Neyi Kurtaracağız: İstanbul mu, Trafik mi?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul'a vize konulması ve İstanbul plakalı araçlara sınırlama getirilmesi ile ilgili önerilerinden yola çıktık. Başbakan'ın önerilerinden biri İstanbul'un nüfus baskısından kurtarılmasıyla ilgili, diğeri ise İstanbul'daki trafik sorunuyla.

Gerçi iki sorunun birbiriyle bağlantısı olmadığı söylenemez ama yine de, İstanbul'u kurtarmak başka bir şey, İstanbul'un trafik sorununu çözmeye çalışmak başka bir şey.

Gelin bugün İstanbul'un trafiğinin üzerinde biraz daha duralım.

İstanbul'un trafik sorununu, kentin ana arterlerinin üzerlerindeki yükü taşıyamaması olarak tanımlamak mümkün. Bu ana arterlerin sayısı öyle çok fazla da değil: 1. Kentin Avrupa yakasından Asya yakasına uzanan TEM ve E5 gibi yollar ve köprüler; 2. Kentin Avrupa yakasında Beşiktaş'taki Barbaros Bulvarı'ndan başlayıp Hacıosman'la Beylerbeyi'ne uzanan arter; 3. Asya yakasında 'Eski Ankara asfaltı' olarak bilinen arter; 4. Avrupa yakasında 'sahil yolu'; 5. Avrupa yakasında Taksim-Mecidiyeköy arasındaki Cumhuriyet Caddesi.

Burada en önemli sorunlar. E5'in Avrupa yakasında Avcılar'dan köprü ayağına kadar olan kısmı, her iki yönde de ciddi sorunlu. Belediye, pek yakında bu yolun Topkapı'dan havaalanı kavşağına kadar olan bölümünde önümüzdeki dönemde otobüs ve minibüsleri kaldırmaya, onun yerine tren gibi çok uzun otobüsleri çalıştırmaya hazırlanıyor. Bu uygulamanın, yolun özellikle Cevizlibağ-Merter-İncirli-Şirinevler-Yenibosna bölümlerini rahatlatması bekleniyor. Bence de ciddi bir rahatlama olacaktır yeni uygulamayla.

TEM bence umutsuz vaka. Bu yolun etrafında şehirleşme geliştikçe -ki gelişiyor ve durdurulamıyor- TEM daha da içinden çıkılmaz bir hal alacak. Görünürde bir çözüm de yok.

Beşiktaş'tan Beylerbeyi'ne uzanan yol önümüzdeki dönemde daha da yüklenecek. Burada yegâne kurtuluş olarak belediyenin yatırım planına aldığı ama merkezi hükümetten para gelmedikçe uygulayamayacağı metro gözüküyor. Bu metro yapılmadan (bugün başlansa 10 yıl sürebilir) bu bölgede rahatlama ancak kısmi olabilir.

Asya yakasında eski Ankara asfaltının tek kurtuluşu, bu güzergâhı izleyen bir raylı sistemde. İnşaat ağır aksak ilerliyor.

Marmaray'ın devreye girmesi bu yolun yükünü azaltabilir ama en az beş yıl var buna da.

Avrupa yakasında sahil yolu sabahları ve akşamları çok tıkanmaya, geri kalan zamanlarda ise kurtarıcı rolü oynamaya devam edecek.

Avrupa yakasında Taksim-Mecidiyeköy hattı, metroya rağmen sıkışık, çünkü burası sadece bu iki noktayı birleştirmiyor, aynı zamanda İstanbulluların önemli yollarından da biri. İstanbul'un geri kalan trafik sorunları çözülmeden bu yolun rahatlaması söz konusu değil. Ancak bu yolda hâlâ neden otobüs ve dolmuş çalıştığını merak etmeden de duramıyorum.

Bilmiyorum bu yazdıklarım sizlere genel bir fikir verdi mi?