Lafarge Karat'tan Umduğunu Buldu



Türkiye'nin ilk çimento fabrikası olarak 1910'da kurulan Aslan Çimento'nun (Darıca) 1989'da Lafarge Grubu'na katılmasıyla temelleri atılan Lafarge Türkiye, 18 yıldır Türk inşaat sektörüne katkıda bulunuyor. Lafarge Türkiye, çimento yatırımlarını, Lafarge Aslan Çimento'nun ardından, 1992 yılında Lafarge Ereğli Çimento Öğütme Tesisi (Karadeniz Ereğli) ile sürdürdü. Daha sonra başlattığı Orta Anadolu yatırımları çerçevesinde 1994 yılında Yibitaş Holding ve Lafarge'ın eşit ortaklıklarıyla Yibitaş Lafarge Orta Anadolu Çimento AŞ (YLOAÇ) kuruldu.

YLOAÇ çatısı altında bulunan 3 çimento fabrikası (Sivas, Çorum, Yozgat) ve 3 çimento öğütme tesisi (Samsun, Nevşehir, Hasanoğlan) ile 12 hazır beton tesisi ve 2 agrega ocağı, Şubat 2007'de imzalanan bir anlaşma ile Cimpor'a satıldı.

Lafarge Türkiye, sektördeki etkin pozisyonunun yanı sıra sosyal sorumluluk projelerinde de hızlı ve başarılı sonuçlara imza atıyor. Toplum Gönüllüleri Vakfı işbirliği ve '15 Yılda 15 Okul' sloganıyla 'Şimdi Okullu Olduk' projesi, üçüncü yılında, 15 okulla hedefine ulaştı.

Lafarge Türkiye Teknik Pazarlama
Müdürü Aytaç Dığış, Karat'ı anlattı
Yapı Fuarı'nda bu yıl iki ürününüzü ön plana çıkarttığınızı gördük.
Dediğiniz gibi bu yıl Yapı Fuarı'nda üzerine yoğunlaşacağımız iki ürünümüz var. Bunlardan biri Karat, diğeriyse Cementum. Her ne kadar ilk gün açılış telaşıyla geçse de, yoğunlaşmanın her yıl olduğu gibi bu yıl da hafta sonuna doğru olacağı kanısındayız.

Yapı Fuarı'ndan beklentileriniz?
Üzerine yoğunlaştığımız ürünlerin dışında, çimento için konuşuyorum, geçtiğimiz yıllardan çok da farklı değil: Müşterilerimizin ürünlerimiz ve şirketimizle ilgili teknik bilgi ihtiyaçlarını karşılamak ve gerekiyorsa doğru departmanlara yönlendirmek. Sonuçta sektörü yaratanlar ve onu kullananlar diye bakacak olursak fuar, tarafları bir araya getirmesi bakımından önemli.

Sektörün Karat gibi bir ürüne ihtiyacı olduğunu düşünmenizin temel nedeni nedir?
Sıva ve harç uygulamalarına yönelik bir ürüne ihtiyaç olduğunu düşünmemizin nedeni, başta grubumuz olmak üzere pek çok firma tarafından üretilmekte ve tüketiciler tarafından beğenilmekte oluşuyla ilgili. Öte yandan ülkemiz cephesinden baktığımızda bir gerçek var; sıva ve harç uygulamaları standartlarda tanımlanmış olmasına rağmen, uygulamada çok ayrı bir çizgide gidiyor. Uygulamacıların kendi tecrübe ve kalite kıstaslarına bağlı ve rakamla ölçümlendirilmeyen bir kalite seviyesi söz konusu. Böyle baktığımızda, binadan binaya farklılaşan, hatta aynı binanın farklı dairelerinde bile farklılık gösteren sıva uygulamalarıyla karşılaşıyoruz. Dolayısıyla biz bir takım teknik üstünlükleri olan Karat'ı lanse ederken işin bu yönünü de ele aldık. İstanbul Teknik Üniversitesi Yapı Malzemeleri Laboratuarı ile işbirliği içerisinde yaptığımız bir çalışmayı da referans alarak, piyasada bulunabilen değişik kumalar ve değişik çimento miktarlarıyla kaba sıva ve ince sıva yöntemleri üzerine yoğunlaştık. Dolayısıyla uzun ömürlü yapıların inşa edilebilmesi için gerekecek çimento miktarlarını ve kum miktarlarını da hem torbamızın üzerinde hem de teknik broşürümüzde kullanıcıların dikkatine sunduk. Tabii ki bu bir dayatma değil, bir yönlendirme. Daha uzun ömürlü yapılara sahip olabilmek için üzerimize düşeni yaptık ve işin formül tarafına da bulaşmayı tercih ettik.

Karat'ı ustalara yönelik bir statejiyle piyasaya sürdünüz. Hedef kitlenizde bir değişiklik var mı?
Yapılardaki güncel çözümlere bakacak olursak, özellikle iç cephelerde alçı sıva uygulamaları çok yaygınlaştı. Dolayısıyla artık iç cephe sıvaları çimentolu çözümlerden uzaklaştı. Dış cepheye baktığımızdaysa bir çok yapıda mantolamanın çok yaygın olduğunu görüyoruz. Kaba sıvanın üzerine artık mantolama hatta bazı durumlarda sıva yapılmadan tuğlanın üzerine doğrudan izolasyon levhalarıyla ve hazır sıvalarla uygulama yapıldığını görüyoruz. Böyle olunca bizim ürünümüz özellikle konvansiyonel sıva uygulamaları ve duvar örme işlemlerine uygun bir ürün olarak konumlandırılabilir. Ancak işin mimara hitap eden bir yönü şap uygulamaları. Karat iç mekan şap uygulamaları için de son derece kullanışlı. Bu yönüyle mimara hitap etse de daha çok ustaya, kalfaya yönelik olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Lansman sonrası hedef kitlenizde beklentilerinizi karşılayacak bir hareketlilik oldu mu?
2005 yılında hedefimizi yakaladık, 2006 yılındaysa hedefimizin kabaca iki katına ulaştık. 2007 göstergeleri de benzer bir gelişmeye gittiğimizi söylüyor. Ancak sektörümüzde mesleki eğitimi yeterli olmayan kesim yeniliklere karşı direnç gösteriyor. Bu noktada da üretici olarak bize bıkmadan usanmadan bunun ne olduğunu ve ne gibi avantajlar sunduğunu anlatacak toplantılar düzenlemek düşüyor.

Karat'ı diğer sıvalardan ayıran yön nedir?
Bildiğiniz klasik sıva uygulamalarında klasik çimentoya ilaveten kireç kullanılıyor ve vazgeçilmez bir bileşen olarak kum ve su, sıvanın içerisinde bulunmak durumunda. Bu üründe kirecin sağlamış olduğu üstünlükler, kolay karılabilme, yüzeye tutunma ve dökülme kayıplarında azalmalar.