Metrobüslü Hayatımızın İlk 3 Günü



Metrobüs meselesi, şoförüm Hamit nedeniyle 1 yıldır gündemimizdeydi.  Avcılar-Topkapı hattının geçen yıl bu sıralar devreye girdiğinden beri Hamit, metrobüsün 2. etabı Topkapı-Zincirlikuyu hattını yakın takibine aldı ve beni de sık sık bilgilendirmeyi ihmal etmedi. Bu hat bittiğinde, trafikteki tıkanıklıktan dolayı işe gecikme stresi ortadan kalkacaktı...

Bu mutlu bekleyiş, bütün yaz boyu metrobüs güzergâhında bitmek-tükenmek bilmeyen inşaat faaliyetleri nedeniyle -en azından benim için- küçük bir kâbusa dönüşme istidadı gösterdi. Evden gazeteye gidip gelirken, inşaat faaliyetlerinin hangi saatte nerede yoğunlaşacağını kestiremediğimizden dolayı sık sık yollarda kaldık; yürümeyen trafikte bekledik. Ve sonuçta çıkar yolu, E-5’i terk ederek, yaz boyunca TEM’den işe-gidip-gelmekte bulduk.

Pazartesi sürprizi

Pazartesi sabahı, okullar da açılacağı için “Yine bizi esaslı bir trafik işkencesi bekliyor” diyerek evden hazırlıklı çıktım; yanıma okunacak epey malzeme aldım. Hamit, muzaffer bir edayla “Artık E-5’ten gidebiliriz” dediğinde ilk anda tereddüt ettiysem de peki dedim. Gerçekten de yollar neredeyse bomboştu; trafik tıkanıklığından eser yoktu.
Hamit, iftiharla bana peş peşe önümüzden geçen metrobüsleri gösteriyor; “Bir metrobüs hattı, trafiği bu kadar mı rahatlatır” diye keyifleniyordu. Yanımızdan gıcır gıcır körüklü metrobüsler öylesine peş peşe geçiyordu ki, ben saymaya yetişemiyordum. Sanki hepsi de boş gibiydiler. Herhalde insanlar ilk gün henüz alışamamıştı.
Levent’ten Bağcılar’a güle-oynaya, mutlu-mesut jet gibi gittik. Akşamüstü dönüşte de cesaretle E-5’i seçtik; yine yanımızdan vızır vızır geçen boş metrobüsleri keyifle seyrettik. Ancak Çağlayan’dan sonra Boğaziçi Köprüsü’ne akan trafiğin yoğunluğu bizi hafiften terletti.

İkinci gün sabah işe giderken, yine yollar mükemmeldi. E-5’ten gazeteye doğru yol alırken, metrobüs sayesinde sadece metrobüs yolcularının değil, biz otomobildekilerin de hem zamandan hem de yakıttan tasarruf edeceğine, trafik stresinden kısmen kurtulacağına kanaat getirdik.

Yağmur yağdı, böyle oldu!

Dün sabah ise hafif çiseleyen yağmurla birlikte, güzel İstanbulumuz’un trafik işkencesine yeniden döndük. Okulların açıldığı ilk gün gazeteye 15 dakikada gelmiştim, dün tam 1 saatte gelebildim. TEM’den gelenler de benzeri bir trafik çilesinden geçmişlerdi.

Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, metrobüsün marttaki yerel seçimlerden önce Asya yakasına geçeceğini açıkladı. Demek ki önümüzdeki aylarda-yağmurda-karda zaten trafik tıkanırken, bir de Zincirlikuyu-Boğaziçi Köprüsü-Söğütlüçeşme hattının inşaat faaliyetleriyle boğuşacağız.

Avcılar-Zincirlikuyu arasını 2.5 saatten 38 dakikaya indiren metrobüs, evi, işyeri ya da okulu bu hat üzerinde olanlar için hiç kuşkusuz müthiş bir konfor. Trafiğin sıkışık olduğu sabah ve akşam saatlerinde otobüsün içinde ayakta 1-1,5 saat geçirmek yerine klimalı otobüslerde, bomboş bir yolda işe/okula gidip-gelmek, o güzergâhtan her gün yararlanacak 400 bin İstanbullu için hem zamandan, hem geç kalma stresinden, hem de yorgunluktan tasarruf.
Bizler mi? İlk 2 günkü umutlanmanın ardından bizler için galiba eski tas, eski hamam!