Otoyu da Yasaklarsan Vatandaş Neye Binecek!



İstanbul’a vize uygulanmasını isteyerek tartışma yaratan Başbakan Erdoğan’ın, arapsaçına dönen trafik sorunu için getirdiği öneri de büyük tepki topladı. Başbakan önceki gün sürpriz bir çıkış yaparak, “İstanbul’a her gün 600-700 tane yeni araç giriyor. Şu anda 2 buçuk milyon plaka var. 2 buçuk milyon fazla. Bunu 2 milyona indirip, plaka sayısını dondurmak gerek. Bundan sonra yeni ilave bir araç İstanbul’a giremesin. Aracını yenilemek isteyen, plakası olandan araç alsın, sıfır araç almak istiyorsa, var olan aracını farklı illerde satışa çıkarsın” demişti. Bu öneriye sokaktaki vatandaştan şehir planlamacılarına, hukukçulardan otomotivcilere kadar hemen herkes karşı çıktı. İstanbullular özetle şu görüşte birleşiyor: “Tıklım tıkış belediye otobüslerinin, kısacık ip gibi bir metro ağının olduğu İstanbul’da vatandaşa ’otomobil alamazsın’diyemezsiniz...

Yasakla değil metroyla çözülür
* Eyüp Muhçu (İstanbul Mimarlar Odası Büyük kent Şube Başkanı): Bir taraftan yeni köprüler karayolları yapıyor, otomobili teşvik ediyor ve ulaşım sisteminizi tamamen ona göre düzenliyorsunuz. Diğer taraftan plakaları donduracağınızı söylüyorsunuz. Başbakanın bu açıklamaları çok çelişkili bir yaklaşımı ortaya koyuyor. Kaldı ki bunun gerçekleşme olanağı da yoktur. Trafik bu tür yasakçı anlayışlarla çözülmez. Toplu taşımacılığı esas alan, raylı ve deniz taşımacılığının öncelikli olduğu ve karayolu ile entregre bir ulaşım sisteminin bir an önce hayata geçmesi gerekiyor.

Toplu taşıma tek çözüm
* Tayfun Kahraman (Şehir Planlamacısı): Madem İstanbul’daki durumun vahametini kavradılar o halde, neden hala lastikli araçlarla ilgili alt yapı çalışmaları yapıyorlar? Çünkü bu durumda toplu taşımaya yönelik yatırımların artırılmasını konuşmaları gerekirdi. Metro çalışmalarına hız vermeleri, toplu taşıma araçlarının daha işlevli hale getirilmesi için önlemler almaları gerekir. Plaka vermeyerek araç kısıtlamasına gidilirken, diğer yandan toplu taşıma araçlarına çok daha fazla yatırım yapılması gerekiyor. Ancak bu şekilde belki bu öneri başarılı olabilir.

Plaka fiyatlarını yükseltir
* Ercan Tezer (Otomotiv Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri): Dünyada bazı kentlerde de trafikte kısıtlayıcı tedbirler var ancak uygulamalar genellikle belli merkezlerde araçla girişi özendirmeyen ya da masraflı hale getiren uygulamalardır. Plakaya sınırlama genellikle plakaların değerini arttırır. Çünkü bir araç hurdaya çıkmadıkça plaka imkanı da olmaz.

İzmit'ten alır İstanbul'da kullanır
* Yüksel Mermer (İthal Otomobilciler Türkiye Mümessilleri Derneği Başkanı): Dünyada böyle bir uygulama yoktur. Siz İstanbul’da plakayı sınırlayacaksınız, gidecek kişiler İzmit’ten, Tekirdağ’dan alacak, yine İstanbul’da kullanacak arabayı. Bence İstanbul’un evvela otopark sorununu çözmek lazım. Japonya’da bir uygulama var; önce otopark müsaadesini alıyorsunuz, ondan sonra gidip otomobil alıyorsunuz. Otopark sorunu çözülse İstanbul’un trafiği rahatlar.

Vatandaşa "araç alma" denmez
* Bedri Tekin (Yapı-Yol Sen Genel Başkanı): Yolların yüzde 60’ını kullanan özel otolar, yolcuların yüzde 20’sini, yolların yüzde 5’ini kullanan otobüsler ise yolcuların yüzde 35’ini taşıyor. ’Yeni araç alınmasın’ demek çözüm değildir. Vatandaş ihtiyaç duyduğu şeyi almak ister. Boğaziçi köprüsü, tamamen OGS sistemine geçilmiş olmasına rağmen tıkanıklık çözülemedi. Bu sorun yasaklarla değil, vatandaşın toplu taşımayı tercih edeceği alt yapı yatırımlarıyla, raylı sistem ve deniz yolunu alternatif haline getirmeyle çözülebilir.

TOBB ve İTO'da öneriye karşı altyapı güçlendirilmeli
* Rifat Hisarcıklıoğlu (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı): Sınırlandırma yerine rahatlık için, alt yapının daha güçlendirilerek insanların özgürlüklerini kısıtlayıcı olmaması daha doğru. İstanbul’un cidden yaşamda zorluğu varken, daha da zorlu ve yaşamı daha da zorlaştıracak hadiselere itibar etmemek lazım. Eğer İstanbul’da kalabalık ve trafikte araç konusunda kısıtlamaya gidiyorsanız o zaman Merkez Bankasının Ankara’da kalması herhalde daha doğru olacak gibi gözüküyor.

Alternatif yollar bulunmalı
* Murat Yalçıntaş (İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı): İstanbul’daki trafik sorununun çözülmesi için mutlaka radikal tedbirler alınması lazım. Bu radikal tedbirler neler olmalıdır? Toplu taşımadan, deniz ulaşımının daha fazla kullanılmasına kadar, belli yerlerde yoğunluğun azaltılmasına kadar, alt yapının iyileştirilmesine kadar bir çok önlemler kısa zamanda alınmalıdır.

20 bin otobüs, 244 metro durağı
İngiltere’nin başkenti Londra’nın 1863 yılında hizmete giren metro ağı tam 408 kilometre ve günde 2.7 milyon kişiyi taşıyor. Kentte ayrıca 20 bin adet otobüs, toplu taşıma için kullanılıyor. Buna rağmen Londra’da plaka sınırlaması yok. Yoğun trafiği engellemek için tüm araçlardan şehir merkezine giriş ücreti olarak günlük 16 dolar alınıyor. Kent merkezindeki kalabalık caddelerde de 4x4 kullananlardan 50 dolar para alınması yönündebir teklif sunuldu. Ancak henüz yasalaşmadı.

5 milyon kişi metroya biniyor
Dünyanın finans merkezi New York’ta 19.4 milyon kişi yaşıyor. Kentteki otomobil sayısı 6 milyonu aşıyor. Metro sistemi 1868 yılından bu yana hizmet veriyor. Metro hatlarının uzunluğu 1355 kilometre ve 468 istasyon var. Günde 5.06 milyon kişi metroya biniyor.

107 yıldır metro var
Fransa’nın başkenti Paris’te metro, 1900 yılından bu yana hizmet veriyor, günde 3.4 milyon kişiyi taşıyor. Yine de plaka yasağı uygulanmıyor. sadece hava kirliliğinin yoğun olduğu dönemlerde tek ve çift plakalı araçlar gün aşırı dönüşümlü olarak trafiğe çıkıyor.

645 kilometrelik raylı sistem
Japonya’nın başkenti Tokyo’nun nüfusu 12.9 milyon... Kentteki araç sayısı 4.5 milyon... Metro 1927 yılından itibaren hizmet sunuyor. Metro hattının uzunluğu 645 kilometre uzunluğunda... Günde 5.69 milyon kişi metroyu kullanıyor. Tokyo ve çevresinde bulunan raylı sistemi kullanan yolcu sayısı günde 19 milyonu buluyor.

Mal edinme hakkı kısıtlanamaz
* Prof. Dr. Ahmet Mumcu (Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi): Mal edinme özgürlüğü en önemli haklardan biridir. Otomobil alımına tahdit konulması idari bir tedbir. Otomobil alımının sınırlandırılması seyahat özgürlüğü içinde değerlendirilebilir. Bu, aslında hukuki açıdan da ilginç bir olay. Toplumun çıkarı söz konusu olduğu zaman bazı özgürlüklerde sınırlamalara gidilebilir, ama bu da olağanüstü hallerde söz konusudur. Bir kere insan hakları açısından düşünürsek böyle bir sınırlama olamaz. Sadece Anayasa’nın değil, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin de bu konuda baz alınması gerekiyor. Şayet AİHM daha önce yerleşme, mal edinme özgürlüğünü kısıtlayıcı bir kararı iptal etmişse Türkiye’de de böyle bir şeyin uygulanması hukuken mümkün değildir.