'Mortgage'ı Beklerken!

Geçtiğimiz yıl şubat-mart aylarında, hani nominal faizlerin yüzde 13, reel faizlerin de yüzde 7-8 seviyesinde olduğu zamanlarda, şu 'mortgage' yasası Meclis'ten geçmiş olsaydı tamamdı. En azından, 'hukuksal altyapı tamamlanıyor, piyasa koşulları bakımından da olmadığımız kadar yakınız' diye düşünülebilirdi.

Şimdi bugünlerde, tekrar 'mortgage' yasa tasarısı Meclis gündeminde. Piyasa koşulları bakımından ise 2006 Şubat-Mart aylarından daha olumsuz koşullara sahibiz. Nominal faizler yüzde 19, reel faizler yüzde 12 seviyesinde.

Yasa tasarısının Meclis'e tekrar gelmesi ile yine 'eski hastalık' nüksediyor. Nedendir bilinmez, 'mortgage' sisteminin fiilen işlemesi ile hukuksal altyapısının kurulması fena halde karıştırılıyor.

Ne zaman, hükümet 'mortgage' yasa tasarısını Meclis gündemine getirse, hem siyasal faydayı bugünden haneye yazma beklentisi içinde olan siyasetçiler, onlara 'sevimli görünmeye çalışan' bürokratlar, pazarlama sıkıntısında olan inşaatçılar yanlarına medya desteği de bularak, 'Mortgage geliyor, geç kalmayın' tarzından bir kampanyayı başlatıyorlar.

Oysa şunun altının kalınca çizilmesi gerekiyor; 'mortgage' sisteminin hukuksal altyapısının kurulması başka bir şey, sistemin çalışmaya başlaması ve beklenen nitelikte sonuçlarının olması, bunun hane halkına yansıması başka bir şey.

Ancak ne yazık ki, mevcut piyasa koşullarında, ne 'mortgage' için gerekli fonların sağlanabileceği piyasa, ne de faiz seviyesi sağlanmış durumda.
Başlı başına sadece yüzde 12'lik bir reel faizin bulunması bile sistemin 'dar gelirli' için işler olmadığının işaretidir. Dolayısıyla, 'normal koşullarda' her kesimden hane halkına yararlı olabilecek bu sistem, bu kadar yüksek bir reel faizin olduğu bir piyasada, belli gelir grubunda bulunan haneler için sınırlı olarak çalışabilecektir. Bu sistemin çalışmasının temel koşulu, fiyat istikrarının sağlandığı bir ortamdır. Yani, enflasyonun yüzde 2-3 aralığında bir seviyede, kalıcı olarak süreceği bir ortamdır. Bu sağlandığında, uzun vadeli fon arz ve talebi oturacak, derinlik kazanacaktır. 'Mortgage' sisteminin çalışma mekanizmasındaki temel unsur, uzun vadeli fon piyasasının oluşması ve derinlik kazanmasıdır.

Bu unsurlar öne çıkarılmadan, 'mortgage geliyor, herkes konut sahibi olacak, konut almakta geç kalmayın' tarzı anlamlar yaratan açıklamalar, yarattığı zararlar bakımından, sisteme olan güveni de baştan sarsmaktadır.

Doğrusu, 'mortgage' gelmiyor, hukuksal altyapısı kuruluyor. Yasanın çıkması, 'düğmeye basınca hemen çalışan' bir işlerliği olacağı anlamına gelmiyor. Tam işlerlik, sermaye piyasasında uzun vadeli fon oluşumu ile bağlantılıdır.

2005 yılında yapılan açıklamaları anımsayalım, 'Mortgage 2006 başında çalışmaya başlayacak' açıklaması yapan, SPK yetkililerini de!

Bugünlerde SPK değil, örneğin İstanbul Emlakçılar Odası uyarıyor 'Mortgage yasa tasarısının gündeme gelmesiyle konut fiyatları yapay olarak yüzde 20-30 artabilir' diye!

Konut sahibi olmak isteyenlerin ve kamuoyunun doğru olarak bilgilendirilmesi gerekiyor. Bunu yapması gereken kurum da SPK'dır.