Galerist ikinci sergi mekanını, sanat galerilerinin yeni yeni gelişmeye
başladığı Tophane Semti’ndeki tarihi Strongilo Apartmanı’nın giriş katında yer
alan 20 metrekarelik eski bir dükkanının yerine açıyor. 11. İstanbul Bienal’iyle
eş zamanlı olarak kapılarını açan bu küçük sergi mekanı, sadece tek eserlik
sergilere yer verilecek olması nedeniyle Galerist ’in konsept mekanı olarak
konumlanıyor.
Galerist’in tek eserlik sergiler düzenleyeceği yeni mekanın açılış sergisi
niteliğindeki “noa noa”, sanatçı Leyla Gediz’in mekana özel ilk heykel
çalışmasını sanatseverlerle buluşturacak.
“noa noa”nın, 1848-1903 yılları arasında yaşamış Fransız ressam Paul
Gauguin’in Tahiti günlüğüne verdiği ad olduğu ve Tahiti dilinde bu sözcüğün
güneşin altında tabiatın, insan teninin, rengarenk meyve ve çiçeklerin ortakça
yaydığı kokunun güzelliğini ifade ettiği bildiriliyor.
Gauguin, batı medeniyetinin yozlaşmış değerlerinden ve çıkar ilişkilerinden
uzak yaşamak amacı ile soluğu Tahiti’de alır ve burada bulduğu saf güzellikleri
resmeder. Gediz, Gauguin’in yaşamına benzer nitelikler taşıyan deneyimini
“içinde evrildiğim topluluklara karşı Gauguin’vari tepkiler duyan ben, pek çok
küskün insan gibi evime kapandım ve “hiç değilse” bir süreliğine burada kendi
küçük vahamı buldum” ifadesiyle dile getiriyor.
“noa noa” sergisinde Gediz, galeri mekanına etraflarında rahatça
dolaşılabilecek şekilde haftanın 7 gününe ithafen yedi adet kaide yerleştiriyor.
Temelinde tahta olup, kimi yüzeyleri ev-içi dekorasyon ve tüketim malzemeleriyle
kaplı olan kaidelerin, üst yüzeylerinde günlerin sonunda ayaktan fırlatılıp
atılan çorapları birebir imite eden epoksi heykelcikler yer alıyor.
“noa noa” ile Gediz, “Kusursuz An” sergisinde en üst mertebesine ulaştırdığı
melankoli yüklü çalışmalarına geri dönmeme arzusunu bir kez daha ortaya koyuyor
ve ‘hayatı kusurları ile sevmek’ yönünde yeni bir adım atıyor.