm sürecine girmişti. Adeta küllerinden yeniden doğan bu antik kentin dönüşümü; şiirsel bir duyarlılık, kesinlik ve açıklıkla gerçekleşiyordu.

5 bin yıllık tarihi olan kent bugüne kadar depremlere, dev dalgalara ve yüzyıllar süren savaşlara sahne oldu. Ve her yıkılışında eskisine oranla daha kuvvetli bir biçimde yeniden ayağa kalktı.

Bunun en önemli örneği, 1975-1990 tarihleri arasında yaşanan Lübnan iç savaşı sonrasında başlatılan büyük “yeniden inşa” kampanyası. Bu yeniden inşa faaliyeti kentsel dönüşümün iyi örnekleri arasında yer alırken, dünyanın dört bir yanındaki plancılara ve planlama öğrencilerine iyi bir model oluşturuyor.

Bu model, Kanada’nın Toronto kenti kıyı şeridi dönüşüm projesine de örnek olarak alındı. 1990’larda kadar birkaç yılını, Lübnan Hükümeti tarafından kent merkezinin yeniden yapılandırılmasını sağlamak üzere kurulan ‘Solidere’ adlı şirkete danışmanlık yaparak geçiren Toronto’lu kentsel tasarımcı Tony Coombes, İsrail bombalamalarına kadar faaliyette olan Solidere’in başarısının, iyi düşünülmüş bir yapıya sahip olmasından kaynaklandığını belirtiyor.

Hariri'nin yenilenen
Levanten-stili
Maarad Caddesi'ni
ziyaretinden bir enstantane
Coombes’un açıklamalarına göre, Solidere, Beyrut’un merkez mahallelerinden birine yerleştikten sonra mal sahiplerine ve kiracılara mülkleri karşılığında dağıtılmak üzere hisseler çıkardı. Ayrıca, hak sahiplerinin haklarını adil olarak alabilmesini sağlamak üzere üç tane mahkeme kuruldu. Konulan bir kurala göre de hiçbir özel ya da tüzel kişi Solidere hisselerinin % 10’undan fazlasını elinde bulunduramayacaktı. Solidere’in; kuralları koyması, iş bağlantıları kurması, tasarım kılavuzlarını oluşturması ve yatırımcılarla doğrudan çalışması hedefleniyordu. Hak sahiplerinin ödemeleri, yatırımcılara satılan arazilerden gelecek fondan karşılanacaktı.

Coombes’un anlattıklarına göre işe başladıklarında tam bir belirsizlik ortamı hüküm sürüyordu. Telefon hatlarının ve elektriklerin her an kesilme tehlikesi varken, kent merkezinde, binaları işgal etmiş evsizlerden başka yaşayan yoktu. Coombes, Solidere için şunları söylüyor: “Solidere, sıradışı bir duruma sıradışı bir yanıttı ve bizzat şirkete kaynak aktaran Başbakan Rafik Hariri’nin fikriydi”. Hariri, 2005 yılı başlarında bir suikasta kurban gitti ve onun ölümünün ardından demokrasi yanlılarının hükümeti ele geçirmesiyle 26 yıldır Lübnan topraklarında bulunan Suriye askerleri ülkelerine geri dönmek zorunda kaldılar.

Bu gerilimli yıllarda dönüşüm çalışması tüm hızıyla sürdü. Hatta yöneticiler, mimarlar, tasarımcılar, inşaatçılar ve el sanatçıları küçük bir ordu gibi dünyanın en büyük kentsel dönüşüm şirketini oluşturdu.

Beyrut'un Merkezinin kentsel dönüşüm master planı

Kent merkezi alanlara bölünerek, bunların herbiri, detaylarından malzemelerine, bina yüksekliklerinden sokak ve kaldırım genişliklerine kadar tanımlandı. Anıt niteliğindeki binalar restore edilirken, yeni binalar kesin biçimde tanımlanmış kamusal ve yarı-kamusal alanlarla entegre edildi. Pazaryerleri, meydanlar gibi Beyrut’a özel yerler korunurken arkeolojik bölgelere öncelik tanındı. Solidere’in en büyük başarılarından biri de, iç savaş ve sonrasında yıkılan binaların molozlarının bulunduğu liman alanının sekiz hektarlık başarılı bir sahil parkına dönüştürülmesiydi.

Net olarak tanımlanan kurallar sayesinde tasarımcı ve yatırımcılar kendilerinden ne beklendiğini tam olarak biliyorlardı. Ayrıca tüm çalışanlar, yeniden yapılanma bittiğinde kentin nasıl bir duyguya sahip olması gerektiği konusunda yönlendirildiler.




















Solidere, daha sonra altyapı yatırımlarında kullanılmak üzere yaklaşık 740 milyon $ tutarında ikinci parti hisseleri çıkardı. Başka önemli bir nokta da şirketin, işlerin nasıl yapılacağı üzerine geliştirdiği deneyim ve kültürdü. Savaş sırasında aileleriyle birlikte Beyrut’u terketmek zorunda kalan ve eğitimlerini yurtdışında tamamlayan gençlerin ülkelerine geri dönmeleri teşvik edilerek, çocukluklarından hatırladıkları şehri yeniden inşa etme fırsatı tanındı.

Beyrut tarih boyunca Ortadoğu’nun kapısı olmanın yanısıra, büyük bir kültür ve ticaret merkeziydi. Eski güzelliğine yeniden kavuşma yolunda ilerlerken yeniden başlayan savaş nedeniyle Beyrut’ta sürmekte olan işlerin tamamı askıya alınmış durumda.

İç savaş sonrası Beyrut
fotoğraf: Gabriele Basilico
Solidere’de görev yapan Boston’lu kent plancısı Fred Koetter, Coombes ile benzer deneyimlerini aktarırken, şirketin, yeniden yapılanma girişimi için çok önemli olduğunu, Hariri’nin şirketi yapılandırma biçimiyle gerekli araziyi elde etme ve bunun için gereken kaynağı bulmakta oldukça başarılı olduğunu belirtiyor. Koetter, bu sayede pekçok tarihi caddenin yeniden inşa edildiğini ve eski yaşantının kente geri döndüğünü belirtiyor. Koetter, hazırlanan dönüşüm planının kentin net olarak tanımlanmış bölümlerinde, ihtiyaca göre değişiklik yapabilmeye olanak sağlayacak kadar da esnek olduğunu ekliyor.

Beyrut’da bundan sonra neler olacağı bilinmiyor. Koetter ve Coombes’e göre, kenti cezalandırmak üzere verilen hasar, kentte büyük bir üzüntü ve düş kırıklığı yarattı. Ancak kimsenin Beyrut’un yeniden ayağa kalkacağından şüphesi yok, bu sadece bir zaman meselesi.

Solidere hakkında daha ayrıntılı bilgi için tıklayınız.

İç savaş sonrasında Beyrut’u fotoğraflayan Mimar fotoğraf sanatçısı Gabriele Basilico’nun Beyrut’la ilgili izlenimlerine “Mimar Fotoğraf Sanatçıları” haber dosyamızda bulabilirsiniz.


Derleyen: Sena Özfiliz