Kyoto Sözleşmesi Yürürlükte

Küresel ısınmaya karşı alınacak önlemleri içeren uluslararası Kyoto Sözleşmesi
16 Şubat günü yürürlüğe girdi.


Japonya’nın eski imparatorluk başkenti Kyoto’da Nisan 1997’de imzalanan ve şimdiye kadar 39’u sanayileşmiş 141 ülke tarafından onaylanan Uluslararası Kyoto İklim Sözleşmesi, taraf ülkelerin sera etkisine yol açan gazların havaya karışmasını engelleyecek ya da azaltacak önlemler almasını gerektiriyor.

Bu tür gazların havaya karışmasına en çok neden olan ülke ABD ise sözleşmeye imza koymasına karşın ekonomik gerekçelerle onaylamaya yanaşmıyor. Kyoto Sözleşmesi, sanayi ülkelerini başta karbondioksit olmak üzere dünyanın ısınmasına yol açan gazların emisyonunu sınırlandırmak zorunda bırakıyor; başta petrol olmak üzere fosil enerji kaynaklarının kullanımına kısıtlama getirilmesini gerektiriyor. Birleşmiş Milletler’e göre, atmosferdeki karbondioksitin yüzde 80’i, fosil enerji kaynaklarının ulaşım, ısınma ve sanayi alanlarında kullanılmasından kaynaklanıyor.
Sözleşmede, Kuzey’in sanayi ülkelerinin gaz emisyonunun 2012 yılına kadar 1990 yılına göre yüzde 5.2 azaltılması öngörülüyor.

Bu amaçla her ülkeye kota konuyor. Ancak ABD geri adım atmadığı için, gaz emisyonundaki azalma yüzde 5.2 yerine ancak yüzde 2 olabilecek. Protokole taraf ülkeler bugüne kadar başta karbondioksit olmak üzere atmosfere salınan ve sera gazı etkisine yol açan emisyonların salınım düzeyinin yüzde 55’in altında kalması nedeniyle Kyoto Protokolü’nü yürürlüğe sokamıyorlardı. Rusya’nın da protokole dahil olmasıyla birlikte sera etkisine yol açan gaz salınımında yüzde 61 düzeyindeki sorumlu ülke katılımına erişildi.

Türkiye, iklim değişikliklerinin olumsuz etkilerinin önlenmesi amacıyla oluşturulan
BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ni imzalayan ülkeler arasında yer alıyor.
Bu sözleşmeye gelişme düzeyi, kalkınma hedefi ve tüketim modelini dikkate alarak taraf olan Türkiye, “3’üncü Taraflar Konferansı” olarak da bilinen Kyoto Protokolü’ne taraf olmadığı için herhangi bir indirim taahhüdünde bulunmadı.