Mimarlık Haftası ve Londra Mimarlık Bienali Hakkında Bir Görüş...

Yazar ve belgeselci Alain de Botton, sadece mimarlara değil kültürel duyarlılığa sahip herkese ulaşmayı hedefleyen İngiltere Mimarlık Haftası ve Londra Mimarlık Bienali’nde gerçekleşecek etkinlikleri yorumluyor. Alain de Botton’a göre, etkinliklerle ilgili en büyük sorun, önerdiği çeşitlilik dolayısıyla tümüne katılımın olanaklı olmayışı. “Eğer yeterince dayanıklıysanız sabahtan akşama kadar katılabilecek aktiviteler bulmanız olası” diyor de Botton. Diğer sanat disiplinleriyle kıyaslandığında mimarlığın, insanların en az deneyim sahibi oldukları alan olduğunu ekleyen Alain de Botton, gerçekleşecek çok sayıda konferansa dikkat çekerek etkinliklerin eğitsel yönünü vurguluyor. Alain de Botton, bu etkinlikler kapsamında 20 Haziran’da gerçekleşecek olan ve mimarlık ve psikanaliz arasındaki ilişkinin konuşulacağı etkinliği özellikle öneriyor. Toplantıda, mekanlarla insanların kurduğu kişisel bağlantılar ve onlara atfettikleri anlamlar irdelenecek. Ayrıca de Botton, son yıllarda Londra’da gündemi oluşturan konuların başında gelen “Londra nasıl bir kent silüeti istiyor (What Skyline Does London Want?) konulu toplantıya özellikle Londra’nın geleceğini merak eden ve Londra Belediye Başkanı Ken Livingstone’un planlarına eleştirel biçimde yaklaşan kesimleri davet ediyor. Rem Koolhaas, Farshid Moussavi ve Adam Caruso gibi isimler de tartışmacı olarak toplantıda yeralacaklar.
Borough Market- King's Cross arasında
gerçekleşen koyun yürüyüşü
Alain de Botton, didaktik yönü ağır basan bu buluşmaların yanısıra Mimarlık Haftası ve Mimarlık Bienali etkinliklerinin en önemli özelliğinin “oyunculuğa kışkırtması” olduğunu vurguluyor. Genellikle ciddi kişiler olarak bilinen mimarların, bu süreç boyunca adeta bir karnaval havasına girdiklerini ifade eden de Botton, mimar olsun olmasın herkesin kendisini gülümseten ve mutlu eden mekanları veya binaları fotoğraflayıp Mimarlık Haftası web sitesine yükleyerek katılabilecekleri “Mutlu Mekanlar Ulusal Fotoğraf Yarışması”nı buna örnek olarak gösteriyor. Yazar, eski bir geleneğin yeniden canlandırılması niteliğindeki, Borough’dan Smithfield Market’e Thames Nehri üzerinden (Millenium Köprüsü kullanılarak) geçirilecek olan koyun sürüsünün de “hiç şüphesiz ertesi günkü gazetelerin baş sayfalarını süsleyeceğini” tahmin ediyor. Kaynak: London Architecture Diary Derleyen: Sena Özfiliz Fotoğraf: Birgül Yavuz