İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu,
Smyrna Apollonu ve Smyrna Jüpiteri
heykellerinin kente iadesi istemlerine, Paris’teki Louvre
Müzesi yetkililerinin olumsuz yanıt verdiğini bildirdi. Louvre Müzesi
Yöneticisi Henri Loyrette’nin, “Eserlerin 1680’de Türk
piyasasından tamamen yasal yollardan edinildiğini ve ‘Kültürel Değerler Hakkında
UNESCO Sözleşmesi’nin iadeyi öngörmediğini” gerekçe gösterdiğini belirten
Kocaoğlu, iade için mücadeleyi sürdüreceğini vurguladı.
Loyrette’den
gelen yanıtın kendileri için sürpriz olmadığını belirten Kocaoğlu, müzeye ikinci
bir mektup yazdığını bildirdi. Kocaoğlu “kültürel ve tarihsel mirasımıza sahip
çıkma kararlılığını göstereceklerini” belirttiği bu mektubunda şöyle dedi:
“İzninizle, 1680’de Türk piyasasının ne olduğu ve bunun hukuki bir
edinim için ne kadar öne sürülebileceği konularını şimdilik bir yana
bırakıyorum. UNESCO Sözleşmesi de tüm diğer sözleşmeler gibi emsaller ve
teamüllerle değiştirilip geliştirilebilir nitelikte bir uluslararası belgedir.
Ayrıca isimleri bile kentimizle anılan eserlerin, müzenizin de desteği ve
işbirliğiyle düzenlenerek açılacak bir müzede, ait oldukları topraklarda,
beraber var oldukları eserlerle yan yana sergilenmesinin anlamlı olacağına
dikkatinizi çekmek istiyorum. Dünyadaki yankılarına bakılırsa, ilk mektubumuzun
hedefine ulaştığı anlaşılıyor.”
Özgen
Acar'ın yorumu
Gazetemiz yazarı Özgen Acar, Kocaoğlu’nun
açıklamasını şöyle yorumladı: “Osmanlı döneminde Fransa’ya giden bazı eserler
Türkiye’deki Fransız Kültür Heyeti ile İzmir Ticaret Odasının işbirliği ile
birkaç yıl önce İzmir’de sergilenmişti. ‘İzmir- Bir Kentin Portresinin Fransız
Kolleksiyonlarından Anlatımı’ adlı sergide Louvre Müzesi’nden bazı parçalar da
yer almıştı. Başyapıt olmayan bu eserler daha sonra Paris’e geri gitmişti.
İster Türkiye’nin imzaladığı 1970 UNESCO sözleşmesi, ister 1994’ten beri
imzalamadığı UNIDROIT anlaşması o yüzyılların olaylarını kapsamıyor. İzmir
Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, ikinci yanıtında ‘1680 piyasası kavramını’ bir
yana bırakarak UNESCO sözleşmesinin değişmesi gerektiğini söylüyor ve bunun uzun
bir yol olduğunu da vurguluyor. Ancak UNESCO anlaşmasını daha somutlaştırması
için hazırlanan UNIDROIT sözleşmesi de buna olanak sağlamıyor.
Bununla
birlikte, 19. yy’da Hollanda Başkonsolosu’nun kaçırdığı ya da o günkü yasal
koşullarda serbestçe Lyden Müzesi’ne gönderdiği tekne Manş denizinde batmıştı.
Bu eserleri daha sonra İngiliz amatör balık adamlar bulmuşlardı. Bu olayı
Cumhuriyet gazetesi Türk kamuoyuna duyurmuş, Türk hükumeti, amatör İngiliz
dalgıçlarının masraflarına karşılığında 25 bin sterlin ödedikten sonra bu
buluntular Türkiye’ye geri getirilmişti. Böylece ilk kez Osmanlı döneminde
dönemin yasal koşullarına uygun olarak serbestçe giden ya da kaçırılan bu
eserler geri getirilmişti.”