Danıştay 8. Dairesi’nin, orman alanlarında madencilik
yapılmasına olanak tanıyan yönetmelik değişikliğinin yürütmesini durdurmasının
ardından, bu tür işletmelerin yasa dışı konuma geldiği savunuluyor. Çevre
avukatları; bilim insanlarının, Danıştay kararıyla yasadışı konuma düşen
madenlerde inceleme yapmasını ve gerekirse bu işletmelerin kapatılması
gerektiğini vurguluyor.
Bergamalı köylülerin avukatı Senih Özay, Danıştay 8.
Dairesi’nin son kararının, hükümetin yargı kararlarının arkasına dolanmasının
önüne geçecek nitelikte olduğunu söyledi. Özay, siyanürlü yöntemle işletilen
madenlere karşı ilk hukuki kazanımı 1997 yılında elde ettiklerini belirterek, “O
tarihten bu yana Danıştay’ın siyanürlü yöntemle işletilen madenler hakkında
verdiği tüm kararlar, aynı hukuki kavram içerisinde değerlendiriliyor. Danıştay
8. Dairesi’nin son kararı, 12 yıl önce verilen kararın tescilidir” dedi.
Yüksek yargı
Danıştay'ın, verdiği kararların ardından, hükümetin, doğayı tahrip edecek
nitelikteki maden işletmelerine yeni izinler vermesinin yüksek mahkeme
tarafından kabul edilemez bulunduğunu söyleyen Özay, “Dosya şimdi Danıştay İdari
Davalar Genel Kurulu’nun önüne gelecek. Orası da bizim lehimizde karar verirse,
‘Türkiye’nin en yüksek mahkemesinin içtihatına dönüştü. Danıştay’daki genel
kurul da, hukukun arkasına dolanıldığını tespit etti’ diyeceğiz” yorumunu
yaptı.
Danıştay 8. Dairesi’nin kararı sonrası bilim insanlarının Bergama başta olmak
üzere doğanın tahrip edildiği maden alanlarında incelemelere başlaması
gerektiğini de söyleyen Özay, “Mademki yönetmelikler iptal edildi, yasal
dayanaklar ortada kalmadı, o halde, bu izinlerle çalışan tüm madenlerin kapısına
kilit vurulmalıdır. Bu alanlarda acil olarak rehabilitasyon yapılmalıdır.
Toprak, sular, hava kalitesi mercek altına alınmalı, iyileştirme çalışmalarına
gidilmelidir” diye konuştu.
Avukat Arif Ali Cangı da, Bergama Ovacık Altın Madeni’yle
başlayan süreç sonunda Maden Yasası’nda değişikliğe gidildiğine dikkat çekerek,
“Bu değişiklik maden lobisinin isteği doğrultusunda yapıldı. Ancak gelinen
noktada yargı bizim dile getirdiklerimizi söylemeye başladı. Yargı kararlarını
bertaraf etmenin mümkün olmadığı yargıçlar tarafından sık biçimde karara
dökülüyor” dedi.
‘Kaygılarımız var’
Maden lobisinin yeni yasal düzenlemeler çıkartma peşinde olduğuna dikkat
çeken Cangı, “Bu aşamada kaygılarımız var. Hazırlanan yeni yasa taslağında
eskiyi aratacak düzenlemeler var. Gayrı sıhhi müessese izin yetkisi yerel
yönetimlerden alınarak, Ankara’ya, merkeze taşınmak isteniyor. ‘Gayri sıhli
müessese izinlerini, Maden İşleri Genel Müdürlüğü versin’ deniliyor. Yereldeki
direnci, kıramadıkları için bu yola başvurmak istiyorlar” diye
konuştu.