Meclis’e Zehir Gibi Deprem Raporu



İnşaat Mühendisleri Odası (İMO), Meclis Deprem Araştırma Komisyonu’na sunduğu raporda, çarpıcı inceleme sonuçlarıyla kendi meslek mensuplarını yerden yere vurdu. Denetim şirketlerindeki mühendislerce onaylanan projelerin yarıdan fazlasının depreme dayanıklılık şartlarını taşımadığı tespit edildi. İMO yönetimi, “diplomalı imzacılar” olarak nitelediği meslek mensuplarını “ahlaki hizmet üretmemekle” suçladı.

Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı İMO İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, Meclis komisyonuna bir sunum yaparak rapor verdi. Sunumda, şehirleşme nedeniyle son 25 yılda üretilen bina sayısının 1985 öncesinden fazla olduğu vurgulandı. Raporda şu tespitler yapıldı:

İncelenen sadece yüzde 9

Denetim kuruluşlarından 2008’de onay alan bin 31 proje (toplam proje sayısının yüzde 9’u) İstanbul Şubesi’nce yeniden incelendi.

Yüzde 62’sinde mimari-statik proje uyumsuzluğu, yüzde 9’unda yük analizlerinin eksikliği, yüzde 24’ünde hesap çıktıları eksik verilmesi görüldü.

Yüzde 33’ünde yük seçimi, yüzde 38’inde taşıyıcı sistem modeli ve hesap analizi uyumsuzluğu var.

Yüzde 17’sinde yatay analiz, yüzde 16’sında düzensizlik kontrollerinden kaynaklanan hatalar bulundu.

Kolon ve kirişler konusunda yüzde 22’sinde boyut şartı, yüzde 21’inde minimum donatı şartı uygun değil.

Yüzde 34’ünde temel hesabı yetersiz. Çoğunda döşeme ve kiriş yükleri mimari proje ile uyumlu değil ve toprak yükü etkileri dikkate alınmamış. Temel hesaplarında alınan parametreler zemin etüdü ile uyumlu değil. Analiz programlarındaki taşıyıcı sistem matematik modeli yanlış.

2002 baz alınarak 200 binanın projesi incelendi, yüzde 90’ının yönetmeliklere ve mühendislik kurallarına uygun üretilmediği tespit edildi. Yapı denetim kuruluşları, yüzde 70 kırımla iş alıyor. Haksız rekabet, etkili denetimi önlüyor. İşini doğru yapan şirket rekabet edemiyor.

Diplomalı imzacılar

Sorun, inşaatların nitelik, zorluk ve büyüklüğüne bakılmaksızın mühendislik ve mimarlık diploması alan herkesin sınırsız imza yetkisine sahip olmasıdır. Bu mühendisler her türlü yapıyla ilgili tüm yetkileri kullanabilmektedir. Dünyanın hangi üniversitesinden mezun olursa olsun, hiç kimsenin sadece okul eğitimi ve aldığı diploma ile her şeyi yapabilir noktada olması beklenemez. Yapı kalitesinin sürekli olarak tartışılır olması, mühendislik mesleğinin güvenilirliğini azaltmaktadır. Diploma, mühendis olmanın ilk halkası kabul edilmeli, ‘yetkin mühendis’ uygulamasına geçilmelidir. 1938 yılından kalan “imzacılık” anlayışı, deprem kayıplarının ana halkalarından birisidir. Meslek insanlarında etik kurallara bağlı olmak, ahlaki ölçülerde gelişkin bir anlayışa sahip olmak da gereklidir.”

Hastanelerin yüzde 86’sı çökebilir

İMO’nun Meclis’teki sunumuna göre, İstanbul’da 26 devlet hastanesindeki 323 binadan 279’unun güçlendirilmesi gerekiyor. Bu sayı hastane binalarının yüzde 86’sını oluşturuyor. İzmir’de de, incelenen devlet, SSK, belediye, üniversite ve ordu hastanelerine ait 321 binanın yüzde 70’inin güçlendirilmesi şart. İstanbul ve çevresindeki yapıların önemli kısmında kullanılan malzemelerin standartlara uygun olmadığı da belirlendi.