Bir süredir tatil yörelerini dolaşıyoruz. Bu yıl da her yıl gibi gayrimenkul piyasalarındaki gelişmeleri izlemeye çalışıyoruz. Bizim bu alışkanlığımız vergiciliğimizden. Bizim merakımız bu yıl biraz da Harçlar Yasası'nda yapılan değişiklikten kaynaklanıyor. Bilindiği üzere "Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki" 5766 sayılı yasanın 11'inci maddesi ile Harçlar Yasası'nın 63'üncü maddesinde yapılan değişiklik gereği olarak "Gayrimenkul devir ve iktisaplarında tapu ve kadastro harcı, emlak vergisi değerinden az olmamak üzere, beyan edilen devir ve iktisap bedeli üzerinden" hesaplanacaktır.
Önce emlak komisyoncularının camlarında yer alan ilanlara bakıyoruz.
Marmaris, Fethiye, Bodrum ve
civarında şöyle oturulabilecek bir yer için istenen en düşük fiyat 100 bin
eurodan başlıyor. Biraz daha iyileri ve oturulabilir olanları 250 bin - 350 bin
euro arasında. Biraz lüks isterseniz bu rakam milyon eurolara
ulaşıyor.
Merakla bir emlakçı ile sohbete dalıyoruz.
"Şimdi 175 bin euro satış bedeli olan bir yeri satın almaya kalksak bir de bunun
tapu harcı karşımıza çıkacak" diyoruz. Emlakçı gayet rahat bir biçimde "ağabey
ne var bunda tapuda biz burayı 40-50 bin lira gösteriyoruz." Şaşırmış gibi
yapıyoruz. "Yahu olur mu böyle şey. Burada söz konusu işlemleri yapanlar buranın
gerçek alım satım bedellerini bilmiyor mu" diye soruyoruz. Emlakçının yanıtı ise
çok net "Ağabey onlar önce vergi değerine bakıyorlar. Eğer alım-satım sırasında
takrirde belirtilen değer emlak vergisi değerini biraz geçerse burada ses
çıkmaz."
Ben yine olayın üstüne gitmeye çalışıyorum.
"Burası doğruda da biz bu parayı banka hesabı ile satıcıya ödeyeceğiz. O vakit
bütün olay çıplaklığıyla ortaya çıkar" diye yine emlakçının açığını yakalamaya
çalışıyorum. Emlakçı arkadaşımız alayın perde arkasını bildiği için hemen yanıt
veriyor. "Burada banka hesapları çalışmaz. Alım-satım bedeli çantadan yapılır.
Siz satışı ile anlaşırsanız parayı tapuda önce bana verirsiniz. Ben de imzadan
sonra satıcıya veririm. Burada satıcının hesabına banka havalesi olmaz."
Biz yine itiraz ediyoruz. Diyoruz ki "Türkiye'de bir yasa var. Belli bir
miktarın üzerinde yapılan ödemelerin mutlak suretle bankadan geçirilmesi
gerekmektedir. Sonra cezalı işlem yapılır." "Ağabey sen bu işlere kafanı takma,
yok böyle bir şey" diye yanıtını hemen alıyoruz. Ülkemizde hamen gayrimenkul
alım-satım değerlerini kayıtlarımıza yansıtamıyoruz. Bu alanda kazanılan
paraların hesabını yapamıyoruz.
Sahibi bulunduğu
gayrimenkulu beş yıl içerisinde (01.01.2007 tarihinden önce edinilenlerde dört
yıl) satanların söz konusu satıştan dolayı elde etmiş bulunduğu, beyan etmesi
gereken bir kazanç olursa beyanname verme zorunluluğu bulunmasına karşılık satış
işlemlerinde fiyat oluşumları izlenemediği için bu konuda yapılan beyanları ve
sonuçlarını da bilemiyoruz.
Ülkemizde gayrimenkul
satışlarından servet edilenler, para kazananlar, bu bağlamda yapılan bazı
oyunlarla inanılmaz zenginleşenler olmasına rağmen bu durumun disiplin altına
alınması için hiç bir önemli çalışmaya rastlamıyoruz. Vergi idaresinin aklı
fikri fiş ve fatura denetiminde. Oysa ülkemizde gayrimenkul sektöründe oluşan
rantlar ve elde edilen kazançlar o kadar büyük ve tespiti de o kadar kolay ki.
Ülkemizde neden gayrimenkul ticareti ve gayrimenkul işlemlerine yönelik
kazançlar belli bir denetim ve disiplin altına alınmıyor? Böyle bir durumda
devletin vergi gelirlerinin artması ve bu bağlamda da gayrimenkul işlemlerinde
oluşan haksız kazançların önlenmesi söz konusu olabilir.
Yine bu yıl güzide bir tatil yöresinde bize güzel görünen bir bağımsız
birimin satıcısı ile konuşuyoruz. "Burası dubleks, çok güzel, tüm malzeme ithal
ve çok kaliteli. Bir ufak kusuru var henüz burası tapuda tarla olarak
gözüküyor." Anlayamıyoruz. "Dubleksin elektriği, suyu var, fakat her nedense
tapuda cins tashihi yapılmamış, onun için satışı da tapudaki kaydına göre
yapılacak" deniliyor. "Bedeli şimdi alırsanız 275.000
euro."
Biz yine anlamamışlıktan geliyoruz. "Ya sonra
başımıza iş açılırsa" diyoruz. Satıcının yanıtı kesin. "Ne işi ağabey. Burada
hep böyle. Kim senin yerine dokunacakmış." Biz belki farklı bir dünyada
yaşıyoruz. Ancak tatil yörelerinde her yıl olduğu gibi en düşüğü binlerle ifade
edilen bazen de milyonlara ulaşan eurolarla yapılan gayrimenkul alım-satımları
sürüyor. Bunların devlet kaydında öncelikle değerini belirlemek mümkün
değil.
Burada banka hesabı
işlemez çanta hesabı çalışır
Emlakçı ile Veysi Seviğ arasında geçen diyalogdan;
Veysi Seviğ: Evin satış bedelini banka hesabı ile satıcıya
ödeyeceğiz. O zaman tapu kaydının yanlışlığı ortaya çıkar.
Emlakçı: Burada banka hesapları çalışmaz. Alım-satım bedeli çantadan yapılır. Siz satıcı ile anlaşırsanız parayı tapuda önce bana verirsiniz. Ben de imzadan sonra satıcıya veririm. Burada satıcının hesabına banka havalesi olmaz.