Normalde donuk sokak lambalarının aydınlattığı şehir merkezinde kırmızı ve
mavi ışıklardan oluşan bir ağ göze çarpıyor. Kırmızı ve mavi ışık veren LED
tüplerinden oluşan bir sanat eseri eski Dışişleri
Bakanlığı binasını kaplıyor. Bu elektronik görsel şölen, yirmi katlı
binanın şimdiki sahibi olan Meksika Ulusal Üniversitesi'nin
yüzüncü kuruluş yıldönümünü kutlamak için yapıldı. Böylesi etkileyici bir görsel
varlığın sadece yedi ay içinde, bir tortillayı andıran renk ve şekillerden
oluşan şehir manzarası içinde sivrilmesi şaşırtıcı değil. Fakat ışıklara daha da
yaklaşıldığında bu oyunbaz gösteriye dair önemli bir şey fark ediliyor: Bu proje
Tlatelolco'nun tam ortasında yer alıyor, yani
İspanyolların ülkede yarattığı tahribatın ve
Meksika'daki diktatörlüğün simgesi olan meydanda.
1530'larda İspanyollar, Aztek tapınaklarını yıkıp bugün de
tepeleri budanmış olan piramitlerin görüldüğü bölgede bir kilise ve manastır
inşa etti. 2 Ekim 1968'de aynı yerde barışçıl bir öğrenci gösterisi, hükümete
bağlı keskin nişancıların açtığı ateş sonucu kana büründü. 44 kişinin öldüğü bu
olaydan kısa süre sonra da şehir yaz olimpiyatlarına ev sahipliği yaptı. Meydanı
şimdiye kadar bu iki yıkıcı gelişme simgeliyordu. Üniversitenin Kültür Merkezi
Müdürü Sergio R. Arroyo, üç yıl önce üniversite yönetimiyle 48
yaşındaki Amerikalı sanatçı Thomas Glassford'un meydana yeni
bir anlam kazandırmak için düşünmeye başladığını söylüyor. Amaç, meydana bir
"hayat" kazandırmaktı. Glassford, "Amacımız bu meydana yeni bir anlam
yüklemekti. Meydan uzun zaman boyunca başka kültürlerin ezildiği yer olarak
anıldı. Ancak bu eser, meydanı değiştirmeden geçmişin üzerini örtüyor" diyor.
Xipe Totec adlı eser, burada yaşanan şiddeti ve alanın
yeniden doğuşunu temsil eden bir Aztek tanrısına göndermede bulunuyor. Xipe
Totec "derisi yüzülmüşlerin tanrısı" olarak biliniyor çünkü hikâyeye göre, tıpkı
mısırın filiz vermeden önce kabuğunu dökmesi gibi o da insanlığa yiyecek
sağlayabilmek için kendi derisini yüzmüş. 1990'dan beri Mexico City'de yaşayan
Glassford, bir örtü veya deri yaratmayı uzun zaman önce düşündüğünü ve Xipe
Totec'in hem geçmişle hem de can veren ölüm fikriyle bir bağlantı kurduğunu
söylüyor. Fakat eser için nasıl bir model kullanılacağını bulmak daha uzun
sürmüş. Sonunda karmaşık bir tarihi olan ve "yarı kristaller"
olarak tanınan bir geometrik yapıda karar kılmış. Britanyalı fizikçi
Roger Penrose eserin modelini ilk defa 1974'te tanımladı veya
tanımladığını sandı. Araştırmacılar daha sonra yeni görünen bu modelin aslında
oldukça eski olduğunu keşfetti. Yarı kristaller1453'te İran'da yapılmış
bir türbede de bulunuyordu. Glassford, "Bu şehirde de benzer bir durum
var. İspanyollar kendilerini Azteklerden ve diğer yerli kabilelerden ileride
görüyorlardı. Yok etmeye çalıştıkları toplumun ne kadar gelişmiş olduğunu çok
sonra fark ettiler" diyor.
Birbirine eklenmiş şekillerin oluşturduğu ışıklı eserin baş döndürücü bir
etkisi var. 1963'te inşa edilen üniversite binasının üzerindeki eser için altı
kilometre uzunluğunda LED tüpleri kullanıldı. 63 yaşındaki kapıcı Jorge
Perez, "Bu eser çok orijinal ve güzel" diyor. Perez, Meksika'nın
demokrasi mücadelesinde bir dönüm noktası olan ve ülkeyi uzun süren bir
toplumsal huzursuzluğa iten 1968 olaylarının kötü hatıralarından uzaklaşma
vaktinin geldiğine dair genel kanıyı da dile getiriyor. Kırmızı ve mavi
ışıkların, bu meydanın geçmişiyle hoş bir tezat oluşturduğunu söylüyor Perez.
Meksika'nın tanınmış mimarlarından Felipe Leal, "Bu eser,
şehrin düşünme tarzında yaşanan değişimin bir parçası. Aleve veya ebedi bir
lambaya benziyor. Bize mutluluk getirebilir" diye konuşuyor.