TMMOB Mimarlar Odası, bugün (15 Kasım 2011) 'Van Depremi Raporu'nu yayınladı. 23 Ekim Pazar günü gerçekleşen ve rihter ölçeğine göre 7,2 büyüklüğünde meydana gelen depremin, başta Van il merkezi olmak üzere, Erciş ilçesi ve ilçeye bağlı birçok yerleşim merkezinde yüzlerce binayı yerlebir ettiğini belirten Rapor, 17 Ağustos 1999 depremini de hatırlatarak, Van bölgesinde 9 Kasım 2011 de 5,6 büyüklüğünde meydana gelen ikinci deprem sonucunda 40 kişinin daha yaşamını yitirdiğini vurguluyor.
TMMOB Mimarlar Odası, yaşanan depremler sonrasında tanık olunan süreci; "bugüne değin eleştirdiğimiz sadece deprem sonrasına hazırlığı öngören yara sarma politikalarımızın bile iflas ettiğini göstermektedir" ifadesiyle tanımlıyor.
"TMMOB’a bağlı ilgili meslek odalarının mesleki ve kamusal sorumluluğu olan afet yönetimi ve hasar tespitleri konusundaki yardımlarını kabul etmeyen, uyarılarını dikkate almayan ve yaklaşık üç günde bölgedeki ön hasar tespitlerin tamamlandığını bildiren yetkililerin kendi sorumluluklarını unutup cinayet niteliğindeki yeni yıkımlarına sorumlu aramaya çıktıklarını" belirten Mimarlar Odası, yayınladığı raporda Van Bölgesi’nin mevcut durumuna yönelik saptamalarına da yer veriyor.
"Van, Erciş ve köylerinde barınma ihtiyacı olan insan sayısının tahmin edilenlerin çok üstünde"
Rapor, bu kapsamda; Van, Erciş ve köylerinde barınma ihtiyacı olan insan sayısının tahmin edilenlerin çok üstünde olduğunu, hala çadır kuyruklarında bekleyen çok sayıda insan bulunduğunu ve çadır bulabilenlerin ise çok zor geçen kış koşullarına dayanıklı ve yeterli donanıma sahip olmayan çadır alanlarında yeni bir afeti yaşadıklarını vurguluyor. Bununla birlikte bölgede devam eden deprem koşullarının ve donatı yoksunluğunun ciddi sorunlara neden olacağının altını çizen Mimarlar Odası, "Bu konuda 'varsa' bölgedeki sağlam kamu yapıları kış şartlarına dayanıklı konteynırlar, prefabrik konut ve şantiye binaları vb. dahil olmak üzere kullanılması ve bu konuda özel sektör imkanlarının da seferber edilmesi" gerektiğini belirtiyor.
Rapor, aynı zamanda bölgede deprem dolayısıyla yaşanan göç ve eğitim sorunuyla beraber kamu yapılarının hasar tespitine ilişkin ortaya çıkan tabloyu da değerlendirerek, bölgede yapılan incelemelerde bu tespitlerin gerçek durumu yansıtmadığını ve yeterli olamadığını belirtiyor.
"Milat kabul edilen 1999 depremlerinden bu yana" deprem riski taşıyan bölgeler başta olmak üzere ülke bütününde kamu yapıları dahil olmak üzere herhangi bir yapı envanteri bulunmadığını vurgulayan Oda, "Bugüne değin yapılan ve son yıllarda olağan üstü bir şekilde artan bütün envanter çalışmaları kamu arsa ve binalarını, hazine ve 2B orman, otlak, mera ve tarım arazilerini kar amaçlı olarak elden çıkarmaya ve sermayenin hizmetine sunmaya yönelmiştir. Bu nedenle kentlerimizde kamusal ve toplumsal amaçlarla kullanılabilecek alanlar, kentsel ve ekolojik rezervler giderek yok olmaktadır" ifadesine yer veriyor.
"Kuşkusuz en önemli gereksinimimiz; yaşam çevrelerimizin sağlıklı ve güvenli hale getirilmesi ve yapı stokumuzun iyileştirilmesidir"
Depremin ardından "acil yaşamsal sorunlar henüz çözümlenmeden 'fırsat bu fırsattır' gayretiyle dillendirilen 'kentsel dönüşüm' ve 'yeni kentler' kuracağız söyleminin geldiği anlamın" çok iyi bilindiğini ifade eden Mimarlar Odası, depremden hemen sonra alınan bir karar gibi kamuoyuna deklare edilen kentsel dönüşüm kararlarının 18 Ekim 2011 tarihli resmi gazetede yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı Eki 2012 Yılı Programının Makroekonomik Amaç ve Politikaları belgesinde yer aldığını aktarıyor.
Bununla birlikte bölgede yaşanan koordinasyon eksikliğine dikkat çeken Oda, Türkiye’de afetlerin önlenmesi ve risklerinin azaltılabilmesi için ülke genelinde araştırma, planlama, yönlendirme, faaliyetleri destekleme ve denetleme yapabilen bir koordinasyon kurumunun ihtiyaç olduğunu; kurulan 'Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı' (AFAD) kurumun "ülkenin gereksinimini karşılayamadığı yaşanan son afetler ve afet sonrasında yaşanan koordinasyon sorunları nedeniyle açıkça ortaya çıkmıştır" diyor.
Mimarlar Odasının ve TMMOB’a bağlı Odalar tarafından Van, Erciş ve köylerinde yapılan inceleme ve tespitlere de değinen rapor; yaşanan yıkımın ve can kayıplarının nedeninin deprem olmadığını; planlama, mimarlık-mühendislik bilim ve teknik gereklerini yerine getirmeyen planlama, yapılaşma, üretim ve denetim sistemi ve özellikle kırsal bölgelerde yaşanan toplumsal yoksulluk ve yoksunluk olduğunu belirtiyor.
Bu kapsamda raporda ülke çapında öncelikli ve acil olarak aşağıda sıralanan maddelerin gerçekleştirilmesi gerektiğini aktarıyor;
Mimarlar Odası bütün bu düzenlemeler yapılırken;
TMMOB Mimarlar Odası tarafından Van, Erçiş ve köylerine ilişkin yapılan değerlendirme ve tespitler için ilerleyiniz...
TMMOB Mimarlar Odası'nın Değerlendirme ve Tesbitleri
1. Van – Merkez
Kent genelinde gözlenen önemli hasarlar zemin ve 1. katlarda bulunmaktadır. Maksimum 4–5 kat olması gereken yapılar, 7–8 katlı olarak inşa edilmiş, yapıların yükü de, arttığından zemin-yapı ilişkisi olumsuz etkilenerek, hasarların önemli bir şekilde artmasına neden olmuştur.
2. Erciş – Merkez
Erciş’teki hasarlı yapıların incelenmesinde, hasar nedenleri olarak;
3. Amik Kalesi yakınlarındaki yapı alanları
Amik Kalesi Yakılarındaki Yeni Yerleşme Alanlarının Hasar nedenleri olarak;
4. Kırsal alanların incelenmesi
Adır Köyü çevresinde benzer yapılaşma ve yaşam özelliklerine sahip birçok köy bulunmaktadır. Bu yerleşim alanlarında depremden dolayı meydana gelen hasarlar, Adır Köyü evlerindeki hasarların benzeridir.
5. Çadır kentler
Afet bölgesinde yapılan incelemeler, çadır kent alanlarının depremden önce belirlenmediğini; ayrıca alt yapı hazırlıkları da, yapılmadığını göstermiştir. Depremden sonra belirlenen alanlarda kurulan çadırların kış hava koşulları için uygun olmadığı da, tespitler arasında yer almıştır.
Sonuç ve Değerlendirmeler
Mimarlar Odası tarafından gerçekleştirilen ön inceleme ve araştırmanın sonunda, depremin etkilerinin, kırsal alanda ve Erciş’te, Van merkezinden daha yoğun yaşandığı gözlendiği belirtiliyor. Bu nedenle bölgenin jeolojik yapısına ilişkin gereken çalışmaların yapılması ve plan uygulamalarının bu temelde yeniden ele alınmasının zorunlu olduğunu vurgulanıyor.
Başlıca hasar nedenleri ise şöyle sıralanıyor:
Bu kapsamda Mimarlar Odası, hasar nedenleri olarak belirtilen etkenlerin ortadan kaldırılmasıyla birlikte yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor;