Görme engelli mimar Carlos Mourao Pereira, genç mimarlarla
beş duyuya hitap eden yapılar ve engellileri de hesaba katan mimari fikirleri
paylaşmak için Özürlüler Vakfı'nın davetiyle İstanbul'a geldi.
"İstanbul'a en son geldiğimde Boğaz'ın rengini görebiliyordum" diyen Mourao
"İstanbul'a hayranım çünkü tarihi mekânlar engelliler hesaba katılarak inşa
edilmiş, tüm duyulara hitap ediyor. Bir projemde de Pamukkale'den esinlendim"
dedi.
Portekizli mimar Carlos Mourao Pereira 1998'den bu yana Lizbon, Zürih,
Budapeşte gibi birçok Avrupa ülkesindeki üniversitelerin dışında New York
Metropolitan Sanat Müzesi'nde çalışıp projeler yayımladı. Ancak 2006'da görme
yetisini tamamen yitiren başarılı mimar çalışmalarına ara vermedi. Tüm duyulara
hitap eden mimari yapılar için projeler hazırlayan Mourao, Özürlüler Vakfı'nın
bu yıl 5'incisini gerçekleştirdiği Özürlüler Kongresi için İstanbul'a geldi.
Burada genç mimarlarla workshoplar da düzenleyecek olan Mourao engelli gözüyle
mimari yapıları yorumlayacak.
"İstanbul'a en son geldiğimde Boğaz'ın rengini görebiliyordum" diyen Mourao
İstanbul'a ve Osmanlı mimarisine hayran olduğunu söylüyor. Görme yeteneğini
nasıl kaybettiğinden bahsetmek istemediğini anlatan başarılı mimar, mimari
yapıların çoklu duyulara yönelik alanlar haline geldiğinde engellilerin
hayatının daha da kolaylaşacağına inandığını belirtiyor. Mourao, ne demek
istediğini daha iyi anlatmak için Süleymaniye Camisi'ni örnek gösteriyor. "Artık
mimari yapılarda avlu kullanmıyorlar. Oysa avlular görme engellilerin sesleri
daha iyi algılayıp rahatsız olmadan bulunabilecekleri mekanlar, Süleymaniye bu
anlamda muhteşem" diyor. İstanbul'da tarihi mekânların bir çok duyuya hitap
edecek şekilde yapıldığını anlatan Mourao "İstanbul'daki tarihi mekânlarda
bulunmaktan keyif alıyorum. Mimari öyle olağanüstü ki akustik ve kokular
sayesinde mekânı algılayabiliyorum" diyor.
'Esin kaynağım oldu'
Başarılı mimar, bir termal projesinde de Pamukkale'den ilham aldığını itiraf
ediyor. Portekiz'de kayalık sahil şeridinde dalgaların doğal yolla oluşturduğu
oyukları termal havuzlar olarak dizayn ettiğini anlatan Mourao "Bu sayede herkes
bu sığ havuzlarda oturup, yosunlara dokunarak, denizin kokusunu içine çekip
tuzlu suyu tadarak spa keyfi yaşayabiliyor, Pamukkale'nin biraz benzeri gibi"
diyor.