Gazete Habertürk'ten Can Mete'nin haberine göre tarihi caminin 16 odalı medresesi 1994 yılından bu yana tıp merkezi olarak kullanılıyor. Merkezde göz ve göğüs hastalıklarından nörolojiye, dermatolojiden psikiyatriye kadar birçok alanda hizmet veriliyor.
Merkezin hasta kabul ve kayıt alanı olarak kullanılan, asırlara meydan okuyan avlusunu görenler ise hayrete düşüyor. Zira tarihi binanın tavanı tamamen aynayla kaplı. Tüm tavanın ayna olması, tarihi medresede neresi taban neresi tavan karmaşası yaşatıyor.
Diş sorunu için tıp merkezine gelen bir hasta, karşılaştığı manzaradan duyduğu rahatsızlığı şöyle dile getirdi: ‘Mimar Sinan’ın eseri için kafamda yarattığım imaj, içeri girmemle yerle bir oldu. Her yere ayna döşenmiş. Mimar Sinan’ın eserinde miyim yoksa lunaparklardaki aynalı odada mıyım anlamadım. Aşağıya bakınca tarihi bir avludasınız, kafanızı kaldırdığınız anda 21. yüzyıla ışınlanıyorsunuz.”
Tarihi eserlere tarihe yaraşır şekilde yaklaşılması gerektiğini belirten başka bir hasta ise tepkisini “Mihrimah Sultan Camii Üsküdar’ın simgelerinden biri. Tarihimizin en önemli padişahlarından birinin kızı adına yapılmış bir eser. Kaş yapayım derken göz çıkarmışlar.
Medrese ne amaçla hizmet verirse versin, yeter ki aslına uygun bir mimaride kalsın” sözleriyle anlattı.
Yetkililer tavanın niye aynayla kaplandığı sorusuna herhangi bir yanıt vermedi.
1548’de açılan eserde 5 kubbe, 2 minare ve 16 odalı medrese, Rüstem Paşa’nın oğlu Osman Ağa’ya ve Kaptan-ı Derya Sinan Paşa’ya ait 2 türbe ve Sıbyan Mektebi bulunmaktadır.