OGS-KGS Almak 'Deveye Hendek Atlatmak' Gibi

3 Nisan'dan itibaren köprülerden otomatik geçilecek. 'Otomatik Geçiş' daha kolay ama işin kolayına kaçmak daha zor. Sanırım, işin kolayına kaçmak bize zor geliyor.

- Bu kadar kolay işi herkes yapar, zorluklardan kaçmamalıyız.. diye düşünüyoruz herhalde... Şu OGS-KGS alma işinin zorluğunu, bildiğimiz-tanıdığımız, her zaman karşımıza çıkan zorluklardan birine benzetmek kolay değil. O yüzden ben daha başka bir yol deneyeceğim. Her ne kadar 'Deveye hendek atlatmak' konusunda şahsen bir deneyimim olmamasına karşın, Arapların yarattığı benzetmeye güvenerek, zorluğun simgesi sayılan 'Deveye hendek atlatmak' yöntemine benzeteceğim.

Alt tarafı köprüden geçeceksin... Pekâlâ parayı verip geçmek vardı. Para yerine her yerde kolayca bulunabilecek biletlerden satın alıp, onları vererek geçmek de vardı. Çok kolay geldiği için bunlardan vazgeçtik.

- Trafik tıkanıyor.. gerekçesiyle önce gişelerin büyük çoğunluğunu OGS-KGS'ye çevirdik. Böylece durumu, para veya bilet verip geçenler için epey zorlaştırdık. İki-üç gişeye sıkışan paralı veya biletli yolcular uzun kuyruklarda beklemek zorundaydılar.

Yine de görece kolay bir şekilde parayı ödeyip geçenler oluyordu. Bu ölçüde kolaylık Allah'tan reva mıydı? İşi biraz daha zorlaştırmak için yetkililer ne bekliyordu? Aslında hiçbir şey beklemiyorlardı. Onlar işleri yeterince zor hale getirdiklerini düşünerek işleri biraz gevşetmişlerdi sadece... Tabii sonunda uyandılar. Neler oluyordu? Yoksa vatandaşa kolaylık mı sağlanıyordu? Niye hâlâ herkes köprülerden geçip duruyordu?

İşte bu düşüncelerle 'Herkes OGS-KGS ile geçecek' buyruğu gecikmedi. Bilindiği gibi 3 Nisan'dan itibaren köprülerden herkes otomatik geçecek veya geçemeyecek. Otomatik geçiş kartı almayanlar köprülere veda edecek. Hangi tarafta ise o tarafta kalacak.

İtiraz olarak

- Yahu bir-iki gişeyi de parayla geçenlere ayırsak. Adam henüz otomatik kartını almamıştır veya başka bir kentten İstanbul'a gelmiştir. Tek geçiş için otomatik kart mı edinecek dendi ise de Deli Dumrul'lar kararlarını vermişti:

- Köprüden geçen de, geçmeyen de OGS-KGS alacak.. buyurmuştu

Kolaya izin yok!
Madem öyle, siz de bir Ziraat Bankası, Halk Bankası ya da bir PTT şubesine gidiyorsunuz. Başka bir banka ile çalışıyor olsanız bile, o bankalardan OGS-KGS almak daha kolay olabilir diye buna da izin verilmiyor.

Hatta kredi kartları ile geçmek de vardı. Neden olmasın? Avrupa ve ABD'de paralı geçişlerde bekletmeyen kredi kartı uygulaması çok yaygın. Gişeye kredi kartınızı sokuyorsunuz, cihaz bankadan 'olur' almadan geçişinize izin veriyor. Eğer sahte kredi kartı vs. kullanmışsanız ya da krediniz bittiği halde kartı kullanmışsanız canınıza okunuyor, ağır para cezaları, hatta 'sahtekârlık' suçlamasıyla hapis cezaları ile karşı karşıya kalıyorsunuz. O yüzden buna cesaret eden çıkmıyor.

Eğer bu yöntem bizde de uygulansa, işin epey kolayına kaçmak olur ki, öyle yağma yok.

Var mı öyle yağma?

Ziraat Bankası veya PTT şubesine girdiğinizde sıra numaranızı alıp, önünüzdeki 30-40 kişinin işini bitirmesini bekledikten sonra gişedeki görevliye,

- OGS alacağım.. derseniz görevli size de
- Var mı öyle? der gibi bakıyor önce...

Sonra
- 'Otomatik Geçiş Sistemi (OGS) Kullanım Bedeli Karşılığı Tahsis Uygulaması Kullanıcı Sözleşmesi' aldınız mı, diye soruyor.

Ayrıca 'OGS Elektronik Etiket Talep Formu'ndaki

- Aracın sahibine ait.
- Araca ilişkin.
- Banka hesabınıza ilişkin... bölümleri doldurup doldurmadığınız ve yanınızda getirip getirmediğiniz soruluyor.

Bunları nasıl okuyup, doldurup yanınızda getirebilirsiniz ki? Daha önce adlarını bile duymuşluğunuz yok.
İşte şimdi öğrendiniz...

Artık sıra elinize, neredeyse bir kitapçık boyutundaki 32 maddeden oluşan sözleşmeyi ve birkaç maddeden daha oluşan taahhütnameyi tutuşturmaktadır. Fakat, ne var ki, bu belgeler bankada da kalmamıştır. Aşırı ilgiden dolayı hepsi bitmiştir. Şansınız varsa, bir görevlinin elinde tesadüfen bir tane kalmıştır. Kalmamışsa şansınızı ertesi gün bir daha sınamanız gerekmektedir...

Allah'ın sevgili kulu iseniz rica-minnet bir yerlerden 'sırf sizin için' bulunup getirilir ve
- Gidin, bunları doldurup öyle gelin.. denir...

Bu nasıl sözleşme?

Ben bunu almayayım, bir de KGS'yi deneyeyim derseniz, keyfiniz bilir. Halk Bankası emrinizde...

- Bankada en az 1000 YTL'lik vadeli hesabınız veya kredi kartınız var mı? Yoksa buyurun, kredi kartı başvuru formunu doldurun, bankada bir hesap açtırın, tabii bir de gelirken yanınızda bir kefil bulundurun.. şeklinde bir talimatla evinize postalanıyorsunuz.

İkinci kez yine sıranızı bekleyip, görevlinin önüne geldiğinizde, aman dikkat, eksik bir bilgi veya belgeniz olmasın sakın.

Baştan söylenmiyor ama ayrıca şu belgeler de isteniyor.

- Nüfus kâğıdınız ve fotokopisi
- Sağlık karneniz ve fotokopisi
- Vergi kartınız ve fotokopisi
- Aracınızın ruhsatı ve fotokopisi.

Yeter mi? Yetseydi, çok kolay olurdu.
Ayrıca elinize verilmiş sözleşmenin 32 maddesini de okumuş ve anlamış olmanız gerekiyor. Fakat bunu okumuş ve anlamış olmanızın size bir faydası olmuyor. Çünkü söz konusu belgenin adı 'sözleşme' olduğu halde ve sözleşmenin anlamı 'karşılıklı anlaşma' olduğu halde herhangi bir maddesine itiraz etme hakkınız yok.

- Ben bu sözleşmenin filan maddesini beğenmedim, istemiyorum, diyemiyorsunuz.
İmzalamazsanız köprülerden geçemiyorsunuz. O yüzden ben okunmasını tavsiye etmem. Böylesi sizin için daha kolay olur. Yoksa sözleşmenin bazı maddeleri rüyanıza girebilir.

Örneğin 'Madde 8' de OGS aldıktan sonra arabanızı satmaya kalkarsanız, otomatik geçiş hakkınızı arabayı satın alana nasıl devredebileceğinizle ilgili işlemler anlatılıyor ki, insan onca formaliteyi yerine getirmemek için, arabasını satmaktan bile vazgeçebilir ve ömrünü yıllanmış arabasıyla geçirebilir...