Odalar Kenti Gözetiyor!



Ortak yaşam alanları üzerine alınan kararların, katılımcılık ilkesi gözetilerek hazırlanması gerektiğini savunan meslek odaları, bilimi, bu planlara, yargı yoluyla dahil etmeye çalışıyorlar. Kentin bütününü ilgilendiren planlara halkın ve meslek odalarının doğrudan müdahil olması gerektiğini bildiren oda yetkilileri, açtıkları davalar ardından “istemezükçü” olarak nitelendirilmelerinin altında, yöneticilerin iş bilmezliğinin yattığını dile getiriyorlar.

Yetkimiz var...

Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi ve Mimarlar Odası İzmir Şubesi'nin, kent bütününe yönelik hazırlanan planlara karşı açtığı çok sayıda dava var. Meslek odalarının kamu yararına faaliyet gösteren birimler olduğuna dikkat çeken Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi 2. Başkanı Sabri Yüksel, “Bu anlamda yaşam alanlarındaki icraatları denetlemek gibi yetkilerimiz var. Planların şehircilik ilkelerine uygunluğunu araştırıyoruz. Yönetimler, bakanlıklar, anıtlar kurulu gibi birimlerin hazırladığı planların bilimsel kıstaslara uygunluğu konusunda müdahil olmak istiyoruz. Ancak sözü geçen birimler katılımcı bir anlayış sergilemiyorlar. Bize de yapılan yanlışları mahkeme aracılığıyla değiştirme seçeneği kalıyor” diyor.

Yüksel, demokrasilerde başvurulması gereken son yolun mahkemeler olduğunu söyleyerek şu görüşlere yer veriyor: “Hazırlanan planların yargı aracılığıyla değiştirilmesini istememizin temelinde, diyalog eksikliği ve yerel yönetimlerin, bakanlıkların demokrasi kültürü yoksunluğu yer alıyor. Yaşam alanlarına ilişkin hazırlanan planların, şehircilik ilkelerine göre yanlışlıkları oluyor. Bunları dile getiriyoruz ancak ciddiye alınmıyoruz. Katılımcı demokrasi anlayışında, bilimin en üst seviyede temsil edilmesi gerekir. Halkın katılımı, bizlerin karar sürecine katılması esastır. Kararlar ortak iradeyle çıkmadığı için davalar açılıyor. Bir yerde planlama yapılacaksa öncelikle o alanın zemin etüdü yapılır. Ancak bazı planların zemin etüdü yapılmadan hazırlandığına tanık oluyoruz, itiraz ediyoruz ve ciddiye alınmıyoruz, bizlere de yargı yoluna giderek bu yanlışlığın değişmesini istemek düşüyor. Tarım alanlarına, sit alanlarına imar izni veriyorlar. Şehircilik ilkelerine tamamen aykırı kararlar çıkarıyorlar. Tüm bu olanlara seyirci kalamayız”.

Yüksel, açtıkları davalar sonrası bazı kesimler tarafından “istemezükçü” nitelemesiyle karalanmak istediklerine de dikkat çekerek, “Bu tanım sadece sermayenin yaklaşımı değil. Bu söylemi, icraatın başında olan kişilerin beceriksizliklerini örtme çabası olarak görüyoruz. Bizler kamunun olanaklarının boşa harcanmasını istemiyoruz” yönünde görüş belirtiyor.

Zorunluluk

Oda bünyesindeki plan inceleme komisyonunda Dokuz Eylül Üniversitesi ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nden akademisyenlerin yer aldığını kaydederek, “İzmir'in akademik anlamda ciddi bir birikimi var. Planlar kurulda inceleniyor. Yasal süresinde itiraz ediliyor. Ancak planları hazırlayanlar, itirazlarımıza itibar etmiyorlar. Değişikliğe gidilmediği anda da dava açıyoruz” diyor.

Mimarlar Odası İzmir Şubesi Başkanı Hasan Topal da, uzmanlık alanı kentleşme olan meslek odalarının planlı gelişme beklentisi içinde olduklarını söylüyor. Topal, söz konusu istemin yasal zorunluluk olduğuna dikkat çekerek, “İdarenin, özellikle imara ilişkin faaliyetlerinin yasalar ve yönetmeliklere uygun olması gerekmektedir. Mevzuatlara uygun olmayan planlamaların, kent yaşamına yeni yükler getireceğinden hareket ederek, gerekli itirazlarımızı yapıyoruz. İtirazların değerlendirilmediği hallerde de yargı yoluna gidiyoruz” diye konuşuyor.



Odalardan dava yağmuru

İzmir'in geleceğini ilgilendiren tartışmalı planlar, meslek odaları tarafından mahkeme konusu yapılıyor. Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi tarafından açılan ve halen devam eden davalardan bazıları şunlar:

İnciraltı Turizm Merkezi Expo Fuar Alanı: Tarım alanı olan İnciraltı'nda, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılan İzmir-İnciraltı Turizm Merkezi EXPO Fuar Alanı, 1/25 bin ölçekli Çevre Düzeni Planının iptali ile yürütmesinin durdurulması istemiyle 7 Kasım 2007 tarihinde açılmış olan dava, Danıştay 6. Dairesi’nde sürüyor.

İnciraltı Turizm Merkezi 1/25 Bin Ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu: 3 Nisan 2009'da Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca onaylanan ve 20 Nisan 2009 tarihinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı ilan panosunda askıya çıkarılan plan revizyonuna ilişkin oda yönetiminin yaptığı itiraz, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bildirildi. İtiraza cevap alamayan oda yönetimi, 23 Temmuz 2009'da Mimarlar Odası İzmir Şubesi'yle birlikte ortak dava açtı.

Orkide Alışveriş Merkezi: İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nin, alış veriş merkezinin bulunduğu parseldeki imar planı değişikliğine ilişkin kararına karşı iptal ve yürütmenin durdurulması istemiyle 26 Haziran 2008'de dava açıldı. 20 Mayıs 2009'da İzmir 2. İdare Mahkemesi, yürütmeyi durdurma kararı verdi. İzmir Bölge İdare Mahkemesi, 8 Temmuz'da aldığı kararla, davalı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve davaya müdahil olan Akmerkez Gıda ve İht. Mad. AŞ'nin itirazlarını oybirliği ile reddetti.

Dikili Termal Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi Çevre Düzeni Planı: 5 Ocak 2009 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylanan planın yürütmenin durdurulması ve iptali istemiyle dava açıldı.

Tekel’e ait binanın iş merkezine dönüştürülmesi: Alsancak'taki binaya ilişkin imar planı değişikliğine şube tarafından 21 Mayıs 2008'de itiraz edildi. İtirazın reddedilmesi üzerine Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'na dava açıldı ve dava hala devam ediyor.

Mimarlar Odası İzmir Şubesi'nin de İnciraltı'ndaki plana yönelik itirazının yanı sıra Sevkon Gayrimenkul tarafından Basmane'de yapılacak yüksek yapıya, Allianoi'nin sular altında bırakılacak olmasına ve Çeşme Yarımadası 1/25 bin ölçekli Çevre Düzeni Planı'na karşı davaları bulunuyor.