Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız, nükleer santral ihale sürecine yönelik rahatsızlıklarını dile
getirdi. Yıldız, ihale sürecini ve 21 cent'lik teklifi eleştirerek, "Bu yüksek
fiyatı tek firmayla bulduysak, bir eksiklik görünüyor" dedi. Yıldız, nükleerde
yüzde 15-25'lik kamu payının fiyat üzerindeki etkisine dikkat çekerek, "İhaleden
önce böyle olsa (kamu payı konulsa) fiyat değişirdi. Daha çok katılımcı bile
olabilirdi" dedi. Kamu payının yüzde 25'i geçmesinin düşünülmediğini belirten
Yıldız, süreci en geç eylülün ikinci haftasına kadar sonuçlandırmaları
gerektiğini kaydetti.
Aksa Grubu'nun santral açılışı nedeniyle Antalya'da bulunan
Yıldız, gazetecilerle sohbet toplantısı düzenledi. Bir gazetecinin, "İhale
olduğu dönemde kamu payı yoktu? Bu, yatırımcıların istediği bir şey ama
şartnamede yoktu. Sonradan bunu getirdiniz? Doğal olarak bu işin iptal edilmesi
gerekiyor" sözleri üzerine Bakan Yıldız, şunları söyledi: "İster aksiyoner,
isterse pragmatist bakalım, eğer yüzde 15 veya 25'lik kamu hissesi, fiyatın daha
da ucuz hale gelmesini sağlıyorsa, bu önemli bir etkendir. İster ihalenin
başında, ister sonunda... Biz neresinde müdahale etmişsek, neresinde görmüşsek
olayı, bu bir gerçektir. Kamu hissesiyle beraber bir kısım risklerin satın
alması ucuzlayabiliyorsa, o zaman ben bunu ülkem lehine değerlendirmek
durumundayım."
"O zaman diğer şirketler, 'Ben ihaleye girmedim çünkü o sırada devletin payı
yoktu' demezler mi?" sorusu üzerine Bakan Yıldız, kanunun, ihaleyi alan bir
şirketle kamu şirketinin belli oranlarda ortaklık yapabilme yetkisi verdiğini
vurguladı. Bunun yeni bir şey olmadığına dikkati çeken Yıldız, yarışmayı kazanan
firmanın istemesi halinde, kamuyla belli oranlarda ortaklık yapabileceğine dair
kanun maddesi olduğunu yineledi.
Kamu payı yüzde 25'in
üzerine çıkmaz
Kamu payının ne olacağının henüz belli olmadığını ancak yüzde 25'in üzerine
çıkılmasının düşünülmediğini kaydeden Yıldız, bir gazetecinin, "Baştan böyle
olsaydı fiyat değişir miydi?" sorusu üzerine, "Baştan böyle olsaydı fiyat
değişirdi. Açıkça söyleyeyim, evet. Kanaatim bu" dedi. Bakan Yıldız, "Daha çok
katılımcı olur muydu?" sorusunu da "Daha çok katılımcı bile olabilirdi" diye
yanıtladı.
Soruları cevaplandıran Yıldız, "Nükleerde fiyattan memnun değilsek ortada
eksiklik var demektir. Bu, kimden kaynaklanıyor, bizden mi, teklif verenlerden
mi, vermeyenlerden mi? Bunun üzerine gitmek lazım" dedi. Yıldız, ortaya çıkan
rakamın Türkiye'de üretilen elektriğin ortalama fiyatının üzerinde olduğunu
belirterek, "Biz bundan hoşnut değiliz" dedi. Yıldız, nükleer santralı
yapmalarının şart olduğunu ancak bunun makul fiyatlarla olması gerektiğini
kaydetti. Yıldız, fiyat teklifinin aşağıya çekilmesinin doğru olduğunu ancak
bunun hangi usullerle yapılacağının da önemli olduğunu kaydederek, "Şartname tek
teklif gelmesi üzerine kurulu değil" dedi. Tek firmadan teklif gelmesiyle ilgili
olarak, "Daha çok katılım olsun isterdim" diye konuşan Yıldız, Yüce Divan
eleştirileri ve bu yönde endişeleri bulunup bulunmadığına yönelik soruya ise,
"Doğru yapıyorsak öyle bir düşünceye kapılmamak gerekiyor" diye
konuştu.
Azerilere, "Demir tavında dövülür"
mesajı
Yıldız, Azerilerle gazdaki fiyat müzakerelerinin ne yönde ilerlediği
konusunda, "Teklifimizi verip bekliyoruz. Bir önceki anlaşmadan daha iyi durumda
müzakere. Azeri tarafı resmin bütününü kaçırmayacaktır diye inanıyorum. Bölgede
farklı gelişmeler oluyor. Demir tavında dövülür demiş atalarımız. Bu tav, bu
anda yapılmalı" dedi. Yıldız, tekliflerin bir an önce değerlendirilmesinin
önemine dikkat çekti. Yıldız, enerji KİT'lerinin, enerji içi ve dışı
borçlanmalarını en aza indirmeleri gerektiğini de belirterek, bunun içinde
birbirlerine olan borçlar, gümrük, KDV gibi birçok unsur bulunduğunu belirtti.
Mahsuplaşma ile ilgili çalışmalarının devam ettiğini ve geçen hafta bir toplantı
yaptıklarını kaydeden Yıldız, Suriye ziyareti sonrasında konuyla ilgili yeni bir
toplantı yapılacağını belirtti. Yıldız, elektrikte zam olup olmayacağının ise
henüz belli olmadığını belirtti. Yıldız, önceden çıkarılan Yenilenebilir Enerji
Kanunu ve piyasanın işliyor olmasının kendilerini rehavete itmiş gibi
görünebileceğini ancak şu anda güneş enerjisinin bu sürecin içinde olmadığını
belirtti. Yıldız, rüzgâr santralları için açılan ihale sonrasındaki süreci
eleştirerek, "Rüzgârdaki süreç yönetiminin başka enerji kaynaklarının başına
gelmesini istemiyoruz" dedi. Rüzgâr santralları için yaklaşık 2 yıl önce
başvurular alınmışken, bunlar hâlâ sonuçlandırılmadı. En büyük probleminin zaman
olduğunu dile getiren Yıldız, bürokratlarda değişiklik düşündüğünü ama zaman
bulamadığı için henüz gerçekleştiremediğini belirtti. Yıldız, "Yorulan
arkadaşlar var" diyerek, bugüne kadar toplam kadroda yüzde 2 oranında değişiklik
olduğunu ifade etti.
Gözler teklif
vermeyen şirketlerde
Hükümet, nükleer ihalesindeki hukuki sorunlar nedeniyle karar vermekte
zorlanıyor. Sorunların en başında teklif fiyatının yüksekliği, şartnamede ise
fiyat pazarlığı maddesinin bulunmaması geliyor. Bakan Yıldız, karşı tarafın en
son "15 küsur" cent'lerde bir fiyat önerisinin bulunduğunu ancak ihale sürecinin
pazarlığa açık olmaması nedeniyle kendilerinin bir başka teklif isteme
durumlarının bulunmadığına dikkat çekiyor. Bu sorunların aşılması için formül
arayışına girilse de henüz bir sonuca ulaşılamadı.
Öte yandan hükümet de kendi içinde ihale sürecine yönelik özeleştiri yapmaya
başladı. Bu ihale iptal edilse de edilmese de nükleer santralla ilgili yasada
önemli değişiklikler bekleniyor. Hükümet nükleer projeyi, içinde kamunun da
olduğu bir proje haline getirme taraftarı. Mevcut yasanın bunun önünde bir engel
olmadığı, ihale sonrasında özel sektörün kamu ile ortaklık yapmasında bir
problem yaşanmadığı ifade ediliyor. Ancak nükleer ihalesi gerçekleşmeden önce,
diğer istekli özel sektör şirketleri şartnameye kamu payı maddesinin konulmasını
ve ihale sürecinin en az 6 ay ötelenmesini istemişlerdi. Özel sektörün bu
isteklerini o zaman kabul etmeyen hükümet; ihaleden sonra fiyat pazarlığına
gidemediği için, mevcut teklif fiyatının getireceği maliyeti kamu payına izin
vererek aşağıya çekmeye ve böylece ihale sürecini çıkmazdan kurtarmaya
çalışıyor. Hükümetin bu durumuna, daha önceden ihaleye katılmak isteyen
şirketlerin tepkisi ise belirsiz.
'Akaryakıtta ÖTV artışı
zorunluluktan'
Yıldız, tavan fiyat uygulamasının devam edip etmeyeceğiyle ilgili olarak,
Enerji Piyasası Denetleme Kurumu (EPDK) kurul üyelerinin gelecek hafta tekrar bu
meseleyi ele almak üzere bir araya geleceklerini belirtti. Kendisinin iyi bir
nokta çıkacağını düşündüğünü söyleyen Yıldız, akaryakıt fiyatında son dönemdeki
artışlarla ilgili olarak "Hiçbir hükümet üyesi fiyatın bu noktalara çıkmasını
istemez" dedi. Bunun mali yükümlülüklerden kaynaklandığını dile getiren Yıldız,
ÖTV zammı konusunda ise Maliye Bakanı'nın bu artışı istediği için yapmadığını
belirtti. Yıldız, bunun zorunluluklardan kaynaklandığını ifade
etti.
İran'dan tahkimden kazandığımız tazminatı tahsil
ettik
Taner Yıldız, İran'la bir süredir devam eden gaz alımı konusundaki tahkim
davasını kazandıklarını belirterek, "Hukuki süreç devam ediyor ama biz tahsilatı
yaptık" dedi. Bir süre önce sonuçlanan davayla İran'ın Türkiye'ye, sözleşme
yükümlülüklerini yerine getirmediği için 760 milyon dolarlık ödeme yapmasına
karar verilmişti. Yıldız, Güney Akım Projesi için fizibilite çalışmalarının ne
zaman başlayacağıyla ilgili olarak, "Bir zaman konuşulmadı ama 1-2 ayda başlar"
dedi.
Nabucco Botaş'a işletme geliri de
sağlayacak
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Nabucco Projesi çerçevesinde
kurulacak Nabucco Milli Şirketi'nin NNC Botaş'ın, hattın Türkiye kısmının
işletmecisi olarak görevlendirmesinin imkan dahilinde olduğunu belirterek "Bunun
gerçekleşmesi halinde Botaş'ın ek gelir elde etmesi söz konusu olabilecektir. Bu
durumda Botaş'ın yatırım gelirinin yanı sıra işletme geliri de olabilecektir"
dedi. CHP Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü'nün Nabucco Projesi'ne ilişkin soru
önergesini yanıtlayan Yıldız, Nabucco projesinde Botaş'ın yalnızca taşımacılık
hizmetinden proje ömrü boyunca 12-13 milyar euro gelir elde edebileceğini
söyledi. Yıldız, "Boru hattı sisteminde taşıma gelirinden tahakkuk edecek
vergiler boru hattının yer aldığı geçiş ülkelerinde ödenecektir. Bu anlamda
hattın en uzun bölümünün geçtiği ülkemizde en fazla vergi tahakkuk edecektir"
dedi.