Mimarlık ve tasarım yayın platformu mimarizm.com, okuyucularına Mart ayında da dopdolu bir gündem sunuyor. Aylık bir periyotla güncellenen ‘mimarlık: aktüel’ ve ‘mimarlık: +’ bölümleri, bütün bir aya yayılacak bir okuma deneyimi vaadediyor.
Kentin Tozu: Din, Mekan ve Kent
Din, kültür, kent, insan, mekan ve mimarlık... Birbirinden izole ederek kavranamayacak bu kavramların en ciddi çatışma noktalarından biri, belki de din, kent ve mimarlık. Düşülen asıl hata ise, mimarlıktan bağımsız düşünülebildiği zannedilen kent ve dinsel mekan gibi gözüküyor. Mimarlık ibadet yapılarının kapısında yaşadığı tıkanıklığı, belki de kente katılan, kentle birlikte tahayyül edilen bir dinsel mimarlıkla aşmalı. Peki, ama nasıl? On yıllardır yazılıp çizilmesinin çok şey değiştirmediğini görerek sorduğumuz bu ‘nasıl’ın cevaplarını bulmaya çalışıyoruz.
Mimarizm, yetkin isimlerden aldığı farklı ve güncel görüşler, yurtdışı ve yurtiçinden cami ve kilise örnekleriyle bu sanılandan daha önemli başlığı tartışmaya açıyor.
Çat Kapı: Erginoğlu & Çalışlar
Erginoğlu & Çalışlar, 1993 yılında kurulmuş ‘genç’ ve ‘yaşam dolu’ bir büro. Kurucu ortakları Kerem Erginoğlu ve Hasan Çalışlar’ın ‘cahil cesareti’ olarak tanımladıkları bu girişim, bugün Türkiye’de ve başka ülkelerde geliştirdikleri projelerle Türkiye mimarlığının ‘gülümseyen’ yüzlerinden birini oluşturuyor.
İlk Yapı: Üsküdar’daki Büyük Hamam Restorasyonu
Yapı-Endüstri Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı ve Has Mimarlık’ın kurucusu Y. Müh. (Mimar) Doğan Hasol’un ilk işi, daha üniversitenin son sınıfındayken projelendirdiği, mezun olduktan sonra da uygulamasını yapma olanağı bulduğu Üsküdar’daki Büyük Hamam restorasyonu ve eki. Yapım tarihi itibariyle Mimar Sinan’a atfedilen ve Adnan Menderes’in imar etkinlikleri sırasında soyunmalık bölümleri yıkılan hamamın kalan bölümleri, mal sahibinin isteği üzerine bir kapalıçarşıya dönüştürülmek üzere tasarlanmış.
Karanlık Oda: Sizlerden Gelenler
Karanlık Oda, her geçen ay, sizlerden de gelen fotoğraflarla ‘mekan’ ve ‘insan’a dair bir seçki olma yolunda hızla ilerliyor. Mart ayında Cemal Emden fotoğraflarıyla ‘karanlık oda’da olacak. Ayrıca yeni okuyucu galerileri de ‘oda’nın sınırlarını genişletiyor.
İş Dışı: Post-it Şehir
Kenti sorgulayan sanatçıların sayısının, hiç de azımsanmayacak kadar çok olduğu bir dönemde hayat bulan araştırma projesi; “Occasional Cities: Post-it and Other Forms of Temporality / Tesadüfi Şehirler ; Post-it şehir ve Geçiciliğin Diğer Formları” da buradan hareketle, kent üzerine kafa yoran farklı disiplinlerden kişileri biraraya getiriyor.
“Göçen Şehir” ile hem büyük kentleri şekillendiren göç olgusuna hem de göçen binalara vurgu yapan sanatçı Deniz Gül, İstanbul’da neyin post-it olup olmadığını sorguluyor. mimarizm.com, Gül ile “post-it şehirler”, “post-it durumlar” ve “göçen şehir” için araştırma yaptığı Zeytinburnu’nu konuştu.
Mimarın Göbeği: It’s a Joke
Aslen kasapların kapı boşluklarını ayırmak için kullandıkları, kalın şeffaf plastik bantlardan oluşan bir perdeyi kapısına asan, içeride duran kasa kasa meyve ve sebzeyle ilk başta bir manav izlenimi de verebilecek bu mekan, bir restaurant ve lounge. Adı da It’s a Joke. Gerçekten de burasının Amerikan tarzında bir süpermarket olduğunu sanabilecek onlarca insan için, şaka niteliğinde bir mekan It’s a Joke. Fakat menüsünden dekorasyonuna, gösterilen emeğin ve titizlenmenin meyvelerini de alan bir mekan. Çünkü bu kadar sürprizli bir restaurant tasarlamak, müşterinin keşfettiği her detayla şaşkınlığa düşmesini garantilemek, gerçekten de kolay olmasa gerek. It’s a Joke bu anlamda, yani tasarımsal yaklaşımıyla incelenmeyi hak ediyor.
Dış Ses: Tüketmek... Belki de Tükenmek
Kelimeler neler anlatıyor…Tüketmek “kullanarak harcamak”, tükenmek ise “bitmek” olarak sözlüklerde karşılığını buluyor. Bir harfin yer değiştirmesi ile ortaya çıkan, “harcayan” olmaktan “biten” olmaya doğru giden bir hikaye beliriyor sahnede. Hikayenin tam merkezinde ise hacimsel büyüklüğü ile bize göz kırpan (kırpmasa da zaten bir şekilde fark ettiğimiz, fark etmekten de kaçamadığımız) alışveriş merkezleri!