Mimarlar Odası İller Bankası Raporu: Banka Tasfiye Edilmeye Çalışılıyor



TMMOB Mimarlar Odası Kentleşme, Mimarlık ve Planlama Komitesi, İller Bankası hakkında bir rapor hazırlayarak dünyada da ilk ve tek örnek olarak nitelendirdiği Bankanın, Dünya Bankası ve Avrupa Konseyi direktifleriyle tasfiye edilmeye çalışıldığını savundu. Rapor, Dünya Bankası ile Birleşmiş Milletler'in kamu yetkilerinin yerel ve bölgesel yönetimlere terk edilmesi diye formüle ettikleri Yerellik İlkesi'nin Avrupa Konseyi tarafından AB (Avrupa Birliği) üyesi ülkeleri içinde benimsendiği hatırlatıyor ve bu ilkenin AB üyesi olmayan ülkelerde de uygulanmasının önerildiğini, Türkiye’den de bu doğrultuda kararlar almasının istendiğini belirtiliyor:

"Ülkemizin kalkınmasında büyük katkıları bulunan İller Bankası’nın tasfiyesine, ülkemizin gerçeklerini değerlendirmeden, İller Bankası’nın gerçek misyonunu ve üstlendiği görevleri algılamadan, konuya uluslararası çevrelerin öne sürdüğü yerelleşme ilkesi başlığı çerçevesinde bakarak yaklaşılmaması gerektiğini özellikle vurgulamak istiyoruz".

Rapor'un tamamı şöyle:

"Aslında İller Bankası'nın tasfiyesi ile ilgili süreç, 1980'li yılların ikinci yarısında başlatılmıştır. Bu süreç 3030 sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 27.6.1984 günü; 3194 sayılı İmar Kanunu’nun da 10.11.1985 günü yürürlüğe girmesiyle hız kazanmıştır.

İmar Kanunu, belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde tüm alt ve üst yapı yatırımlarına yön verecek ve bunlar için altlık oluşturacak imar planlarını yapma yetkisi ile buralarda inşa edilecek bütün yapılaşmaların denetleme yetkisini belediyelere; belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde de valiliklere vererek “yerelleşme politikasını” başlatmıştır. 

Yerel yönetimler gerek finansman bakımından, gerekse yapım olarak, su, kanalizasyon gibi büyük alt yapı yatırımlarının altından kalkamayacağından, uzun vadede uluslararası kurum ve kuruluşlara, onların kredilerine muhtaç olacakları anlamına gelmektedir. Olması istenen de budur; Dünya Bankası, Türkiye'ye bir "Yerel Yönetimler Reformu Kredisi" açma hazırlıkları içindedir. Avrupa Birliği fonları bu alana dönük olarak kimi projeler için harekete geçirilmiş durumdadır.

Bütün bu senaryolarda, baş aktör olarak “kötü kurumu” oynayan ve yine bu senaryo gereği kapatılması planlanan İller Bankası’nın, kurumsal yapısına ve bu güne kadar yapmış olduğu işlere kısaca bir göz atmamız gerekiyor.

Kuruluşun Tarihçesi:

Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatlarıyla, 1580 sayılı Belediyeler Kanunu’nun 131. maddesi gereği belediyelere kentsel, sosyal ve teknik altyapı uygulamalarında parasal ve teknik kaynak sağlamak amacıyla, 11/06/1933’de 2301 sayılı Kanunla “Belediyeler Bankası” kurulmuştur. Yaklaşık iki yıl sonra, 1580 sayılı Belediye Kanunu’na bir ek yapılarak, kentsel planlama ve altyapı yatırımlarının gerçekleştirilmesini sağlamak üzere merkezi bir örgüt olarak “Belediyeler İmar Heyeti” oluşturulmuştur.

Daha sonra, 01.06.1945 gün ve 4759 sayılı kanunla, Belediyeler Bankası’nın, Mahalli İdareler İmar Bankası’na dönüştürülmesi için, Belediyeler Bankası ile Belediyeler İmar Heyeti’ni bir çatı altında toplayan, İl Özel İdareleri, Belediye ve Köy idarelerinin ve bu idarelerin kuracakları birliklerle adı geçen idarelere bağlı, tüzel kişiliği haiz olan veya olmayan ve katma bütçeli idare ve kurumların imar işleriyle ilgili konularla uğraşmak ve bütün işlemlerinde özel hukuk hükümleriyle bu kanuna bağlı olmak üzere “İller Bankası” adıyla tüzel kişiliği haiz bir banka kurulmuştur.

İller Bankası’nın vesayet denetimi, kurulduğu 1945 yılından 1958 yılına kadar İçişleri Bakanlığı’na, 1958 yılından itibaren de İmar ve İskân Bakanlığı'na bağlı yürütülmüştür.

Gerçek sahipleri yerel yönetimler olan İller Bankası, mevduat kabul etmediği ve kuruluş amacı nedeniyle, yerel yönetimlerin yatırımlarına finansman sağladığı için, bir “Yatırım ve Kalkınma Bankası” olup, bu yönüyle dünyada da ilk ve tek örnektir.

Kuruluş Amacı:

Yasada bankanın kuruluş amacı; “idare ve kurumların yapacakları mahalli kamu   hizmetleriyle ilgili tesisler, yapılar ve diğer işler vücuda getirmelerini kolaylaştırmak; şehir, kasaba ve köylerin kuruluş ve imarı yolundaki plan ve programların gerçekleştirilmesini desteklemek” ve “bunlara, kendi tüzüğünde yazılı esas ve şartlara göre kredi sağlamak” olarak tanımlanmıştır.

Kaldı ki, günümüz koşulları gereği bu hizmetlerin, harita, imar planı, park, çocuk bahçesi, meydan gibi peyzaj planı, jeolojik etüt, belediye binası, hal binası, soğuk hava deposu, terminal binası gibi her türlü üst yapı hizmetleri, içme suyu, kanalizasyon, arıtma, katı atık, deniz deşarjı vb. altyapı hizmetleri ile de kapsamı genişletilmiştir.



Uzmanlık Alanları:

Her şeye rağmen hâlâ İller Bankası Genel Müdürlüğü’nde, Banka’nın kuruluş amacındaki hizmetleri yerine getirecek, Kentsel Yapılar, Etüt Plan, Termal Enerji, İçme Suyu, Kanalizasyon, Kentsel Atıklar, Arıtma Çözümleri, İmar Planlama, Sayısal Haritalar, Bankacılık, Danışmanlık gibi, her biri bir başka uzmanlık konusuyla uğraşan, bünyelerinde deneyimli ve bilgili geniş kadrolara sahip, aktif idari birimler bulunmaktadır.

Çalışmaları:

Banka; yerel yönetimlere kentsel ihtiyaçlarının karşılanabilmesi amacıyla uluslararası standartlarda proje üretmek ve geliştirmek, kredi sağlamak, danışmanlık yapmak ve teknik destek vermek yoluyla sürdürülebilir bir şehirleşmeye katkıda bulunmak olan misyonunu 1980’li yıllara kadar başarıyla sürdürmüştür. Bu hizmetleri, ya emanet usulü ile kendi bünyesinde yapmış, ya da ihale yoluyla hizmet alımı şeklinde banka dışında yaptırtmıştır. Aynı yöntemle yeni kurulmuş belediyeler ile küçük yerleşmelere de, hibe olarak hizmet ve kaynak vererek destek olmuştur.

İller Bankası en başarılı çalışmalarını, amacı “ülke kaynaklarının verimli bir şekilde kullanılmasını ve kalkınmanın hızlandırılmasını sağlamak, ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı planlı bir şekilde yürütmek, uzun süreli kalkınma planları ile yıllık programlar hazırlamak ve bunların uygulanmasını takip etmek” olan Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) Eylül 1960 yılında kurulmasıyla başlayan ve 1980 yılına kadar devam eden bilimsel ve teknik açıdan arayışların en verimli olduğu Planlı Kalkınma Dönemi’nde yapmıştır.

Bütün bu çalışmalar, üzerinde bilimsel olarak tartışılan ve o günün en ileri teknolojilerinin kullanıldığı, demokratik ve akademik bir ortamda gerçekleştirilmiştir. Kendi uzmanlık konularında bir ekol yaratmış olan Banka, aynı zamanda işin hem teorisinin, hem de uygulamasının öğretildiği, nitelikli teknik elemanların yetiştirildiği bir okul da olmuştur. 

Ayrıca bu dönemde metropol özelliği gösteren birçok kentin tüm alt ve üst yapı yatırımlarına yön verecek ve bunlar için altlık oluşturacak imar planlarını elde etmek için, Mimarlar Odası ile birlikte yarışmalar düzenlemiştir. Bu yarışmalar çok önemliydi. Çünkü bu yolla elde edilen nitelikli planlar kentlerin planlaması konusunda bir kültür oluşturmuşlardır.

İller Bankası kurulduğu ilk yıllarda ise, Ülke’de henüz inşaat sektörü ve sanayi kesiminin yeterli güçte olmaması nedeniyle bizzat fiili üretim ve yatırım sürecine de girmiştir.

İller Bankası’nın Güçlü yönleri:

İller Bankası halen 1405 teknik personel ve toplam 4058 uzman kadrosuyla, 3216 belediye, 81 adet il özel idaresi, 15 adet su ve kanalizasyon idaresi olmak üzere toplam 3314 adet mahalli idareye hizmet vermektedir.

Köklü bir kurum kimliğinin olması,
Bankanın geniş bir bilgi ve deneyim ile arşive sahip olması,
Hizmetlerin yerine getirilmesinde örgütlenmenin Türkiye’nin coğrafi durumunun baz alınarak yapılmış olması,
Belediyelerin istihdam edemediği teknik personele sahip olması,
Genel bütçeden yerel yönetimlere ayrılan payların dağıtımı ve kontrolünün Banka aracılığıyla yapılması,
Bankada otomasyona geçilmesi ile karar destek sürecinin daha sağlıklı, hızlı ve güvenilir hale gelmesi,
Farklı meslek gruplarından bilgi ve becerisi yüksek teknik personelin istihdam edilmesi,
Hizmet sunumunda kullanılacak kuruma ait teknik standartların ve yayınların bulunması,
nedeniyle İller Bankası hâlâ güçlü bir kurum özelliğini korumaktadır.

Gelişen teknoloji, yerel yönetimlerin taleplerinin karşılanmasında hız kazanılmasını zorunlu kılmış, sahip olunan bilgilerin paylaşılması zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, belediyelerin mevcut durumlarının ve ileriye dönük hizmet ihtiyaçlarının belirlenmesi amacıyla 3225 belediyeye ait veriler İller Bankası Bölge Müdürlükleri denetiminde toplanmıştır. Elde edilen veriler, Banka’da var olan verilerle de desteklenerek, veri tabanına girilmiştir. Veri tabanı sorgulama, güncelleme ve analizlere imkân verecek şekilde tasarlanmıştır. Bütün bu birikimleriyle İller Bankası belediyeler için aynı zamanda bir veri bankası da olma durumdadır.



Bankanın İşlevsiz Hale Getirilme Çalışmaları:

1980’lerle birlikte Türkiye’de etkin olan siyasilerin politik tercihleri çerçevesinde liberalleşme adı altında devletin yeniden şekillendirilmesi hedeflenmiştir. Bunun sonucunda, 1960-80 döneminin tersine, belediyelerin denetimsiz bir şekilde öne geçme dönemi başlamış ve belediye gelirlerinin genel bütçe gelirlerine oranı arttırılmıştır. Yerelleştirilme politikası çalışmaları, 1984'ten itibaren İller Bankası içinde uygulanmaya başlatılmıştır. Bankayı işlevsiz hale getirmek için, Genel Müdürlüğün inisiyatifinde olan bir takım yetkiler bölge müdürlüklerine verilmiş, 1990 yılından sonra da KİT statüsünden uzaklaştırılmaya ve bankacılık boyutu öne çıkartılmaya çalışılmıştır.

Sonuç:                                                                          

İzlenen yerelleşme politikası zaten Türkiye’de meyvelerini vermeye başlamış bulunmaktadır. Antalya’da, Çeşme-Alaçatı’da içme suyunun sahibi Fransız - İngiliz şirketleri olmuştur. Urfa’nın içme suyunu da Brüksel ihaleye çıkarmıştır. Diyarbakır suyunun yönetimini ise Berlin üstlenmiştir.

1998 yılından bu yana sürdürülen İller Bankası’nın tasfiye girişimleri bir yasa taslağında somutlaştırılmış ve Meclis’te yasalaştırmak için uygun ortam kollanmaktadır. Dış güçlerin direktifleri doğrultusunda Cumhuriyet‘in önemli bir kurumu daha üstlendiği misyon göz ardı edilerek tarihe gömülmeye çalışılıyor.

Bu arada kamuoyunda da İller Bankası’nın tasfiyesinden sonra, kurumun hizmet alanlarının Fransa-Belçika sandıklarının birleştirilmesiyle oluşturulan Dexia adlı yabancı özel bir tekelin eline geçeceği söylentileri de gündemdedir.

Ülkemizin kalkınmasında büyük katkıları bulunan ve bir kalkınma bankası olarak dünyada ilk ve tek örnek olan İller Bankası’nın tasfiyesine, ülkemizin gerçeklerini değerlendirmeden, İller Bankası’nın gerçek misyonunu ve üstlendiği görevleri algılamadan, konuya uluslararası çevrelerin öne sürdüğü yerelleşme ilkesi başlığı çerçevesinde bakarak yaklaşılmaması gerektiğini özellikle vurgulamak istiyoruz.

Mimarlar Odası ve İller Bankası’nın kapatılma, etkisizleştirme çalışmalarına göz yummak istemeyen tüm meslek örgütleri ve duyarlı kuruluşlar, İller Bankası’nın kapatılmaması için mücadeleyi sürdürecek ve gelişmeleri çok yakından takip edeceklerdir.